Part 14

494 34 6
                                    


İlk önce bizim lisenin oraya gitmeye karar vermiştik. Daha doğrusu Ferit'in sevgilisi öyle istemişti. Lise'nin yakınlarına geldik. Her defasında hiç olmayacak bir şey Selim'i hatırlatırdı bana ama bu defa nedense aklıma hiçbir şey gelmedi. Bunun nedeni sanırım orada bir değil, yüzlerce anının olmasıydı. Aradan kaç yıl geçmişti ki? Çok özlemiştim burayı. Selim'i kaybettikten sonra ertesi yıl okuldan kaydımı aldırmıştık. O zamanlar okula girdiğim andan itibaren nefes alamıyordum...

Bazen abartı gibi geliyor değil mi? Nefes alamamak... Nefes almak sadece beyne oksijen gitmesi değil işte. O havayı içinize çektiğinizde ferahlamanız lazım, ciğerlerinizin hissetmesi lazım o nefesi, gözlerinizin bile hissetmesi ama en önemlisi ruhunuzun hissetmesi. Belki ciğer nefes almazsa tedavi olursunuz, ama ruhunuz almazsa işte o zaman hiçbir doktor tedavi edemez sizi. Aldığınız her bir nefes zehirler sizi. Herkesin gözü önünde boğularak ölürsünüz de hiçbiri farketmez. Psikolojik deyip geçerler.

Okul kapalı olduğu için etrafını dolaştık biraz, basketbol sahasının etrafını gezdik, en son yorulunca tribünlere oturduk. Sevda'nın kafama top attığı gün aklıma geldi, gerçekten iki hafta kafamda bir bandajla dolaşmıştım. Alnımdaki yara izine dokundum. Tam saçlarımın çıktığı yere yakın olduğu için farkedilmiyordu. O zamanlar iz kaldı diye estetik olmayı bile düşünmüştüm. Şimdiyse seviyordum ben bu izi.

''Alnında delik açan kız dediğimde sana 'iz kalmayacak' diyordun?''

Nisa yanıma gelmişti, anlaşılan aklımı da okumuştu. Gülümsedim.

''Her sabah aynaya bakar, içimden neler neler derdim Sevda'ya.''

O da güldü.

''Eee Ferit'in sevgilisi hakkında ne düşünüyorsun?''

Onlara baktım. Ferit kıza bir şeyler anlatıyor, o da gülüyordu.

''Açıkçası yakışıyorlar. Ama bana sorarsan bayılmadım. Kızla ben evlenmicem sonuçta Ferit'in sevmesi yeterli.''

''Bende ısınamadım. Neyse onu boşverelim de biz çıktık ama nereye gidiyoruz bundan sonra? Bu kız şuraya gidelim diyecek bizde onun peşinden mi gideceğiz?''

''Yani bilmiyorum ki ben köprüye gideriz, diye düşünmüştüm ilk.''

''Çok iyi fikir. Bak bence siz başbaşa takılın diye bunları ekip, köprüye gidelim.''

''Nisa kızı gezdiricez dedik ama ayıp olmaz mı?''

''Yok ya, ne ayıp olacak? Hem beni bilmiyor sanma, ileri geri konuşmuş seninle Ferit söyledi.''

''İyide o yanımızda değildi ki.''

''Dinlemiş işte.''

Ferit'e baktım tekrar.

''Hadi kalk ilk önce Ferit'le konuşalım.''

''Feriiit, iki dakika gelsene!''

Nisa yanına gitmek yerine onu çağırmıştı. Ferit gelince ben konuşmaya başladım.

''Kanka Selma beraber mi gezmek istiyordu? Pek memnun gibi değil halinden.''

''Valla bende anlamadım. Aslında sabah öyle konuşmuştuk ama şimdi bilmiyorum.''

''Bak ayrılalım istersen ben cidden hissettim, kız benden hoşlanmadı. Zehir olmasın gününüz.''

''Elif o seni kıskandı sanırım, üstüne alınma herkese böyle. Ama aynen ayrılalım o zaman.''

-Tamamdır.

Arkasını dönüp inmeye başladı tribünlerden, sonra tekrar bize döndü.

''Biz buraya geldik ama sen iyisin değil mi?''

PEKİ BİR GÜN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin