K11

4.3K 272 73
                                    

"Evime kadar geldikleri yetmiyormuş gibi bir de şirketimi bastı piç kuruları." diye mırıldanıp viskiyi dudaklarıma doğru götürdüm. Şu an onun evinde, onun salonunda, yan yana bir şekilde içiyorduk. Neyseki Meriç evde değildi ve kendimi rahat hissedebiliyordum. "Kim bunlar Koçer?" Sert sesiyle sorduğu soruya omuz silktim. Kim olduklarını tam olarak ben de bilmiyordum. "Varlığımdan rahatsız olan birileri işte." diye mırıldandım gözlerinin içine bakarak. Kaşlarını havaya kaldırdı ve hayretle konuştu. "Seni öldürmek isteyecek kadar rahatsız olan birileri." Yutkunarak önüme döndüm ve elimdeki bardağı hafifçe sallamaya devam ettim. Keyfimin yerinde olduğu söylenemezdi çünkü adamların sürekli benimle uğraşmaları sinirime dokunuyordu.

"Polisi bu işe sokmamalıydık." dedikten sonra kafamı iki yana doğru salladım. Sertçe dişlerini sıktı ve elindeki bardağı dudaklarına doğru götürdü. Hızlı içiyordu fakat sarhoş olduğu söylenemezdi. Zaten bu cüsseyle anca beş şişe viski onu sarhoş ederdi. "Bir şey bulabileceklerini sanmıyorum." Boğuk ve pürüzlü çıkan sesi kalbimde titremelere sebep olurken bacağımın hemen yanında duran bacağının üstüne elimi koydum. Yutkunuşunun sesini duyabilmiştim. "Şu iki ay içinde yanımda olmasaydın ölü biriydim artık." Alayla gülümsedi ve bana doğru dönerek yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı. "Koruman olmasaydım da her zaman yanında olurdum ben, rahat ol." Anlamayacağımı düşünerek söylediği şeyi anladığımda yüzümü geniş bir gülümseme kapladı.

Uzun yıllardır peşimde olduğunu biliyordum.

"Hıhım, nasıl yanımda olurdun? Beni uzaktan izleyerek mi?" diye sordum yüzümü yüzüne doğru biraz daha yaklaştırarak. Önce kaşlarını hafifçe çattı sonra da şokla gözlerini açarak şaşkın bakışlarını yüzüme değdirdi. "Sen... Sen beni görüyor muydun?" diye sordu titreyen sesiyle. Gülümseyerek usulca başımı salladım. "Şu bedeni nasıl saklamayı düşünüyorsun acaba? Bir mekanda tuvalete bile gitsem peşimden damlıyordun. Seni fark etmemem mümkün mü sence?" Söylediğim şeylerle yüzü kızardı ve önüne dönerek elleriyle yüzünü örttü. Şu haldeyken çok tatlı görünüyordu ve bu adamı bu hale getirebilmek büyük bir başarıydı.

"Neden bilmiyormuş gibi davrandın o zaman? İlk iş görüşmesine geldiğim andan beri benimle oynadın resmen." Çatık kaşlarıyla bana doğru döndüğünde yüzümdeki gülümsemem genişledi. "Üstüne mi atlasaydım Erce?" Gözlerini devirerek viski bardağını ağzına götürdü. Biraz sinirlenmişe benziyordu. "Tavır mı yapacaksın?" Sessiz fısıldayışımla elindeki bardağı masaya bıraktı ve ellerini birleştirerek bana doğru döndü. Ciddi görüntüsünden el vermiyordu. "Sırf gözlerin bana bir kez değsin diye yıllardır sürünüyorum. Şimdi kalkmışsın her şeyin farkındaydım diyorsun. Öldüm lan ben, dört yıldır Allah'ın her günü adını sayıkladım. Seni başkalarıyla gördüğüm anlarda saatlerce Meriç'in omzunda ağladım amına koyayım. Bana bunları yaşatmaya ne hak-" Cümlesine devam edemedi çünkü onu durduran bir şey vardı.

Dudaklarım.

Sinirlerini yatıştıracak tek şeyin onu öpmem olduğunu bildiğimden çok geçmeden koyu kırmızı dudaklarına yapışmıştım. İlk önce şaşkınlıktan karşılık vermese de yavaşça dudaklarını hareket ettirmeye başladığında kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Dudaklarının yumuşaklığını hiçbir şeye değişmezdim ulan. Dilimi ağzından içeriye doğru göndermemle yoğun viski tadı ağzıma çoktan karışmıştı. Hafif bir şekilde inleyerek elini belime doğru attı ve bedenimi kendine doğru çekti. Boynundaki ellerim saçlarını çekiştirmeye başladığında kesik kesik inlemeleri kulağımı dolduruyordu. Alt dudağımı dişlerinin arasına alarak sertçe çektiğinde artık tüm iplerim kopmuştu. Ellerimi yanaklarına koyarak yüzlerimizi birbirinden ayırdım. Alnımı alnına yasladım ve uzunca bir nefes çektim içime. Baş parmağımla yanağını okşadığımda hafifçe gülümsedi ve avuç içime hatrı sayılır bir öpücük bıraktı.

Koçer | Beni Senden KoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin