Bölüm 6 - MUSTAFA'NIN SOYU

185 120 160
                                    


İçi aşırı sıkkın bir halde bir sağa bir sola yürüyordu bilge adam Edige Kutsal Kaya'nın yanında, içi içini kemiriyordu. ''Haydi diyelim ki beni anladı, yine de bu çok toy olmalı, nasıl bulacak yolu?'' Diye geçirdi içinden. ''Bari casus işi olsa, benim yüzümü kara çıkartma Okta, sana sonsuz güveniyorum, göster maharetini!''

Genç şifacı Falasif yaşlı adamın bu halini çok iyi anlıyordu, yaşının ötesinde bir olgunlukta olmasının etkisi vardı bunda. Her zaman için olumlu bakan yanı ağır basıyordu yine. Bir şekilde hallolacaktı, hallolmalıydı. Diğer ihtimali düşünmek istemiyordu bile, bu fikrin aklına gelmesi bile içini ürpertiyordu. Asla korkak birisi değildi, ama tüm sevdiklerinin tanıdıklarının, tüm iyi Taman Halkı'nın akıl ermez işkencelerle ölecek olması içini ürpertmeye yetiyordu. Çünkü dayanacak güçleri yoktu, en fazla bir kaç hafta dayanabilirlerdi, gerçi savaş daha başlamamıştı, inşallah hiç başlamaz diye geçirdi içinden.

-Efendim Falasif?

-Ne efendim Babrak?

-Ney başlamaz diyorsun?

-Ben onu sesli mi düşündüm? Boş ver işte kendi içimde düşüncelerim, dikkatini dağıtmayalım Edige'nin, susalım en iyisi.

Falasif ne kadar düşünceliyse Babrak bir o kadar idrak yoksunuydu. Durduramazdı çenesini ve devam etti konuşmaya, ama en azından fısıldayarak konuşmak gelmişti aklına.

-Niye bekliyoruz ki? Kral Agola'nın onu çağırttığını söyledim ona, gelse de gitsek.

-Babrak , sessiz dostum, vardır bir bildiği, Edige'den bahsediyoruz burada, değil mi?

-Evet, Edige'den bahsediyoruz ama bak hala ulaşamadı Mustafa'ya.

-Babrak, boş ver dostum. Sessiz ol lafının neresini anlamıyorsun?

-Falasif, Mustafa'yı bulamazsa başkasını arar, geçen sefer Mustafa için başlamamıştı aramaya ama Mustafa gelmişti, olmuyorsa olmuyordur, başkasına baksa olmaz mı?

-Babrak, senin aklına gelen acaba Edige'nin aklına gelmiyor mu? Sus canım kardeşim sessiz ol.

Babrak bu sefer susmuştu, aklında hala daha söyleyeceği şeyler vardı ama susması gerekiyordu anladığı kadarıyla. Kendi içerisinden ''Zaten niye soruyorum ki? beni kale almıyorlar, gerçi alsalarda ben verdikleri cevapları pek algılayamıyorum'' diye düşündü. O sırada koşa koşa gelen Okta'nın sesiyle irkildi, nefes nefeseydi Okta.

-Efendi Edige!

-Efendim, hele şükür Okta, n'olur sen güzel haber ver!

-Efendim, şüpheniz mi vardı ki benden? Sizden korkmasam alınacağım şüphenize. Tabii ki de haberler güzel!

-Her ne kadar şakacı tavrını sevsemde şimdi zevzekliğin hiç sırası değil Okta!

O sırada yaşlı adam Edige'nin gözleri kahkahayı basan Babraka kaydı, neyse ki Falasif'in Babrakı dürtmesiyle kahkahası durdu Babrak'ın. Edige Babrak'ın susmasıyla söze girdi.

-Şimdi gidebiliriz Kral Agola'nın yanına Babrak.

-Efendim neden şimdi gidiyoruz?

-Neden bekledik bu kadar?

-Anlatsam anlayacak mısın Babrak?

-Muhtemelen hayır efendim.

-Açık sözlülüğün, cesaretin, kuvvetin, içi dışı bir oluşun, köyüne olan bağlılığın her zaman takdirlik Babrak!

Duman Diyarı : Kutsal Kaya (KİTAP OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin