Part 18

454 35 11
                                    


Çorbayı yaptıktan sonra bir kaseye doldurup abimin odasına götürdüm. Odasına girdiğimde yine bitkin bir şekilde yatıyordu. Beni görünce kulaklığı çıkarıp doğruldu. Güldüm.

''Yaklaşık 40 derece ateşte ne dinliyorsun?''

''Dalga geçme be! Zaman geçmiyor ,ne yapayım.''

''Film açayım mı sana?''

''O da güzel olur bak.''

Masayı yatağın yanına çektim. Tepsiyi de masanın üzerine bıraktım.

''İçebilecek misin?''

''İçeriz kardeş o kadar düşmedik daha...''

Laptopu masanın üzerine koydum.

''Başka istediğin bir şey var mı?''

''Yok Elif, sağol da...''

''Ne oldu?''

''Ağladın mı sen yine?''

''Hayır canım nereden çıkarıyorsun.''

''Kızım anlarım ben, yalan söyleme.''

Birşey söylemeden bekledim. Cidden kimi kandırıyordum ki. Her zaman en iyi arkadaşım olmuştu abim. Ondan bir şey saklamak imkansızdı zaten. Bana bakıp tekrar konuşmaya başladı.

''Kusura bakma, sonradan aklıma geldi onun da sevdiği.''

''Abi saçmalama ne yani o seviyor diye bir daha yapmayacak mıyım?''

''Ya Elif bilmiyor muyum sanki bu aralar kötüsün işte... Her şey onu hatırlatıyor sana.''

Gülümsedim.

''Her şeyin bana onu hatırlatması kötü bir şey mi? Daha iyi zaten ben unutmak istemiyorum.''

''Vicdan azabı çekiyorum var ya o gün tenceredeki tüm çorbayı içmiştim.''

''Vicdan azabı çekmene gerek yok aslında... Sana anlatmamış olabilirim bazı şeyleri.''

''Ne?''

-Ben teyzemlere götürmemiştim o çorbayı. Yani evden nasıl çıkarıcağımı bilemedim. Teyzem de tadına baksın dedim ama aslında Selim içmişti.

''Nasıl ya?Teyzem çok güzel olmuş falan diyordu.''

''Teyzeme anlatmıştım ki her şeyi Selim teyzemlere geldi, onlar bahçede beni bekliyordu yani.'

Şaşkın bir şekilde beni dinliyordu. Güldü sonra

''Öyle masum , saf gibi duruyorsun ama cidden sen varya.''

Kafama vurdu hafifçe. Bende güldüm. Sonra ikimizde sustuk.

''Sabah hastaneye gidin diye, kıyameti koparmanın sebebi de oydu değil mi?''

''Ne bileyim abi ya, korktum işte. Selim'de de ilk böyle başlamıştı.''

''Ahh be kızım... .Yine iyi geliyorsun üstesinden ben olsam çoktan kafayı yemiştim.''

-Yemediğimi nerden biliyorsun..

''Yemişsindir sen, yemediğin bir o kalmıştı. Onu da yemişsindir.''

''Iyyy ne kötü espri ama...''

Konuşmanın iyi bir yere gitmediğini farkedince hemen şakaya vurmuştu. Ayağa kalktım.

''Ben içerdeyim, bir şey olursa seslen bana.''

''Tamam kuzum, sağol.''

Abimin odasından çıkıp mutfağa geçtim tekrar. Çorbadan bir kasede ben aldım. Hiç fena değildi aslında Selim de beğenmiştir değil mi diye düşündüm. Sonra odama geçtim. Dolabımı düzenlemem gerekiyordu, işe koyuldum. Kıyafetleri katlarken elime bir forma geldi. Fenerbahçe forması. Onu ayırıp yatağımın üzerine koydum. Sonra katladığım kıyafetleri dolaba yerleştirdim. Gözüm tekrar yatağın üzerindeki formaya takıldı.

PEKİ BİR GÜN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin