1.2

4.9K 411 344
                                    

İşe başlayalı yalnızca 1,5 saat olmasına rağmen ölümüne yorgun olduğumu hissediyordum ve henüz H rafında olmak beni anlık depresyon krizlerine sokuyordu. Derin bir iç çekerek elimdeki I rafına ait kitabı arkamdaki rafa fırlattım. I rafına geçince onu yerine koyacaktım nasılsa...

"Gökhan! Hangi raftasın?"

Bir saat önce beni defalarca kalp krizinin eşiğine getirmiş olan o değilmiş gibi Nihat'ın varlığını unutmuştum. Cılız çıkan sesini duyduğumda birkaç adımda rafların arasından kurtuldum ve koridora çıkıp onu görmeye çalıştım. 5 ya da 6 raf ötemde dikilen bedenini gördüğümde onun da en az benim kadar yorgun olduğunu fark etmiştim.

"H harfindeyim. Sen?"

"M harfi. Sana göre epey hızlı gibiyim." Yorgun bir gülüş sunarak konuştuğunda derin bir nefes alarak gözlerimi yummuş ve omzumu sağımda kalan rafa yaslayarak küçük çaplı da olsa bir dinlenme molası vermiştim kendime. Ancak önümde birisinin varlığını hissetmemle gözlerimi yavaşça aralama gereği duymuştum. Nihat ne ara buraya gelmişti ya?

"İyi misin?"

"Evet..." Kafamı hızla iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım "Sen çok yapmışsın. Geri kalanını da ben yapayım, eve gidebilirsin."

"Yardım edebilirim."

"O zaman adil olmaz."

"Adalet kimin umurunda? Cezayı almana neden olan kişi benim zaten. Hadi gel..." Bileğimi nazik bir hareketle kavradı ve beni yaslandığım raftan ayırmaya çalıştı. Sızlanır gibi bir ses çıkarmamla beni daha sert çekiştirmeye başlamıştı "Hadiiiii!"

"Of pekala!"  Yanaklarımı şişirerek ona karşı gelmeyi bırakmış ve bileğimi elinden kurtarırken raflara doğru ilerlemiştim"Emin misin yardım edeceğine?"

"O kadar da can sıkıcı ya da yorucu bir iş değil bence." Omuz silkerken rafta gördüğü farklı harfteki kitapları çoktan toplamaya başlamıştı bile "Neredeyse her rafta N ve G harflerini buluyorum. Sanırım bu evrenin bize küfür etme yöntemi ne dersin ha?"

"Evren bize küfretmek isteseydi daha yaratıcı yöntemler geliştirebilirdi." Öğlenki olaya gönderme yapmak istercesine mırıldanıp yanına yaklaştım ve üst üste koyduğu N ve G harfi ile başlayan kitapları kendi elime aldım. Dikkatle kitapları incelerken kafamı hemen sağımda kalan rafa yasladım. Nörolojiyle ilgili kitabın bizim kütüphanede ne işi vardı ki? "Nörolojiyle ilgili bir kitabın bizim okulda olması sence de-"

Lafım bakışlarımın bana farklı bir ifadeyle bakan gözlerine takılmasıyla yarım kalmıştı. Birbirimizi yoğun bakışlarla izlerken sessizlikten sıkılarak konuşmak için araladığım dudaklarımın karşımdakinin dudaklarıyla örtülmesi beklediğim son şeydi. Anlık kalp krizi geçirdiğimden midir bilinmez ikimiz de hareketsizce öylece duruyorduk ama dudaklarımız katiyen birbirinden ayrılmıyordu. Sonunda yavaşça alt dudağımı kendi dudaklarının arasına alıp hareketlenmeye başladığında durduğunu düşündüğüm kalbim ani bir atak yaparak dörtnala koşmaya başlamıştı. Heyecanla titreyen ellerim omuzlarını bulunca beni nazik bir hareketle arkamdaki rafa yaslamış ve ellerini belime yerleştirmişti. Aynı anda hem nasıl bu kadar tutkulu hem de nazik olmayı beceriyordu bilmiyordum ama daha önce hiç bu kadar tamamlanmış hissettiğimi hatırlamıyordum. Hareketsiz durduğum için öpücüğü yarıda keserek benden ayrılmasıyla ensesinden tutarak onu kendime yaklaştırmış ve bu sefer ben öpmeye başlamıştım. Onu öpmeye başlamamla bana karşılık vermesi bir olmuştu. Öpücük yavaşça derinleşirken dudakları dudaklarımdan ayrılarak boynuma yol almıştı ama beklediğimin aksine orada oyalanmak yerine dudaklarını tenimden ayırmış ve boynuma burnunu yaslamıştı. Belindeki ellerinin yukarı hareketlenerek sırtıma yol aldığını fark ettiğimde bana sarıldığını anlamıştım. O an ne yaptığını sorgulayamayacak kadar huzurlu hissettiğim için yaptığım tek şey boynuna kollarımı dolayarak sarılışına karşılık vermekti. Konuşmak istiyordum. Ona Gökyüzü olup olmadığını ya da bu yaptıklarının anlamını sormak istiyordum ama alacağım cevaptan da ölesiye korkuyordum. Ben daha ne olduğunu bile anlayamadan birkaç damla gözyaşının önce koluma sonra Nihat'ın t-shirtüne döküldüğünü fark etmemle telaşla irkilmiştim. Yavaşça burnunu boynumdan ayırıp yüzünü ortaya çıkarttığında bakışlarımı kaçırma gereği duydum.

hero [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin