Part 15

478 33 0
                                    

MEDYADAKİ ŞARKIYI DİNLEMEYİ UNUTMAYIN! İYİ OKUMALAR...

Sonraki iki gün boyunca gezmedik yer bırakmamıştık. Bizim suratsız doktor ve arkadaşı da hayran kalmıştı gittiğimiz yerlere. Bu arada artık ismini söylemeliyim diye düşündüm. Onların İstanbul'a dönecekleri son gün Mehmet'ten bir öneri geldi. Akşam Yalın konseri vardı, hep birlikte gitmeyi teklif etmişti. Bu fikir bizimkilerin de çok hoşuna gitmiş , kabul etmişlerdi. Yalın... Eskiden ne çok dinlerdim. Şimdi neredeyse şarkılarının sözlerini bile unutmuştum. Biri hariç. Ben gitmeyecektim. Aldıkları bileti de Sena'ya vermelerini söyledim. Ama gitmememin nedenini bilmediklerinden ısrar ediyorlardı.

 En son durum ''gelmezsen küserim''e dönmüştü. Bu neydi böyle cidden? Gülmeme engel olamamıştım. Çocuk muyduk biz? Ama şimdi düşünüyorum da aslında arkadaşlıkların bitme sebebi bazen büyümek galiba. O çocuksu hallerimizi, çocuk saflığımızı bırakmasak, bugün aramızda sorun olan şeylerin çoğundan kurtulmuş olurduk. Ama garipsiyordum işte. 

Bir iki yılda çok fazla büyümüştüm ben. O eski şımarıklığımı kaybetmiştim mesela. Kimseden ilgi beklemiyordum, kimseye sinirlenmiyordum. Çok çabuk affediyordum, sonra ailemin uyarıları artık daha mantıklı geliyordu. Abimin dalga geçtiği, ''Benim bu kıymetli beynimin ondan başka düşünecek bir şeyi yok mu?'' cümlesini kullanmayalı yıllar olmuştu. Ya da annemler özellikle dış görünüşümü övdüğü zaman kendimi güzel hissetmiyordum. Hatta annemleri tipsiz olduğuma inandıramıyorum, diye dert yanarım çoğu zaman. Bunları düşünürken gülümsedim. 

El üstünde tutulduğum, sorunsuz,neşeli bir ailede büyümüştüm, şımartılmıştım. Hatta 15 yaşımda babamdan peluş panda istemiştim doğum günümde. Babam gülmüş. ''Bu kız hiç büyümeyecek.'' demişti. Ama çok değil ondan bir yıl sonra artık doğum günlerimi kutlamama kararı almıştım. Hayatın insanı nasıl büyüteceği belli olmuyordu işte. Kimilerini aile, kimilerini arkadaşları, kimilerini de aşkı büyütüyordu.

Akşam konsere Sena'nın da gelmesini istemiştim. Nisa her zaman yanımdaydı ama Emir'de oluyordu. Kızın ilgisi bir de bana bölünüyordu. O yüzden çoğu zaman onlarla takılmak istemezdim, her ne kadar ikisi de beni yalnız bırakmak istemese de. Yalnızlıkta sorun değildi. Zaten şu son zamanlarda da kalabalıkların insanı olmadığımı daha iyi anlamıştım. Sena'yı aradım, akşam onunda gelmesini söyledim. Şaşırmıştı, benim konsere gideceğime ama ''tamam'' dedi.

 Akşam yedi gibi konserin yapılacağı yere gelmiştik. Sekizdeydi konser ama biz o bir saatin nasıl geçtiğini anlamadan başladı. Yalın'ın sesini duyunca içim yine bir garip oldu, ama ne kadar özlediğimi de farkettim. Neşeli şarkılardı zaten söyledikleri. Sonra sıra o şarkıya geldi. Şarkının ismini söyledi; ardından gitar sesiyle başladı...

3 Nisan 2015

Bahar gelmişti çoktan. Okuldan sonra yine etüt olduğu bir gündü. Biyoloji hocamız bu defa bir gitarla girdi içeri. Sınıftan biri sordu.

''Hocam siz mi çalacaksınız?''

''Yok gençler, nerde... Ben çalmayı bilmiyorum maalesef. Kerem hocanızın gitar, emanet etti bana bir iki saatliğine.''

Sonra sınıfta gezdirdi gözlerini.

''Çalmayı bilen var mı aranızda?''

Selim'in sınıfından bir çocuk cevap verdi.

''Selim biliyor hocam.''

''Selim oğlum maşallah seninde elinden gelmeyen yok, on parmağında o marifet. Sesin de güzel mi?''

