Harry kendi anahtarını kullanarak evin içine girdi ve ses çıkarmamaya özen göstererek yukarıya çıktı. Sabahın erken saatleriydi. Louis ve Zayn'in çoktan okul için çıkmış olmaları gerekiyordu. Yine de her zaman evde olmaları gibi bir risk vardı. Sorularla uğraşmak Harry'nin şu an istediği son şeydi.
Odasına girdikten sonra her şeyi hızlıca halletmeye çalıştı. Sırt çantasına birkaç parça kıyafet attı. Kurtulduğunu sanıyordu ki kapının açılma sesiyle gözlerini devirdi. Tabii ki de kurtulmamıştı. Louis yavaşça açılan kapının arkasında direncini kırmak için hazır bir virüs gibi dikiliyordu. Üzerinde sadece bir gömlekle. Ona büyük gelen Harry'ye ait gömlekle. Harry kafasını çevirme kararından ancak yarım dakika kadar sonra iradesine söz geçirebildi.
Yaklaşan adım seslerine karşın gözlerini olduğu yerden ayırmamaya çalıştı. Uzun bir süredir aynı tişörtü yerleştirmeye çalışıyordu. Ne yaptığını bile bilmiyordu ki. Sadece tehlike geçene kadar bir şeylerle uğraşmalıydı ve odağını kaybetmemeliydi.
"Gece eve gelmedin."
"Bir arkadaşımda kaldım."dedi Harry soğuk bir sesle. Onun hala üzerinde etkisi olması ona kızgın olmadığı anlamına gelmiyordu. Ona deli gibi kızgındı.
"Ahh,Harry..." Louis yapmacık bir acıma sesi çıkardı. "Bana kırgın olduğun için mi?" Birkaç adımla arkasındaki beden artık Harry'nin görmezden gelemeyeceği kadar yakındı. Göğsü sırtına yapışmış,elleri ince tişörtünün üzerinden kaburgalarının biraz aşağısında dokunduğu yerlerde iz bırakmak ister gibi dolanıyordu. "Sadece aşk. Bunu dert etmene gerek yok. Eminim geçecektir."
"Kıyafetlerimi topluyorum Louis. Beni rahat bırak." dedi Harry kararlı bir şekilde. Ancak sesi düşündüğü kadar kararlı çıkmamıştı. Kırılmadan önceki son şansının onun kendisini bırakması olduğunu bilerek,bunun için içten içe yalvararak söylemişti.
"Unuttuğun bir tanesi var."dedi Louis. Harry onu göremiyordu ama sırıttığını biliyordu. Dişleri omzuyla boynunun birleştiği yerde nazikçe gezinmeye başladı. Köpek dişleri derisine baskı yapıyordu. "Üzerimdeki." Ne olmasını bekliyordu ki? Kaybedeceğini bildiği bir savaşta kendini oyalamaya çalışıyordu.
Louis'nin sıcak nefesini kulağının arkasında ve boynunda hissetti. Boynundaki ince derisinden atardamarına ulaştı,kanıyla karıştı ve tüm vücuduna tek bir nabızla nüfuz etti. Bedeni beyninden önce davranarak kontrolü ele geçirdi,saf bir sinirle arkasına döndü. Eli arkasındaki çocuğun boynuna sarıldı ve onu beli masaya çarpıncaya kadar odanın diğer tarafına kendi adımlarıyla birlikte sürükledi. Parmakları nefret ettiği şeyi yok etmek ister gibi biraz daha sıkılaştı. Ancak hedefi şaşmıştı. Onun boynunu değil kendi aletini boğması gerekiyordu. Ne de olsa tüm bunların suçlusu oydu. Tüm bu zayıflığın ve nefretle içine sürüklendiği şehvetin.
Eli,ona şaşkınlıkla değil ilgiyle bakan çocuğun boynundan ayrılmadan onu masanın üzerinde oturttu. İki yana hareket eden bacakların arasına girdi. Louis'nin yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı. Başını arkaya atmış, bakışlarıyla Harry'yi yapmak istediği şeyleri yapmaya teşvik eder gibi bakıyordu. Harry'nin diğer eli gömleğin tek düğmesini sabırsızla açtı. Louis'nin bacakları kendini ona daha çok göstermek ister gibi biraz daha açıldı. Ayak bileklerini Harry'nin beline bastırarak onun kendisine daha da yaklaşmasını sağlamaya çalışıyordu.
Harry pantolonunu açtıktan sonra kendisini onun içine beklemeye tahammülü yokmuş gibi itti. Louis şaşırmışa benzemiyordu. Hak ettiğinin ne olduğunu farkında gibiydi. Sertleşmiş aleti Harry'nin karnına değiyordu. Harry onu kavrayarak okşamaya başladı.Gömleğin kolu omuzlarından düşmüştü. Ortaya serilen yanık teni hafif terli,yumuşak ve leziz görünüyordu. Harry eğilerek dişlerini omzuna geçirdi. Kasları kasılmıştı,nabzı dudaklarının ucunda atıyordu. Koca bir günah gibi hissettiriyordu. Bu yüzden bu kadar dayanılmazdı. Kolları arasındaki ağırlığı sanki vücudundaki tüm boşlukları dolduruyordu ve sonsuza kadar orada öylece kalmak istemesine neden oluyordu. Burnuna dolan koku baştan çıkarmak ve sarhoş etmek için yaratılmış bir silah gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crazy to love you
FanfictionHarry ve Louis genellikle birbirlerinden nefret ediyorlar.