Let's go , make your move
Peace or war is up to you
Give him up and do it now
If you don't , it's going downPeter 5 dakikada anca düzenleyebildiği salona son bir kez baktı ve ardından koşarak kapının yanına gitti. Ve yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip kapıyı açtı.
"Ah , Peter. Seni çok özledim."
Halası Peter'a sarılırken konuştu.
"Bir haftaya geleceğimi söylemiştim ama neredeyse iki hafta oldu tatlım çok üzgünüm.""Sorun değil May Hala."
"Yani çin yemeklerini getirdiysen."May yeğeninin söyledikleriyle gülümsedi ve elindeki yemek poşetlerini Peter'a uzatırken konuştu.
"Sen yemekleri masaya yerleştir. Ben de üstümü değiştirip geliyorum."Peter halasına başını salladı ve halasının eline tutuşturduğu poşetlerle mutfağa gidip içindekileri masaya dizmeye başladı.
Peter noodleları tabağa koydu ve soğuk çayı bardaklara koyarken gelen halasına gülümsedi ve sandalyesine oturdu.
"Ben yokken neler yaptın bakalım Pete ?"Peter omuz silkti.
"Hiiç sıkıcı şeyler."May gülümseyerek Peter'a baktı.
"Olsun dinlemek istiyorum."
(Şu cümleyi yazarkki en büyük ilham kaynağım olan annem ve ananeme burdan teşekkürlerimi yolluyorum.)Peter lokmasını yuttuktan sonra konuştu.
"Ödev yaptım , okula gittim , arada Harry'le hamburger yemeye indik."
Peter son söylediği şeyle içinden küfretti.
Harry'i Wade'le olan randvusundan beri görmemişti.
En yakın arkadaşı kim bilir onun için ne kadar endişelenmişti.Peter May halasının konuşmasıyla düşüncelerinden ayrıldı.
"Harry nasıl peki ? Babasıyla arası nasıl ?"Peter Harry'le konuşmamış olmasına rağmen adı gibi bildiği cevabı verdi.
"Hayır."En yakın arkadaşının babası ona asla vakit ayırmazdı. Peter bunun Harry'i ne kadar üzdüğünü biliyordu bu yüzden onun yanında bu konuyu pek açmazdı. Ama May hala Harry'nin babasıyla olan ilişkisini bildiğinden ona hep bir anne gibi davranırdı.
Tıpkı Peter'a yaptığı gibi.May sinirle konuştu.
"Er ya da geç o adam işinin oğlundan daha önemli olmadığını fark edecek ve fark ettiğinde çok pişman olacak.""Umarım dediğin gibi olur May hala."
~
Peter dijital saatinden gelen sesle başını problemlerden kaldırdı ve saate baktı ve kaşları çatıldı. Saat on bire gelmişti bile.
Peter düşündü.
Ders çalışmaya başladığında hava daha aydınlıktı.Artık uyuması gerektiğine karar verip üstünde bebek dinozorlar olam mavi eşofmanını ve beyaz kısa kollu bir üstü üzerine geçirdi.
Ardından da kendini yatağa bırakıp gözlerini kapattı.Ama gördüğü kabusla aniden nefes nefese uyandı ve yorganı ağzına kadar çekti.
Aptal Wade.
Kabus görmesinin tek sorumlusu oydu.
Bir de kendi aptal inadı tabii.Yatakta sağa sola döndü ama korkudan bir türlü uyuyamayınca tuvalete gidip yüzüne biraz su çarpmaya karar verdi.
Ayaklarını önce yataktan sarkıttıktan sonra olabilecek en sessiz adımlarla banyoya doğru yürümeye başladı. Aslında bu kadar sessiz olmasına gerek yoktu. May halası derin uyurdu ve kolay kolay hiçbir sese uyanmazdı. Ama en ufak bir ses çıkarsa buradaki her şeye nerede olduğunu haber verecekmiş gibi hissediyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blinde ||SPIDEYPOOL TEEN AU||
Fanfiction"Önce kendini sınıfa tanıtman gerek tatlım." "Wade , Wade Wilson." Bunu söylediği gibi çantasını ayağının altına atarak adının yeni Peter olduğunu öğrendiği çocuğun yanındaki sıraya çöktü. (03.07.18) (Tamamlanmıştır ama finali de dahil olmak üzere b...