1.6

4.8K 309 23
                                    

"Bence hemen uyumalıyız!"

Eve girer girmez konuşmamla Gökhan kaşlarını çatarak kafasını bana çevirmişti. Tamam, saat daha 10 bile olmadan uyuyacak ya da uyumak isteyecek bir tip olduğum asla söylenemezdi ve ikimiz de bunun gayet iyi farkındaydık ama bu isteğimin sorumlusu kendisiydi. Onu özlemiştim.

"Uykunun olduğuna kendin de inanıyor musun bari?"

Anlaşılan sevgili olalı henüz yarım saat olmuş olması onun sivri dilinden kurtulacağım anlamına gelmiyordu. Gülerek aramızdaki mesafeyi birkaç adımda kapattım ve omuzlarına ellerimi yerleştirip onu odasına yönlendirmeye başladım. Evlerine yalnızca bir kere gelmiştim ancak odasının yerini iyi biliyordum.

"Hayır, beni şu an odama yönlendiriyor olman uyuyacağımız anlamına gelmiyor. Niye uyumak istiyorsun?"

"Seni özledim."

Ani bir hareketle arkasına dönmesiyle yüz yüze gelmiştik. Kıstığı gözlerine sırıtarak karşılık verirken belinin hemen sağında kalmış kapının kolunu indirmem geriye doğru sendelemesine neden olmuştu ama düşmesine izin vermeden belinden yakalamıştım.

"Sen çok fenasın!" Refleks olarak omuzlarımdan tutunurken öfke dolu bir surat ifadesiyle bağırdı. Suratının aldığı ifadeye gülerken ellerimi belinden ayırarak ondan uzaklaştım ve arkamdaki duvara yaslanırken konuşmaya devam ettim.

"Bana olan aşkından yerlere düşmen cidden gözlerimi yaşartıyor ama yatağa düşmeni tercih ederim. Hangi pijamalarını benimle paylaşacaksın bakalım?"

"Uyuyacağımızı kim söylemiş?" Gözlerini devirerek mırıldandı ve çalışma sırasına doğru ilerledi. Çalışma sırasıyla duvar arasında kalmış boşluktan basket topunu çıkartırken alayla gülme gereği duydum. Vay canına, şaka maka beni evine basket oynamak için davet ediyordu "Bence rövanş maçı yapmak istersin."

"Sahanın ışıklandırması var mıydı ya?"

"Siteyi benden daha iyi bildiğini iddia ediyorsun demek? Işıklandırmanın olduğu basket sahasına bizi sen götürürsün o zaman." Hızlı adımlarla yanıma yaklaşıp topu karnıma yapıştırdığında acıyla inledim "Önden çok bilenler lütfen."

"Sevgili olduk diye yapmadığını bırakmıyorsun bakıyorum da." Resmen bana meydan okuyordu ama benim de altta kalmaya niyetim yoktu. Sevgili lafını duymasıyla yerinde çakılması ve yanaklarının kızarması bir olmuştu.

"Sevgili olduk mu?!"

"Yüzükle teklif bekliyordun herhalde?" Topu kolumla belim arasına sıkıştırırken boştaki kolumu omzuna attım.

"Sen etmeyebilirsin. Ben edeceğim." Omzundan sarkan bileğimi tuttu ve bakışlarını kaldırarak bana baktı "Ama yüzük yerine daha iyi alternatiflerim var."

"E, ne duruyorsun o zaman? Etsene."

"Sabırlı ol, ben hiç olmazsa ediyorum." Boştaki elini yanağıma uzatıp küçük bir makas aldıktan sonra hızlı bir hareketle omzumun altından çıktı ve önden ilerlemeye başladı "Hızlı ol, saat 10'a geliyor. Sahayı kapmalıyız."

"Saat 10'da ne var ki?"

"Sahayı kaptıktan sonra anlatayım. Biraz uzun."

"Nasıl istersen..." Hızla attığı adımlarına uyum sağlamaya çalışırken mırıldandım. Bahsettiği saha evlerine diğer saha kadar yakın değildi nitekim hızlı yürümemize rağmen sahaya varmamız 5 dakikamızı almıştı. Sahanın kapısına yönelirken kimsenin olmadığını görmemiz Gökhan'ın alayla sırıtmasına neden olmuştu.

hero [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin