Saat 03:26. Ekranda tek bir mesaj.
Gönderen: Güzelim
Balkona çıksana. 03.25Yataktan kalktım ve sessizce odamdan çıktım. Üzerimde hafiften bir sersemlik vardı ve saçlarım dağılmıştı.
Yüzüme biraz su çarpıp aynaya yansıyan yüzüme baktım. Beni bekliyordu. Yüzümü göremeyecekti ama onunla özel mekanımızda her buluşacağımızda yüzümdeki ifadeye bakardım. Sağlıklı mıyım, iyi görünüyor muyum. O hemen anlardı çünkü. Gözümün içinden bilirdi ne olduğunu. Şimdi beni göremiyor diye onun yerine ben kontrol ederdim kendimi. Çünkü o öyle isterdi.
Sevgisini her yanımda hissediyordum. Kalbimi onun ellerinin sıcaklığına bırakalı çok uzun zaman olmuştu.
Balkona açılan kapıya geldiğimde derin bir nefes aldım. Aynı kalp çarpıntısı hep yerini alıyordu bu saniyelerde. Gülümsedim.
"Minik kuş?"
"Engin'im. Hoş geldin."
"Hoş buldum," derken balkona koyduğumuz tekli koltuğa oturdum.
Yıldızlara baktım. "Bugün balkon epey serin."
"Evet, çok güzel."
"Senin gibi."
Bir saniyelik sessizlik oldu. "Aşağı gel." Duraksadım."Şimdi mi?"
"Gel, sarılmak istiyorum."
İçim gitti bir anlığına. Nefesim tıkandı bir an. Balkondan çıktım. Dış kapıyı sessizce açıp Mithat'ın terliğini hızlıca geçiriverdim ayağıma.
Alt kata indiğimde çoktan kapıyı açtığını gördüm. Üzerinde mavi kedili pijaması vardı. Küt saçları başının iki yanında salınıyordu ve gözlükleri yoktu. Onu öpmek istedim.
Yanına yaklaştığımda kollarını bana uzattı. Daha da yakınına girdim. Elleri ensemi buldu ve alnını alnıma yasladı.
Beni içeri çekti, kapıyı kapattığımda beni duvara itti hafifçe. Hınzırca gülümsedim. Yaramaz bir kediyi andırıyordu.
"Çok mu özledin beni?" diye fısıldadım kulağına doğru.
"İki gündür nerelerdesin sen?" deyip başını göğsüme yasladı ve kollarını sıkıca boynuma doladı.
"Iıımm, birkaç işim vardı. Ama bak, günün sonunda kollarındayım," deyip sırıttım. Kolumu çimdikledi. "Sapık."
Bu sefer sesli güldü. "Beni duvara yaslayan sensin sinsi."
Daha da utanıp elini hafifçe göğsüme vurdu ve yüzünü sakladı. "Şş, utanma. Bak bana, öpeyim bir kez."
Arkasını dönüp benden kaçınca tekrar güldüm. Küçük kızım. Kalbime neler yapıyordu.
Balkona çıktığımda ahşap sandalyenin birine oturduğunu ve başını gökyüzüne çevirdiğini gördüm. Çok güzeldi.
"Zehra."
"Hım?"
"Öpsem ya seni bir kere?"
Ellerini yüzüne bastırıp kıkırdadı. "Sussana."
Dizlerinin dibine oturup yüzümü ona doğru yaklaştırdım ve ellerini indirdim.
Güzel gözlerini ürkekçe açıp yüzüme baktı. "Engin sen çok güzelsin, biliyor musun?" diye mırıldandı.
"Dikkatimi dağıtma," diye mırıldanıp yüzüne yaklaştım. Kalbim çok fazla hızlıydı. Nefesimi yavaşça verdiğimde dudaklarıma baktı. Pembe ve minik dudaklar hafifçe aralanmıştı. Heyecanını bastırıyor gibiydi ve yüzündeki utancı çok net görebiliyordum.
"Şşh, kapat gözlerini."
Dediğimi yapıp ellerini omuzlarıma koydu. Parmakları omuzlarıma gömülmüştü ve hafiften titriyordu.
Tüy gibi hafif bir öpücüktü. Biraz geri çekilip yüzüne baktım. Nefesini tutmuştu. Gözlerini açacağı sırada bu sefer dudaklarımı ona bastırdım ve şaşkınlığını hissettim.
Elleri omuzlarımdan enseme, ardından saçlarımın arasına kaydı. Ellerim titriyordu. Ne yapacağımı bilemeyip ellerimi beline yerleştirdim.
Geri çekilen o oldu. Alnını bir kez daha alnıma yasladı. Kahkahalarla gülmek istedim, kalbimde filler tepişiyordu.
Başımı dizine yaslayıp gözlerimi kapattım. Ben... 24 yaşında yetişkin bir erkektim ama sevdiğim kadını öperken utanmıştım. Ellerini saçlarıma koydu ve derin bir nefes aldı.
Bir süre sustuk. Sadece geceyi dinledik. Hava serindi ama hissetmiyordum. Vücudum utançtan ısınmıştı.
"İyi misin?" diye sordu kısık sesle.
"Harikayım. Sen?"
"Vişne yüzlüyüm ve huzurluyum."
Güldüm. Sonra bir an da duraksadım. Nefesimi tuttum ve başımı kaldırdım. Yüzü meraklıydı. Bir şey diyeceğimi anlamıştı.
"Zehra?"
"Efendim Engin'im?"
"Evlensene benimle."
Donakaldı. "Ne?"
Gözlerimi kaçırdım. "Ben... Ben bir yüzük alamadım ama... Seninle evlenmek istiyorum. Yani... Aslına bakılırsa aynı evde yaşamak, akşam eve geldiğimde seni bulmak ve sana benzeyen bir çocuğumuzun olmasını çok-"
Sözümü kesen pembe dudaklar beni şaşkına çevirmişti. Donakalma sırası bendeydi.
"Evleniriz. Olur. Akşam eve gelmeni dört gözle beklerim. Ya da sen beni beklersin. En sevdiğim çorbadan yaparsın. Hasta olursan sana bakarım ben. Beraber uçağa bineriz. Belki bir çiftlik alırız. Ama bunlar olmasa bile ben varım. Seninle olan her ana, her saniyeye varım."
xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pejmürde
RomanceEngin pejmürde bir adamdı. Zehra da onun kalbine sığacak kadar ufaktı. xxx İthaf: Balkonda oturmayı sevenlere. xxx 10 Mart 2018 - 25 Haziran 2019