Akışına bırakmak kesinlikle bok gibi bir fikirdi.
Bir hafta boyunca yaptığımız tek şey kavga etmekti. Evet, artık birbirimizi sessizce izleyip kendi kendimize sinir krizlerine girmek yerine birbirimize patlamayı tercih ediyorduk ve bunu dersin ortasında yapmamız durumu daha da çıkmaza sokuyordu. Açıkçası kavga etmediğimiz zamanlarda pek konuşmuyorduk bunun için ailesiyle son yaşananları da bilmiyordum ama şu an bulunduğum durum göz önünde bulundurulacak olursa bunu umursayamıyordum bile. Annemle babam beni Almanya'ya gönderip göndermeme konusunda bilmem kaçıncıya tartışırken yaşadığım stres ve buradaki her şeyi bırakıp gitme düşüncesi beni delirmenin eşiğine getirmek üzereydi.
"Pekala... Bu böyle olmayacak." Ablamın öfkeyle iç geçirip yanıma ilerlediğini görmemle ister istemez gözlerimi devirdim. İlgili bir abla gibi görünme çabalarını anlayabilirdim ama bana bulaşmasını istemiyordum "Ne düşünüyorsan hepsini siktir et ve şu güzelim yaz havasının tadını çıkar. Bisiklet sürmeye ne dersin?"
"Boktan tavsiyelerine ihtiyacım yok tamam mı?" Aslında fena fikir değildi tabi onun bunu bilmesine gerek yoktu "Mümkünse benden olabildiğine uzak dur."
"Şımarık küçük bir kız çocuğu gibi davranmayı bırak ve dediğimi yap." Kollarını kavuştururken konuştu "Şu an bu tartışmayı izlemenin sana ne faydası var? Seni zaten dinlemiyorlar."
"Niye umursuyorsun ki?"
"İşte şimdi aptal bir ergenden farkın kalmadı... " Alay dolu bir gülümsemeyle konuştuğunda gözlerimi kıstım. Garip davranıyordu. Onu pek sevmediğimi bildiğinden bana karşı her zaman kibar olmaya çalışırdı ama bunun bir boka yaramadığını yeni yeni fark ediyor gibiydi. Tabi umursamaz tavırları da cabasıydı... Bir şey olmuştu "Karşımda öfkeden yumruklarını sıkarken öylece oturup sizi mi izlememi bekliyordun gerizekalı? Tabi ki umursayacağım!"
"Eh, bir 5 yıl önce hiçbir şey demeden Almanya'ya giderken pek öyle bizi umursar gibi bir halin yoktu..." Evet, ablamın kötü hissettiğini görüyor ve bunu bilerek daha da üzerine gidiyordum. Ne sağlıklı bir abla kardeş ilişkisi ama! "Ayrıca ben zaten aptal bir ergenim."
Bir şey söylemesine fırsat bırakmadan ayaklandım ve hızlı adımlarla evin çıkışına yöneldim. Kabul etmekten ne kadar nefret edersem edeyim ablam bana iyi bir fikir vermişti... Beni kafayı yemekten kurtarabilecek tek şey bisiklet sürmekti. Çıkmadan önce kaptığım hırkayı hızla giydim ve hırkanın cebinden bisiklet kilidinin anahtarını çıkarttım. Bisikleti bağladığım direkten ayırıp selesine oturdum, sahile doğru sürmeye başladım. Yüzüme çarpan serin rüzgar kendimi daha iyi hissetmeme neden olurken ablama haksızlık ettiğimi yeni yeni fark ediyordum... Geçmişte ne yapmış olursa olsun bunu düzeltmek için gerçekten uğraşıyordu ve ben bu uğraşları görmezden gelerek ona büyük bir kötülük yapıyordum. Peki, bu gereksiz çıkışım için ondan özür dilemeli miydim? Sanırım evet ama bunu gururuma yedirmem gerekiyordu... Sikeyim, ondan özür dilemek benim için bu kadar zor olmamalıydı.
Telefonumun cebimde titreştiğini fark etmemle düşüncelerimden ayrılarak frenlemiş ve telefonu çıkarıp arayanın kim olduğuna bakmıştım. Bakmamla birlikte gözlerimi devirme gereği duymuştum çünkü Begüm velediyle uğraşamayacak kadar kötü bir gün geçiriyordum. Yine de telefon numaramı nereden bulduğunu merak ettiğim için açacaktım.
"Alo?" Bir süre ses gelmeyince içimden ne kadar kapatmak geçse bile önce bir tekrar etme gereği duydum "Alo, Begüm?"
"N'aber Gökhan ya? Pekala, gerçekten merak ettiğim şey bu değil aslında... Yardımına ihtiyacım var."
"Ama benim merak ettiğim şeyler var. Mesela... Numaramı nereden buldun?"
"Benim numaram sende varsa senin numaranın da bende olması doğal değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hero [boyxboy]
Teen Fiction"Samimiyetsiz arkadaşlarımın arasında can çekişirken millete disiplin cezası yedirmek çok eğlenceli, denemek ister misin?" // bxb