''Hocam sesi Yalın'a çok benziyor.''

''Öyle mi Selim?''

''Arkadaşlar benzetiyor biraz hocam.''

O sırada Sevda ekledi.

''Birde ben.''

Selim Sevda'ya bakıp gülümsedi. Bu arada ben duvar kenarında en önde oturuyordum. Onlar arka sıralardaydı. Duvara biraz daha yaklaşıp önüme döndüm, resmen sinmiştim oraya. Elimden gelse duvarı delip ders bitene kadar oraya girip beklerdim. İlk zamanlar Selim'le aynı dershanedeyiz, diye sevinirken ardından Sevda'nın da dershaneye başlamasıyla kabusa dönmüştü her şey. Zaten ders notlarımda düşmüştü, hiçbir şeye odaklanamıyordum artık.

Hoca gitarı Selim'e götürdü.

''Al bakalım, madem sesin Yalın'a benziyor onun şarkılarından birini çal.''

Allahım bu bana ceza mıydı? Yalın benim çocukluğumdan beri her şarkısını bayılarak dinlediğim, sesine aşık olduğum adamdı. Ve şimdi aşık olduğum adamın sesi ona mı benziyordu yani? Hiç de farketmemiştim bugüne kadar. Ama sesini duyduğun mu var Elif dedim, neyi farkedeceksin? Ben bunları düşünürken, Sevda konuşmaya başladı.

''Selim, ''Meleklerin sözü var''ı söyle.''

Tüm sınıftan bir oooooww sesi yükseldi.

''Hadi bakalım Selim, kırma Sevda'yı.''

''Onu söylemesem sözlerini unuttum hem...''

''Hayır ya, onu söyle sözlerini açarım ben sana. Bir kez oku aklına gelir zaten.''

Sevda'dan sonra Selim tekrar konuşmaya başladı.

''Bir dahaki ders söyleyim o zaman.''

''Ama o zaman sınıflar ayrılıyor, bizde dinlemek istiyoruz.''

Konuşan Sevda'nın arkadaşı Tuğçe'ydi. Bizim sınıftaydı bu kız, Sevda yetmiyormuş gibi bir de bununla uğraşırdım çoğu zaman. Arkamı dönüp Selim' e baktım, o da bunu beklermiş gibi bana baktı.

''Selim lütfen, söylemeni ben istiyorum bak.''

Selim bakışlarını benden çekip Sevda'ya baktı. Sonra hiçbir şey demeden gitarın akorunu yapmaya başladı.

Ben anlamıştım. Sınıfta bende olduğum için söylemek istemiyordu. Üzülürüm diye düşünmüştü muhtemelen. Zaten beni kendine bağlamasının sebeplerinden biri de buydu ya, eğer özellikle ilişkisini gözüme sokmaya çalışsa ya da benim hislerimi küçümsese ben bir daha yüzüne bakmazdım onun. Ama o bunu yapmıyordu. Karşılık vermiyordu belki ama hislerime saygı duyuyordu. Yinede çok acı bir gerçek yüzüme tokat gibi çarptı. Sevda için söyleyecekti öyle mi?Kulaklık mı taksaydım, farkedilir miydi? Hayır duymak istemiyordum, dinleyemezdim. O sırada gitarın sesi geldi kulağıma, işte başlıyoruz...

Söylediği her bir söz aklıma kazınıyordu sanki ve sesi gerçekten Yalın'a benziyordu. Çok güzeldi. En sonunda pes ettim. Sadece tadını çıkar Elif, o kız için söylediğini düşünmeden. Arkamı dönüp herkes gibi bende Selim'e baktım.

''Kalpler yanmış, yağmur ıslatmış... Tanrı korumuş ya sevenleri...''

Bir anda bana bakarak söylemeye devam etti.

''Son nefesimde yanımda sen olacaksın, son sözlerimi bir sen duyacaksın.Meleklerin sözü var, meleklerin sözü var...''

Sonra tekrar kaçırdı gözlerini, bende hemen önüme döndüm. Bana bakmış olamazdı. Çok güzel en sonunda kafayı yedim sanırım, dedim kendi kendime. Bu şarkıyı söylerken bana bakmış olamazdı...

...

Şarkı bitince herkes gitmişti sanki. Artık sesleri duyamıyordum, yapayalnızdım kocaman konser alanında. Kafamın içinde şarkının sonu yankılanıyordu sadece.

''Son nefesimde yanımda sen olacaksın, son sözlerimi bir sen duyacaksın... Meleklerin sözü var...''

PEKİ BİR GÜN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin