Merhabalarr! Birinci bölümün son kısmına geldik. Son kısım olduğu için sezon finali gibi uzun yazmaya çalıştım. Yorumlarınızı/tepkilerinizi satır aralarına bırakabilirsiniz, okurken aşırı eğleniyorum, sizi seviyorum xoxo <3
Barış'ın yemeğe gelmesinin üstünden üç hafta geçmişti. Instagram'dan takipleşmiştik ve bazen de bana günaydın mesajı atıyordu, konuşmayı bırakmamıştık. Saate bakmak için elimi komodinin üstünde gezdirdiğimde elim istemsizce Barış'ın yemeğe geldiği akşam yatağıma bıraktığı çiçeklere dokundu. Evet, hala saklıyordum, yazdığı notuyla beraber. O gece sahiden de çok mutlu –ve yüzüm kıpkırmızı bir şekilde- uyumuştum Sırıkların Efendisi sayesinde. Telefonu elime aldığımda saatin on buçuk olduğunu ve bir mesaj geldiğini gördüm.
Sırık Oğlan: Günaydın Amazon <3 (08.09)
O saatte gün mü ayar yahu? O saatte ancak devreleri yanmış kargalar uyanır. Mesajını klasik Yaprak şeklinde "Gün bana yeni aydı daha Sırık." diyerek yanıtladım. Saniyeler içinde cevap geldi:
Sırık Oğlan: Sen mesaj attığına göre bana da gün yeni aymış demektir ;)
Yüzümdeki tebessüm sırıtmaya sonra da kahkahaya dönüştü. Bu çocuk benim ayarlarımla oynuyordu son zamanlarda. Ne yazacağımı düşünürken annem odaya daldı:
-Yaprak Hanımlar uyanmışlar mı bakalım? Aaa uykusu da açılmış benim çiçeğimin! Neye gülüyorsun kız sen?
Annem telefonuma bakmaya çalışırken ben de saklamaya uğraşıyordum. "Ana kraliçeler her zaman istediklerini alırlar" kuralını hatırlamamı annemin telefonu elimden sinek yutan kurbağa hızıyla alması sağladı.
-Seni gidi seni! Ne cevap vereceğini düşünüyordun değil mi? Ay senin düşünmene gerek kalmadan anneciğin halleder şimdi.
Kaşlarımı çatıp şaşkınlıkla annemi izlerken o çoktan birkaç tuşa basıp, telefonu kapatıp odadan çıkmıştı bile. Telefonu elime aldığımda gözlerim yerinden çıkacakmışçasına açıldı ve kendi desibel rekorumu kırdım:
-ANA KRALİÇE NE YAPTIN SEN YAA? CİDDİ MİSİN? SANA TELEFONU VERENDE KABAHAT! HADİ KALP EMOJİSİ ATTIN AMA ÖPÜCÜK NEDİR YA! HAYIR YANİ AÇIKLASAM NE DİYECEĞİM BEN ŞİMDİ? ANNEM ATTI MI DİYECEĞİM? OF ANNE YAA!
Utançtan kafamı yastığa gömüp küçük bir çığlık attım. Telefona baktığımda Barış'ın görüldü attığını gördüm.
Barış'tan
Gelen mesajı gördüğüm küçük çaplı bir şaşkınlık geçirdim. Birkaç dakika ekrana bakakaldıktan sonra ellerim direkt rehberden Amazon Kızım ismine gitti. Dördüncü çalışta açılan telefondan kısık ve utandığı belli olan bir ses çıktı:
-Alo?
-Az önceki mesajı Yaprak Ayvaz'ın attığına inanamadım da bir arayayım dedim. Yoksa içindeki prenses mi attı? Doğruyu söyle ahahah.
-Ya Barıış!
-Neyse tamam, üzümünü yedim bağını sormuyorum. Nasılsın? Ne yapacaksın bugün?
-Yeni uyandım işte, kahvaltı falan yapacağım. Akşama kadar yine bilgisayar oyunu oynarım, maç izlerim. Sıradan bir gün işte, aksiyonsuz, sıkıcı. Sen?
-Hmm. Bilmem. Belki biraz aksiyon yaratırım kendime.
-Nasıl?
-Sırık sırrı. Hadi benim işlerim var azcık. Kapatıyorum ben, görüşürüz, öptüm!