Sınav zamanı yaklaştıkça çeteyle birlikte daha az vakit geçirmeye başlamıştım. Hem babam üstüme daha çok düşmeye başlamıştı hem de ana kraliçe dışarı çıkmama daha az izin verir oldu. Ben de kafamı boşaltmak istediğimde internette daha çok takılır oldum. Önceden hep Twitter'a girerdim ama birkaç aydır Instagram da eğlenceli geliyordu. "Senin İçin Öneriler" kısmında genelde güzel kızlar çıkıyordu, muhtemelen yılların Kazanovası Sinan Yorulmaz sayesindedir. Oğuz yüzünden de hep pizza reklamları çıkıyordu; KESİNLİKLE INSTAGRAM BİZİ DİNLİYOR!1!! Ortak takipçimiz olmamasına rağmen biri daha çıkıyordu, hem de en başta : Barış Ozansoy. Bir aralar "Sizin profilinize çok giren kullanıcılar öneri kısmında çıkar." gibi bir yazı okumuştum, ama sanmıyorum. Bence kesin telefon numarasından çıkmıştır. Niye baksın ki profilime? Belki merak etmiştir, benim gibi? Son zamanlarda canım sıkıldığında stalk yeteneklerimi geliştirip yeni bilgiler ediniyordum. Ana kraliçenin sorgularını da bu sayede başarıyla geçiyordum. Geçenlerde yine Barış'ı sordu, ben de Bilgi Üniversitesi'nde mimarlık okuduğunu söyledim –sanki hala irtibattaymışız gibi-. Evet, bizim Sırık mimarlık okuyormuş, özenmedim değil. Onun hırslı ve başarılı bir mimar olacağı konusunda şüphem yoktu, güveniyordum ona. Ben ise televizyon okumak konusunda kararlıydım ve üniversite araştırmalarımı tamamladım sayılır. Bilgi veya Mimar Sinan istiyordum. Sınava iki hafta kalmıştı ve hedefimi bu kadar sabit tutabilmeme ben bile şaşırıyordum. Ciddi ciddi sınava iki hafta kalmıştı. Annem bütün akrabalara beni anlatıp sınav için dua istiyordu. Anneannem okunmuş pirinçleri çuvalla hazırlamıştı ve babaannem okunmuş su işini abartıp ticaretine başlayabilecek kadar damacanalarla su okumuştu. Bu kadar şey benim için hazırlanmışken ben de sınava iyi hazırlanmışken sınavımın kötü geçmesi çok büyük şanssızlık olurdu –ya da yatarak geçirdiğim üç senenin acısı-. Google'a girdim ve "Şanssızlık için ne yapmalı" diye arattım. Rastgele bir siteye girdim ve adımları okumaya başladım:
1. Pozitif olun
2. Bir şey umduğunuz gitmezse, tekrar deneyin 3. Şanssız olmadığınıza inanın 4. Hayatınızın kötü anlarına odaklanmayın 5. Pozitif şeyler düşünün ve negatif fikirlerden kurtulun 6. Hata yapmaktan korkmayın; yaptığınız hatalar yüzünden kendinize işkence etmeyin 7. Cesur olun
Son madde niyeyse içimde bir şeyler uyandırdı ve sekmeyi değiştirerek Instagram'a geri döndüm. Arama kısmında "Başlıca" yazan yerde ilk çıkan kişiye tıkladım ve mesaj attım:
-Bana şans dile : )))
Barış'tan
Telefondan gelen bildirim sesiyle gözümü televizyondaki basket maçından ayırıp telefona baktım.
(baris.ozansoy): yaprakayvaz35: Bana şans dile : )))
Okuduğum mesaj sonrası birkaç saniyelik kal geldi. İçimde kendi kendime ne yazmam gerektiği hakkında küçük bir tartışma yaşadıktan sonra sınav için olduğunu anladığım mesaj için sade bir başarılar yazısının yeterli olacağına karar verdim.
baris.ozansoy: Başarılar ve iyi şanslar Amazon kızım <3
Beynim mesajı yazması için aptal aşık Sırık oğlanı getirmişti sanırım, ellerim benden habersiz eskiden onun için kullandığım lakabı yazmış ve yine benden extra habersiz olarak bir de kalp emojisi koymuştu. Tam mesajı geri almaya yeltenmiştim ki; Yaprak mesajımı gördü ve hemen mesaj yazma kısmının yanındaki kalpten bir kalp emojisi gönderdi. Yanlışlıkla gönderdiğini ve hemen geri alacağını düşündüğüm için doyasıya bakmak istedim bu mesaja. Biraz fazla bakmış olmalıyım ki annemin geldiğini önümde dikilip ellerini gözlerime doğru sallayınca anladım –ve Yaprak kalbi hala geri çekmemişti-. Enerjik sesiyle :
-Üst katı görmeye bir beyefendi geldi,bizim ortaklaşa çalıştığımız şirketten bir inşaat mühendisi, buranın yapımında çalışmış, kızı üniversiteyi burada okumak istediğinden de gelip buraya bir bakmak istemiş. Evi onlara kiralayacağım gibi duruyor Barışcığım, üst katla ilgilenen arkadaşlarına haber ver istersen, dedi. Merak ettim:
-Adamı tanıyor musun peki?
-Hayır ama çok şakacı ve iyi birine benziyor. Kızı da öyleyse epey eğleniriz. Bu arada onlar da İzmirliymiş, tesadüfe bak!
Şen şakrak bir şekilde odasına giderken annemi izledim.Ufak tefek şeylere mutlu oluyor, kendi kendini güldürmeyi biliyordu –Tıpkı Yaprak gibi-. Evrene "Umarım kızı da babası gibidir ve annem sever, annemin hep mutlu olmasını istiyorum." mesajımı iletip maçı izlemeye geri döndüm.
Yaprak'tan
Aldığım samimi mesaj beni çok mutlu etti, birden şansımın cidden yaver gideceğini düşündüm. Ben de tekrar kalp attım ve bilgisayarı kapatıp İstanbul'dan gelen babamı karşılamaya indim.
-Hoş geldin Babakuşum!
-Hayırdır, evinin hazır olduğunun haberini mi aldın, ne bu neşe?
-Evim mi hazırmış? Evim? İyelik eki? Benim evim mi varmış?
-İstanbul'dan elimiz boş gelmedik herhalde. Sen hedefini bu kadar belirlemiş ve çalışmışken benim de bir hediyem olsun istedim kızıma.
-Ya babaaa! Çok teşekkür ederim yaa! Canım, biricik babakuşum benim!
Ben babama sarılırken annem de bize sarıldı. Aile kucaklaşması! Umarım İstanbul'a gittiğimde de bu sıcaklığı aratmayacak insanlarla tanışırım!
Selaamm!!! Ben yazıyorum böyle kendi çapımda ve yorumlarınızı çoookk merak ediyorum. Düşüncelerinizi/eleştirilerinizi yazarsanız beni çok mutlu edersiniz. Öpüldünüz xoxo <3