"Ee, işe alındım mı?" diye sordum rahat bir tavırla. Alt dudağını dişlerinin arasına aldı ve burnundan sert bir soluk verdi. "Artık benimlesin." dedi ve önüme kağıt parçalarını uzattı. Bunlar sözleşmeler oluyordu. Başarmanın verdiği rahatlıkla gülüm...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🔥
"Hasiktir, hasiktir, hasiktir! Erce neredesin amına koyayım?" Kum torbasına yumruklarımı indirmeyi kesip koşa koşa bana doğru gelen Meriç'e çevirdim bakışlarımı. Şaşkın ve heyecanlı duruyordu. Gözlerimi devirerek koltuğun üzerine koyduğum havlumu aldım ve ensemdeki terleri sildim. Yaklaşık iki saattir kum torbasını dövüyordum ve ciddi anlamda yorulmuş haldeydim. "Abi, abi, abi!" Oflayarak koltuğa yayıldım ve gözlerimi kapattım. "Ne var amcık ağızlı, deli mi sikti ne bağırıp duruyorsun?" Hala gözlerim kapalıydı ve her an uykuya dalabilirdim. "Seninki kendine özel koruma arıyormuş lan!" Koltukta anına doğruldum ve gözlerimi faltaşı gibi açarak yanıma gelen Meriç'e baktım.
"Ne diyorsun sen?" diyerek elinde tuttuğu telefonunu hızlıca aldım ve Soykan Holding'in anasayfasına diktim bakışlarımı. Siktir, harbiden de özel koruma ilanı vardı. Meriç'e döndüm ve sinsi bakışlarımı yolladım. "Sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?" diye sordum alayla sırıtarak. Gülüşüme karşılık verdi ve kafasını salladı. "Hemen başvuru yapıyorsun, hemen!" Hızlıca ilana girdim ve koltuğa oturarak doldurmaya başladım. "Lan şansa bak ya! İyi de bu adam koruma sevmeyen biri, neden özel koruma tutsun ki kendine?" Meriç yanıma oturdu ve telefona doğru bakmaya başladı. Aklımda binbir tilki dönüyordu.
"Doğru lan, neden koruma istiyor?" diye korkuyla Meriç'e doğru döndüm. Burnundan bir nefes verdi ve bilmem dercesine dudak büktü. "Kesin kötü bir şeyler sardı başına amcık ağızlı. Rahat dursa şaşarım zaten." diyerek telefona bakmaya devam ettim. "Valla kardeşim onu bunu bilmem. Senin bu işi kapman lazım, bu kasları boşuna mı yaptın? Göster kendini koçum." Kaslarımı sıktığında güldüm ve telefonla işimi bitirerek ona uzattım. Başvuruyu yapmıştım, geri dönüşü arayarak yapacaklardı. Gözlerimi kapattım ve heyecanımı dindirmek için derin derin nefesler alıp verdim. Kapattığım gözlerimi açtım ve gülümseyerek Meriç'e döndüm.
"Zaten onu benden başkası koruyamaz." diyerek ayaklandım ve odama doğru ilerledim. "Yürü be! Kimin kardeşi!" Arkamı dönmeden orra parmağımı çıkardım ve gülerek yürümeye devam ettim. Sevdiğim adamı koruma işi kulağa çok hoş geliyordu.
🔥
"Bak şimdi rahat takılıyorsun tamam mı? Kasılma ya da kasıl amına koyayım. Kaslarını iyice gere gere yürü tamam mı?" Soykan Holdingten dönüş almıştım ve şu an arabanın içinden holding ile kesişiyorduk. İki saattir başımın etini yiyen Meriç'e döndüm. Adam benden çok heyecanlıydı anasını satayım. "Meriç, abiciğim, sen mal mısın amına koyayım? Ben senden sakinim lan. Rahatla, iş bende zaten." diyerek göz kırptım ve güneş gözlüğümü gözlerime geçirdim. Gururlanarak yüzüme baktı ve omzumu sıktı. "Koçer'i görünce ağzının suyu akacak, boş yapma." Oflayarak susmasını işaret ettim. Yavşak herif, haklıydı. Koçer'i ne zaman görsem dumur oluyordum.
"Ben gidiyorum artık, şans dile." Ellerini açarak dua etmeye başladığında güldüm ve arabadan inerek kapıyı örttüm. Üzerimdeki üstüme yapışan siyah tişörtüm ve siyah pantolonumla karizmatik durduğumun farkındaydım. Bakan kızların elendiğinin de bilincindeydim. Yüzüme ufak bir gülümseme yerleştirerek holdinge adımımı attım. Heyecanım hatsafhaya ulaşmıştı. "Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?" Gülümseyerek bana bakan kadına döndüm. "Aa, ben şey için gelmiştim, şey..." Sikeyim, konuşmayı unutmuştum resmen. "Ben ne için geldiğinizi tahmin edebiliyorum sanırım." Kadın baştan aşağıya beni süzdüğünde göz devirdim. "Ne için gelmişim acaba?"
