Part 12

572 34 7
                                    


Eve dönerken yol boyunca kırılan kar küresini düşündüm. Neden oraya koymuştum ki... Kendimi suçlamamak elimde değildi. Başımı cama yasladım. Selim'den aldığım ilk ve son hediye. Çok acımasızdı her şey, o küreye gözüm gibi bakarken sadece bir gece önce çok uykum gelmiş ve yerine koyamamıştım. Sena'ya bağırsam çağırsam ne geçecekti elime? Hiçbir faydası yoktu ne küre geri gelecekti ne de Selim... Düşündüm de Selim de benim ellerimden böyle biranda düşüvermişti. Yakalamaya zamanım bile olmadan biranda paramparça olmuştu... Omzumda bir el hissettim, döndüğümde Sena bana bakıyordu.

''Benden nefret ettin değil mi? Tek bir kelime etmedin, bağırmadın, kızmadın bile. Ama içten içe benden nefret ettin...''

''Saçmalama Sena.''

''Elif söyle, yeter artık anlat bana! Kız, bağır, tokat at hatta... Her şeyi içinde yaşamana dayanamıyorum. Yüzün gülüyor, sanki her şey normalmiş gibi davranıyorsun her zaman ama değil işte. Bu acı seni her geçen gün tüketiyor.''

''Şimdi konuşmayalım bunu, otobüsteyiz.''

''Ne zaman konuşucaz peki Elif? Şimdi konuşmayalım ders çalışmamız lazım, şimdi konuşmayalım ben hastayım, uykum var, sınavım var. Kaçtığını farketmiyor muyum sanıyorsun?''

''Ne dememi bekliyorsun Sena? Söyleyecek bir şeyim yok, ayakta durmaya çalışıyorum sadece...''

''Yetmez mi kendine bu kadar eziyet ettiğin? Kaç defa gördüm seni o küreye gülümseyerek bakarken şimdi seni gerçekten mutlu eden tek şeyi ben aldım elinden. Selim'den sana kalan, sana onu hatırlatan tek şeydi o biliyorum. Sen bana kızmadın ama ben kendimi nasıl affederim şimdi Elif?'' 

''Selim'den bana kalan elle tutulur tek şey o küreydi ama hatırlatan tek şey değil. Bir bilsen her gün nelerin bana onu hatırlattığını gerçekten şaşırır kalırdın. Ama kayboluyorlar Sena... O kadar uğraşıyorum ki unutmamak için ama zaman teker teker elimden alıyor bütün anıları... Burada tek bir suçlu var ne sen ne bir başkası. Geçen zaman...''

Tekrar cama dönüp dışarı baktım. Yanağımdan yine birkaç damla yaşın süzüldüğünü hissettim. Sena elimi tutup başını omzuma yasladı.

''Onun yanına gidelim.''

''Gidemem. Orada yazan tarihleri okumaya dayanamıyorum.''

''Nasıl istersen. Ama seni bekliyor, bundan eminim. '' 

...

3 saatlik yol neden bu kadar uzun gelmişti bilmiyorum. Otobüsten indikten sonra kızlarla konuşmadan arabaya yürüdüm. Annemler beni bekliyordu. Akşam konuşurduk zaten. Önceki gelmemde kimseye haber vermeden akşam tekrar dönmüştüm. O yüzden yaklaşık 5 ay gelmemiş sayılırdım. Bavullarımı bagaja koyup arabaya bindik.

''Baba ben kullanayım mı arabayı?''

Babam dışarı çıktı. Anahtarı da bana fırlatıp kafasıyla ''geç bakalım'' işareti yaptı. Araba kullanmayalı da uzun zaman olmuştu. Şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturduktan sonra gülerek konuşmaya başladı.

''Frenin, gazın yerini unutmadın değil mi? Bir yere vurma bak yeni çıkardım arabayı bakımdan.''

''Aşk olsun baba... Tabiki unutmadım, hakarete uğramış gibi hissettim şu an şoförlüğümü mü sorguluyorsun?''

''Yok kızım bilirim ben senin şoförlüğünü... Daha ehliyet yok, bir şey yok canı sıkılmış hanımefendinin arabayla markete gidiyor. Sen git tam yan taraftan adamın birinin arabasına gir. Sonra şoförlüğümü sorguluyorsun baba.''

PEKİ BİR GÜN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin