Bölüm 7 - GERÇEĞİN KABULLENİLMESİ ZORDUR

160 102 140
                                    


Arda diyecek hiçbir kelime bulamadı. Resmen şokun içerisindeydi. Adamın söylediği her kelime beyninde tekrar tekrar yankılanıyordu.

-Tahminimce konuşmaktan çok duymaya ihtiyacın var. Seni yormayacak kadar yavaş, Düşmana göz açtırmayacak kadar hızlıca her şeyi anlatacağım. Bana burada lakap olarak Bahşi derler. İsmim ise Burta Kam Edige. Edigeyi tercih ederim.

Elini uzatmıştı şu an yaşlı adam. Ya da kendi tercihiyle Edige. Arda ne yapacağını bilemiyordu. Sonra ayıp olmaması için uzattı elini istemsizce. Benim ismim Arda dedi fakat sesini kontrol etmekte çok zorluk çekti.

-Arda şu an konuşacağımız an değil maalesef. Daha önceden tahmin ettiğim gibi bu yolculuk seni ziyadesiyle yordu. Ayağa kalkabilecek kuvveti kendinde hissediyor musun?

-Biraz destekle yürüyebilirim.

-Bu yaşlı adamın sana destek olması biraz zor olacak. Bir mahsuru yoksa bu arkadaş yardımcı olsa nasıl olur? İsmi Falasif. Tedirgin olmanı anlıyorum ve zorlu bir sürecin içine girdiğimiz gerçeğini de saklayamam senden. İstediğin her şeyi sorma hakkına sahipsin, fakat dediğim gibi bu yolculuk seni çok yordu biraz dinlenmeye ihtiyacın var, eminim Falasif'in evindeki boş oda hala müsaittir. Gel oraya kadar yürüyelim beraber.

Üçü birden yürümeye başladılar. Arda pek kendinde olmadığı için 12 aslan kafalı ağacı fark edemedi. Sonrasında hayatında gördüğü en güzel yolda yürümeye başladı Falasifin desteğiyle. Yol boyunca sağlı sollu ağaçlar sıralanmıştı, toprak yolun zeminini ise ağaç yaprakları kaplamıştı. Ve ağaçların dalları yolun üzerinden birbirine kavuşmuş yapay bir branda oluşturmuşlardı, güneşin değmesini engelliyorlardı. Yolun bitiminde direk sağa doğru yöneldiler. En az 10 tane ev vardı burada. Hepsi aynı şekil yapılmış. Yuvarlak, tek katlı, en fazla 70 metrekarelik, kerpiç ve ahşap evlerdi. Ufak bir tepenin yamacındaydı bu evler. En üstteki eve doğru yöneldiler, o eve yaklaştıklarında Arda fark etti, Biraz daha üst kısımda başka bir yapı daha vardı çitlerle çevrilmiş bir yer, içinde bahçesi 1 adet evi ve geniş bir başka bina daha vardı, tabii ki bu da tek katlıydı. Sonra en üstteki eve girdiler, Falasif Arda'yı boş odadaki yatağa yatırıp hemen çıktı. Edige Arda'nın baş ucuna oturdu.

-Biraz uyumaya çalış genç adam. Hazır olduğun zaman bol bol konuşacağız.

O sırada Falasif elinde demir bir bardakla geldi. İçinden buhar çıkıyordu. Anlaşılan sıcak su koymuştu içine. Sonrasında el yapımı bir çantanın ağzını açıp içinden 2 adet tüp çıkardı. Birinden bir damla diğerinden ise 3 damla sıcak suya damlatıp suyu getirdi.

-Ilgın ve Tarhın otu suları efendim, iyi geleceğini düşündüm.


-Çok iyi Falasif. Al bakalım Arda, bunlar hem dinlenmeni hem de vücudunun gücünü toparlamasını sağlayacak. Bakıyorum şüpheyle yaklaşıyorsun bunu içmeye. Bu şüpheni koru içinde Arda. Çünkü öyle bir yerdesin ki, hareketlerinin etkisi tahmin edemeyeceğin boyuta ulaşabilir burada. İlacın baş ucunda duruyor. İstediğin zaman içebilirsin, bunun için ısrar etmeyeceğim. Fakat maalesef ki ısrarcı olacağım bir nokta var. Falasif oradan bir parça pamuk uzatır mısın? Bu pamuğu burnuna tıka ve başını dik tut. En azından kanaman geçene kadar.

Arda önce pamuğu burnuna tıkadı sonrasında dik bir şekilde oturup Falasifin hazırladığı içeceği içti. Kendisini biraz mahcup hissetmişti, bir şeyler söylemem gerek diye düşündü.

-Kusuruma bakmayın, şu an gerçekten hiçbir şey anlayamıyorum ve hayatımda ilk defa beynimi kullanmakta zorlanıyorum, resmen düşünme yetimi kaybettim. Hatırladığım şeyleri hatırlamak istemiyorum. Ve bunların hiç birisinin yaşanmamış olmasını diliyorum.

Duman Diyarı : Kutsal Kaya (KİTAP OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin