Blinde ||SPIDEYPOOL TEEN AU||

#26

My lover's got humour
She's the giggle at a funeral
Knows everybody's disapproval
I should worshiped her sooner

Peter Wade'in ona getirdiği poğaçayı memnuniyetle aldı ve Wade'in de yanına gelebilmesi için oturduğu bankta hafifçe kenara kaydı.
Tabii Wade yine de onun tam bitişiğine oturmuştu.

Yarım saat önce Wade'in Peter'ın yeni sildiği yere kahve dökmesi ve Peter'ın sinir krizi geçirip ağlamasıyla Wade biraz ileri gittiğini düşünmüş ve onu parka getirmişti.

Saatin gece on bir olmasından da sebeple parkta onlar dışında kimse yoktu.

"Ee biraz daha iyi misin ?"

Peter ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra evet anlamında başını aşağı yukarı salladı.

"Güzel."
"Beni gerçekten korkutmuştun."

"Çünkü orayı daha YENİ silmiştim !"

Wade kollarını teslim olmuşçasına iki yana açtı ve sakinleştirici bir tonda konuştu.
"Tamam , gerçekten özür dilerim."

"Bilerek yaptığını biliyorum Wade numara yapma."

"Ama-

Peter bitirdiği poğaçanın poşetini top yapıp bankın birkaç metre ötesindeki çöpe fırlattı.
"Ha yani kahveyi bilerek düşürmedin ?"

Wade ayağıyla bankın yanındaki çimleri ezerken mırıldandı.
"Ağlayacağını düşünmemiştim ama."

Peter başını Wade'in omzuna koydu.
"Boşver sorun değil."

Wade Peter'ın bir anda yumuşamasına şaşırsa da gözlerini çoktan kapattığını görünce şaşkınlığı gitmişti.

Sabah muhtemelen Peter onu öldürecekti ama şimdi uykusu geldiğinden bunla uğraşmak ona yorucu gelmiş olmalıydı.

Ki onu sabahın sekizinde kaldırıp bir de üstüne hayvan kadar iş yaptırdığı düşünülürse Peter'ın uykusu gelmesi de çok normaldi.

Peter'ı çok hareket ettirmemeye özen göstererek üstündeki ceketi çıkarttı ve Peter'ın üstüne örttü.
Çoktan uyuyup uyumadığını anlayamamıştı ama yine de riske atmak istemiyordu.

Geceleri iyice soğuyan park bugün o kadar da soğuk değildi ama Peter nefes verdiğinde havaya karışan bulut onun Wade'le aynı fikirde olmadığını gösteriyordu.

Sol kolunu Peter'ın omzuna attı ve onu iyice kendine bastırdı. Bir saat sonraya kadar uyanmazsa onu kendi eve götürecekti.
Ama o zamana kadar kahverengi dalgalarla oynamak çok cazipti.

Wade Peter'ın dalgalı saçlarını parmakları arasında gezdirirken birkaç metre arkasında onları izleyen biri olduğundan bir haberdi.

~

Peter sabah kendi yatağında uyanmıştı.
İlk başta buraya nasıl geldiğini hatırlamasa da sonra muhtemelen Wade'in getirdiğini düşünmüş , bu yüzden de bunu kafaya takmamıştı.

Telefonuna gelen mesaj sesiyle başıcundaki telefona doğru gerindi ve eline aldığı telefonun mesajlar bölümüne girdi.

Harry: Peteeer
Harry: Nerdesin ?
Harry: Bayan Courage değişim ayının dolduğunu ve bugün okula geleceğini söylemişti ama hala yoksun

Okuduğu mesajla Peter'ın kaşları çatıldı ve telefonun üst kısmındaki saate bakmasıyla anında yataktan dışarı fırladı. İlk dersi kaçırmıştı bile.