1.3

4.7K 378 432
                                    

           

<Nihat>

"Ne? Nihat'ın doğum günü 19 Nisan'da ki."

Her şey o kadar ani ve kontrolümün dışında gerçekleşmişti ki yapabildiğim tek şey Gökhan'ın gözyaşları etkisiyle su yeşiline dönmüş gözlerine bakabilmekti. Sıçmış batırmıştım... Onunla dalga geçtiğimi düşünüyor olmalıydı. Ani bir hareketle ayaklanıp ağzını bile açmadan çıkışa yönelmesiyle Begüm elindeki telefondan sonunda kafanı kaldırmayı başarmış ve kaşlarını çatmıştı.

"Ne oldu şimdi ya?" Çınar Begüm'ün kıvırcık saçlarıyla ilgilenirken çıkışa bakarak mırıldandığında Derya alay dolu bir gülüş bırakmıştı. Bakışlarımı gereğinden fazla yakın olan ikiliden ayırarak Derya'ya çevirdiğimde bana öfkeyle baktığını fark etmiştim.

"Ebesinin a..." Derya tam dişlerinin arasından tıslarken küfür etmek üzere olduğunu fark ederek durmuştu. Yine de bu noktaya kadar gelmesi bile bizi şoka sokmaya yetmişti. Hakan bal rengi gözlerini olabildiğine büyütürken Çınar'ın da kaşları çatılmıştı "Bakmasanıza lan öyle! Ayı mı oynuyor oğlum burada?!"

Transa girmiş gibi Derya'ya bakarken aniden elini aniden masaya yapıştırmasıyla bu sefer yalnızca ben değil Çınar ve Hakan da yerinden sıçramıştı. Begüm suratındaki nadir karşılaştığım endişe dolu ifadesiyle Derya'yı baştan ayağa süzerken Derya ölümcül bakışlarını bana fırlatmaya devam ediyordu. Sanırım Gökhan'ı bulmalıydım. Hiç olmazsa ona hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatabilirdim.

"Ben Gökhan'ı bulacağım." Kısık bir sesle mırıldanarak masadan ayrıldım ve çıkışa doğru yöneldim. Bu öfkeyle olsa olsa sahile giderdi. Önümde boylu boyunca uzanan caddeye doğru hızlandım, birkaç ara sokağı geçtikten sonra sahile çıkan boş sokakta arkadan yürüyen bedeniyle karşılaştım. Rahatlamışçasına derin bir nefes aldım. Hiç olmazsa izini kaybetmemiştim... Ağır adımlarla onu arkasından takip ederken boş sokakta bana ait olmadığına emin olduğum bir zil sesi yankılandı. Küfürler eşliğinde telefonu cebinden çıkartırken onu izliyordum.

"Hay, sıçayım zamanını buldun değil mi?" Öfkeyle mırıldanarak telefonu açmış ve kulağına yaslamıştı "Alo?"

"..."

"Hadi ama... Hadi ama!" Ayağını yere vurarak ani bir hareketle geriye dönmesiyle kabak gibi ortada kalıvermiştim. Öfkeyle açtığı gözleri beni bulduğunda kaşları daha çok çatılmıştı. Telefondaki her ne söylüyorsa onu delirmenin eşiğine getirmiş olmalıydı çünkü elleri titriyordu. Onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim.

"..."

"Evden saat 7 buçukta çıktım ve şu an saat 5'e 20 var. Kahrolası o 9 saat içinde eve annem girip çıkmış olmalı, kapıyı ben açık bırakmadım."

"..."

"Pekala, şu durumda birilerini suçlamak ne kadar doğru sence?! Annem ya da ben bilmiyorum birimiz kapıyı açık bırakmışız işte ve kedi de kaçmış. Site güvenliğine haber verdin mi?"

"..."

"Peki, komşulara?"

"..."

"Ne demek buraya gel de sen ilgilen ya?! Sen meşgulsen ben de meşgulüm."

"..."

"Etüde kaldım."

Ne güzel yalan söylüyordu canını yediğim.

"..."

"Annem nerede?"

"..."

"Tamam! Oraya geliyorum ve senin yapamadığını yaparak o kediyi bulacağım. Sonra da gözüne sokacağım."

hero [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin