19

2.5K 335 59
                                    

"Engin."

"Hım?"

"Otobüs durdu."

"Neredeyiz?"

"Nirvana."

"Ne?"

Bir kıkırtı uykumu dağıttığında gözlerimi zorlukla açtım. Karşımda ela gözleri görünce istemsizce gülümsedim.

"İyi misin?" diye sorduğunda gerindim. 

"Bomba gibiyim güzelim. Sen nasılsın?"

"Turp gibi!" diye cıvıldayıp yanağıma hızlı bir öpücük bıraktı. Öptüğü yere elimi koyup şaşkınlıkla sordum, "Bu ne içindi?"

"Uykudan uyanma öpücüğü," deyip gülümsedi.

O sırada doktor içeri girdiğinde yüzüm geri asıldı. Birkaç gündür Zehra'nın durumunu netleştirmeye çalışıyorlardı. Eğer durumu kesinleşirse tedaviyi ona göre düzenleyeceklerdi. Odadan istemeye istemeye çıktım.

Kapıyı kapatırken zorla gülümseyip küçük kızıma göz kırptım. Avuç içini öpüp bana doğru üflediğinde kalbim sıcacık oldu.

Kapının önündeki sandalyelerde bizimkiler oturuyordu. Mithat'ın sevgilisi bu hastanede hemşireydi, Zehra'nın her şeyiyle ilgileniyordu. Baran bana elinden geldiğince destek oluyordu. İrem hiç konuşmuyordu. Zehra ile çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenmiştim. Fark edemediği için kendini suçluyordu. 

Haberi öğreneli birkaç gün olmuştu ama ailesine haber vermemiştik. İstemiyordu. O da haklıydı.

"Bir şeyler yemelisin artık."

Baran'a göz ucuyla baktım. "Canım istemiyor."

"Oğlum iki gündür ne hale geldin, ölmeye mi çalışıyorsun?"

Cevap vermeyip sandalyeye çöktüm. Koridorda hiç ses yoktu. Herkes, her şey bulanıktı. Arada bir yüzü güldüğünde iyi hissediyordum sonra hemen geçiyordu. 

"Ben annemle konuşacağım," deyip koridordan ayrıldım. Merdivenlere çöktüm ve annemi aradım. 

Üçüncü çalışın ardından o güzel sesini duydum. "Oğlum?"

"Annem."

"Bir şey mi oldu bebeğim? Gecenin bir vakti neden aradın?"

Sesindeki şefkat gözlerimi ıslattığında nefesimi üfledim.

"Anne... Ben birine aşık oldum."

Kısa bir sessizliğin ardından konuştu. "Canım benim... Anlat bakalım."

Avucumu gözüme bastırıp gülümsedim. "Anne, çok zeki bir kız biliyor musun? Çok güzel gözleri var. Boyu benden kısa, minicik. Anne, adı Zehra. Bir görsen, öyle çok seversin ki. Anne..." diye fısıldadım gözümden akan yaşları hızla silerken. 

"Anne Zehra çok hasta," diye mırıldandım çatlayan sesimle. Gözümden akan yaşları durduramıyordum. "Anne onu kurtarmam lazım. O çok... Çok iyi kalpli. Çok naif. Çok güzel. Kalbimden öptü anne. Yemin ederim hissettim. Kalbimi öptü ve bana sarıldı. Anne... Ne yapmalıyım? Onu nasıl kurtarmalıyım? Ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

Sessizlik beni boğarken hıçkırdım. Ağlıyordum. Bir bebek gibi ağlıyordum. Ben ne ara kapılıp gitmiştim bu kıza?

"Engin, kızlar kırılgan görünürler ama çok güçlülerdir. Eminim ki Zehra çok güçlü bir kız. Sen onun savunmasız görünüşene aldanma ve dik dur. Ona hediyeler al. Gülümse. Kurtarman için belli bir yol yok bebeğim. Sen sanırım epey aşık olmuşsun bu kıza. Halledebilirsin. Ben sana güveniyorum. İnan bana, Zehra iyileşecek." Benim ağlamama dayanamadığını biliyordum, ağlıyordu ama çaktırmıyordu. Dudaklarıma ufak bir tebessüm yerleşti.

"Seni seviyorum anne."

"Ben de seni seviyorum oğlum."

"Babam öldüğünde böyle mi hissettin?"

Kısa bir sessizlik oldu. "Sanırım evet."

"Sana daha fazla sarılamadığım için özür dilerim."

Güldü. "Anaokuluna giderken de böyle derdin."

Ben de güldüm. "Öğretmen seni her aradığımda bu son derdi. Her gün aradım."

"Canımın köşesi."

"Zehra ile beraber geleceğim, söz."

"Bekleyeceğim."

"İyi geceler anne."

"İyi geceler bebeğim."

Telefonu cebime koyup başımı demire yasladım. Gözlerimi kapattım. Belki uyursam geçerdi.

xxx




pejmürdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin