Bölüm 5 - GERÇEKLEŞMESİ GEREKEN GERÇEKLEŞİYOR

220 125 306
                                    

-Arda sen miydin dostum?

-Evet benim de sen kimsin? Bana Veliyim deme. Benim dostum değilsin sen. Bak şu aynadan görüntüne. Ayrıca arkanda sakladığın bıçağın farkındayım boşuna saklama.

-Bu senin için değil. En azından şimdilik.

-Bir cinayet işledin Veli, biliyorum.

-Avlandım diyelim. Avlanmak ne zamandan beri cinayet oldu. Herkes yapıyor bunu.

-Veli, gel dışarı çıkalım, biraz hava al. Cidden iyi değilsin.

-Ben içeri girmeyi tercih ediyorum. Ya da o öyle istiyor.

-O kim Veli?

-Bilmiyorum daha görmedim. Ama duyuyorum, kafamın içinde o. Ve hiç kimseyi bu evin içinde istemiyor. Bu ev özel Arda. Bu ev seçildi, ben seçildim.

-Ne için?

-Bilmiyorum Arda. Ama daha fazla cevap veremem. Üzgünüm eski Velinin dostu ama çıkman gerekiyor artık ve bu sefer çıkarken gerçek anahtarı bırakıp çık.

-Sıkıyorsa gel al dedi Arda ve hızla kapıyı açıp dışarı çıktı ve dışarıdan kilitledi kapıyı. Sonra koşmaya başladı var gücüyle. Gerçekten aklımı mı kaçırıyorum dedi. Önce rüyalar, sonra bayılmalar ve bayıldığımda gördüklerim. Daha da sonrasında Velinin yaptıkları. Velideki problemin kendisininkinden de beter olduğu aşikardı. Ama mesele şu ki ailesi ona inanmıyordu. Kime anlatabilirdi kimle konuşabilirdi. Bu yaşadıklarını kim çözebilirdi ki. O kadar bunalmıştı ki kusası geldi. Kendisini kurtuluşsuz hissediyordu. Ruhunu tamamen yalnızlığın sardığı hissine kapıldı.

      Saatine baktı henüz daha 9'du. Derse yarım saat vardı. Biraz yürümek iyi gelir, temiz hava alırsam toparlarım biraz diye düşündü ve biraz okulun etrafında dolaşmaya başladı. Bu yaşadıklarını tekrar kendi içinde düşünerek dolaşıyordu. Sonra bir anda zaman ve mekân kaybı yaşadı. Kendine geldiğinde hiç bilmediği bir sokaktaydı. Saatine baktı birden, saat 10:52'ydi. İyice aklı karıştı Arda'nın. Allah'ım, gerçekten bana neler oluyor? Ben nasıl çıkacağım bu durumun içinden? Derse de geç kaldım. Sonra bir ümit sokakta birisine nerede olduğumu sorarım ve yola koyulup okula giderim diye düşündü. Tenha sokakta ilerlerken Birden çok eski bir evin kapısında yaşlı bir adam gördü.

                                                            DERDİNİ ANLAYAN BİR İNSAN

          Uzun boylu ve baya yapılı bir adamdı. Sakalları bembeyazdı, sanki fosforlu gibiydi. Karanlıkta bile onun parlamasıyla yolunu bulurdu insan. Yuvarlak bir yüzü vardı ve buğday tenliydi. Sakallarıysa 3-4 parmak ancaydı. Ama Arda'yı etkileyen adamın suratındaki sıcak ifade oldu. Arda öyle bir hissiyata kapıldı ki sanki o daha derdini açmadan yaşlı adam anlamıştı onun derdini ve şifası da onda gizliydi. Adam Arda'ya tebessümle bakıyordu. Ağzını hiç açmadan el hareketiyle buyur etti Arda'yı içeri. Ardaysa yine hiç konuşmadan başını eğerek selamladı ve içeri girdi.

       Kapı bir avluya açılıyordu. İçerisi çeşit çeşit çiçeklerle doluydu, birkaç tane de ağaç vardı. Sonra avlunun bitiminde sağda bir kapı vardı, oturma odasına benzettiği bir odaya açılıyordu. İkisi birlikte içeri geçip oturdular. Biraz sessizlikten sonra Arda konuştu ilk olarak.

-Ben yolumu kaybettim efendim.

-Kim kaybetmiyor ki? Mesele şu ki bulma çabasında mıyız? Çünkü arayan elbet bulur. Eğer ki derdin dünya yoluysa Maksem mahallesinin üst taraflarındasın, Bursa'nın eski yerleşim yerlerinden biri. Hangi sokaktan aşağıya sallansan merkezi bulursun. Ama eğer ki derdin içsel kayboluşuna bir yol bulmaksa o muhabbet uzun sürer, önce ben bir çay doldurayım da öyle başlayalım muhabbete olmaz mı?

Duman Diyarı : Kutsal Kaya (KİTAP OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin