14

1.7K 147 127
                                    

Sabah olduğunda ve Harry gözlerini sonunda açtığında göğsünde yatan ve aralık kalmış ağzından salyalar akan Louis'yi görünce kendi kendine gülümsedi. Tatlı ve de komik görünüyordu. Kim bilir şu an kaçıncı rüyasını görüyordu. Ya da rüya görüyor muydu? Belki de rüyasında Harry ile 'ilginç' şeyler yapıyorlardı. Belki de pembe karlar ve mor çimenler üzerinde dünyada kalan son iki kişi onlarmış gibi öpüşüyorlardı. Her neyse,fazla hayal kurmaya gerek yoktu.

Aklına gelen fikirle Harry yataktan olabildiğince yavaşça ve sessizce kalktı. Odadan çıkmadan önce son kez Louis'ye bakarak gülümsedi ve heyecanlı adımlarla aşağıya indi.

Bir süre sonra gelen adım sesleriyle dayandığı mutfak tezgahından başını çevirdi. Hayır,Louis değildi. Zayn normale göre oldukça erkenden uyanmış,uykulu gözleriyle bir uzaylı görmüş gibi ona doğru bakıyordu. Kim bilir belki de ilk defa okula erken gidecekti.

"Ne yapıyorsun?"

"Ihh,şey ben..." Harry kocaman gülümserken sözlerini nasıl toparlayacağını bilemedi. "Louis'ye kahvaltı hazırlıyorum. O şey...Yani biz...Dün gece denemek istediğini söyledi. Yani bilirsin...Bizi..." Zayn sabırlı olmak için çok fazla çabalıyormuş gibi tek kaşı kalkık bir şekilde ona bakarken doğru kelimeleri bulmak zordu. Doğru kelimeleri bulmak her zaman zordu.

"Bunun için sevindim."dedi Zayn. "Ama onu çok fazla sıkmak istemezsin. Rahat ol ve yavaştan al."

"Tabii. Yani...Haklısın." Harry tepsiye yerleştirdiği pankeklere ve portakal suyuna baktı. Tepsideki günaydın notunu Zayn'e fark ettirmeden avcuna alarak buruşturdu ve hızlıca çöpe attı. "Sıktığım falan yok zaten."

"Yani...Hatta..."düşünürken tabaktaki pankeklerin bir kısmını aniden ağzına tıkıştırmış ve Zayn'in garip ve yargılayıcı bakışlarına maruz kalmıştı. Sessiz ve rahatsız edici bakışlar.

"Günaydın." Louis gözlerini ovuşturarak yanlarına geldiğinde Harry tepsideki tabağı ve bardağı masaya atar gibi koydu ve tepsiyi arkasına sakladı.

"Kendime kahvaltı hazırlamıştım,hepsini yiyemedim. Fazla kalanları yiyebilirsin."dedi Louis'ye doğru düzgün bakmadan.

"Teşekkürler ama hemen çıkmam lazım. Kahvaltıya vaktim yok."

"Bugün boş günün olduğunu sanıyordum." Harry Louis'ye baktı. Giyinmişti. Hem de her zamanki haline göre biraz daha özenli bir şekilde. Saçlarına da şekil vermişti. Ayrıca...Parfüm banyosu mu yapmıştı o? Harry'nin kaşları şüpheyle çatıldı.

"Boş günüm zaten. Kendime bir iş buldum. Bugün ilk günüm."

"Paraya ihtiyacın olduğunu bilmiyordum."

Louis 'ciddi misin' der gibi onun yüzüne baktı.

"Biliyorsun,her zaman babacığın olabilirim."dedikten sonra ona doğru göz kırptı Harry.

"Biliyorsun,bunun için yeterince zengin değilsin."

Louis ona doğru yapay bir gülümsemeyle bakarken Zayn aralarına girdi. "Onu umursama. Ben tekliflere her zaman açığım."

"Üzgünüm."dedi Harry. "Ama ilgilenmiyorum."  Zayn Harry'nin yüz ifadesini abartılı bir şekilde taklit ederek uzaklaştı.

"Ben gidiyorum. Görüşürüz."

Harry olduğu yerde dondu. Çünkü biliyordu ki onu öpmek istiyordu ama bunu yapamazdı. Bir şekilde yapamazdı işte. Onu korkutabilirdi,fazla gelebilirdi ya da onu kaçırabilirdi. Her şey olabilirdi. Artık kaybedecek bir şeyleri vardı ve o ipin üzerinde yürüyormuş gibi hissediyordu.

crazy to love youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin