0.9

4.9K 408 398
                                    

"Ve son olarak burası da kantin..." Teneffüs olunca Ada'nın istediği gibi okulu gezmiştik ve bu küçük çaplı geziyi bilerek kantinde bitirmiştim "Su almak isteyebileceğini düşündüğüm için son durak burası."

"Teşekkür ederim, çok düşüncelisin de... Suyumun olmadığını nereden biliyorsun?"

"Çantanın gözünde su yoktu."

"Buna dikkat ettiğine inanamıyorum!" Hayretle elini ağzına kapadı "Sen inanılmazsın."

"Eh, öyleyimdir..." Dudaklarıma geniş bir sırıtma yerleştirdim ve omzundan kavrayarak onu kantin sırasına ilerlettim "Bir sonraki ders de Kimya bu arada benden uyarması."

"Üç ders üst üste mi?" Gözlerini pörtleterek konuştuğunda iç geçirdim. Bu üç ders üst üste olayından memnun olan tek kitlenin hocalar olduğunu hiçbir varlık -evet, evet insan değil varlık çünkü okul başkanları durumu dramatize etmek için müdürün odasına yavru köpek bile sokmuştu- idareye anlatamamıştı ve hocalarımız sonuçsuz çabalarımızla dalga geçiyordu. Eh, tabi onlar için hava hoştu... Bahse girerim hepsi üçüncü derste beyni pelteye dönen öğrencilerine bakıp bakıp zevke geliyordu. Merhametsiz mahlukatlar.

"Alışacaksın..." Dudaklarımı büzerek üzüntülü bir tavırla konuştuğumda gülmüş ve önümüzdeki kişilerin sıradan ayrılmasıyla öne adımlamıştı "Bir tane su alabilir miyim?"

Sırayı boş yere meşgul ettiğimi fark ederek sıradan uzaklaştım. Kısa bir beklemenin sonunda Ada elindeki suyla yanıma geldiğinde gülümsedim ve kantinin çıkışına yöneldik. Merdivenleri sessizce inip sınıfa ulaşmamızla birlikte sınıfta olanlar bize dönmüştü. Hakan alayla kaşlarını kaldırarak bize bakarken Derya ve Gökhan delici bakışlarıyla Ada'yı süzüp duruyordu. Birbirlerinden habersiz aynı hareketi yapmaları beni ciddi anlamda korkutsa da bozuntuya vermeden Ada'yı kolundan yakaladım ve oturduğumuz sıraya yönlendirdim. Gökhan ve Derya'nın bakışlarından ben bile rahatsız olmuşken kızın ilk günden korkup kaçmasını istemezdim.

"Bir sporla ilgileniyor musun Nihat?" Sıraya oturmamızla sorduğunda bakışlarımı ona çevirerek gülümsedim. Yeni tanıştığımızdan olsa gerek birbirimize gülmeden duramıyorduk. Biraz yapmacık olsa bile hoşuma gitmiyor değildi.

"Yani... Zamanında futbol takımındaydım ama derslerim yüzünden bıraktım." Zaten çok parlak olmayan derslerim futbol takımı yüzünden iyice bok yoluna gidince 9. Sınıfın sonunda annemin zoruyla takımdan çıkmıştım ve bu yüzden anneme hala kızgındım. Öyle ki sırf ona inat derslerimi bilerek kötü tutuğumu bile söyleyebilirdim "Peki sen?"

"Ben yüzücüyüm. Eski okulumda takımdaydım ama bu okulun yüzme takımı yok sanırım."

"Aslında var ama bu yıl oluşturuldu. Seneye son sınıf olacağız da bu yılki antrenmanlara beden eğitimi hocalarıyla konuşursan katılabilirsin bence."

"Demek öyle... Bilgilendirme için teşekkürler. Okul müdürünüzden daha iyisin bu konuda." Bana göz kırparak konuşmasıyla elimi enseme atıp sıvazladım ve çekingen bir gülümseme sundum.

"Saçmalama..."

"Ama çok ciddiyim."

"Yaaavrum benim be! Gel bir alnından öpeceğim." Ada'yla olan konuşmamız ne ara sınıfa girdiğini kestiremediğim Begüm'ün bağırışıyla bölünmüştü. Çınar'ın kafasını kavrayıp alnına sulu bir öpücük bırakan kız kardeşime suratımı buruşturarak baktım. Milletin bu alın öpmeyle olayı neydi? "Dile benden ne dilersen!"

"Ya siktir git şuradan Begüm..." Çınar iğrenmiş bir surat ifadesiyle alnındaki tükürükleri silerken Hakan çaktırmadan gülmeye çalışıyordu ancak çıkarttığı domuz sesi buna hiç yardımcı olmuyordu. Begüm'ün bakışları Hakan'a kayınca ellerini sıraya yaslayarak ona doğru eğildi.

hero [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin