"E, nerede kalmıştık? En son bana teklif yapıyordun sanki?"
"Cidden eve gitmeyecek misin yani?" Potanın minderine sırtını yaslarken konuştu ve uzun süredir bağdaş kurduğu için muhtemelen uyuşmuş olan bacaklarını uzattı "Ben şansını zorlama derim."
"Endişelenme sen!" Ben de aynı şekilde mindere sırtımı yaslayarak oturdum ve kafamı geriye attım "Ona durumu açıkladım, senin yanında kalmam gerektiğini anlamış olmalı. Yalnızca eve gidince 'Benden habersiz arkadaşlarına böyle sözler verme.' Diye kızacak ama hiç önemi yok. Ondan azar yemeye alışkınım."
"Benim yanımda kalman gerekmiyor." Kafasını omzuma yaslarken mırıldandı "Geceyi tek başıma da geçirebilirim."
"Saçmalama, hayatta böyle bir şeye izin vermem! Hem sen bana güvensene ya. Bir bildiğim var da konuşuyorum."
"Pekala, pekala..."
"Bana teklifini yap hadi!" Omzumu silkeleyerek kafasından kurtulmaya çalıştım ama kafasını kaldırmaya niyeti yok gibiydi "Gökhan!"
"İyi!" Pes edercesine bağırdı ve kafasını kaldırıp bana baktı "Gözlerini kapat."
"Gerçekten yüzük mü takacaksın yoksa?" Alay dolu bir sırıtma sunduğumda gözlerini devirdi ve eliyle gözlerimi kapatıp elini geri çekti.
"Açma onları!"
"Tamam!"
Kısa bir beklemenin sonunda yüzük parmağımı kavrayışını ve hemen ardından parmağıma değen metalin soğukluğunu hissettim. Ellerinin ellerimden ayrılmasıyla gözlerimi açıp yüzük parmağıma baktığımda karşılaştığım manzara beni hayrete düşürmüştü. Parmağımda bir hortum kelepçesi duruyordu. (Y/N: Bilmeyenler için hemen görselimizi koyalım şuraya.)
"Hortum kelepçesi mi?" Kendime hakim olamayarak gülmeye başladığımda Gökhan da benimle birlikte gülmeye başlamıştı ve kendi parmağındaki kelepçeyi de göstermişti. Birbirimizin yüzük parmaklarına bakarak gülmemiz ne kadar normaldi bilmiyordum ama hortum kelepçeleri mükemmel bir fikirdi. Uzun bir gülüşmenin sonunda durduğumuzda kollarımı boynuna dolayarak onu kendime çektim ve yanağına küçük bir öpücük bıraktım "Bunu saklayacağım."
"Saklamana gerek yok kaybettikçe yenisini alırım ben sana."
"O zaman anlamı olmaz." Kafamı şiddetle iki yana sallayarak ondan ayrıldım ve yüzüne baktım "Peki, bunların cebinde ne işi vardı?"
"Aslında bunları odama girdiğimizde buldum... Tam o sırada tekliften falan bahsediyorduk, ben de masanın üzerinde görünce yanıma aldım." Omuz silkerken konuştu "Babam her gelişinde beni biraz bahçe işleriyle uğraştırır. Küçük bir bahçemiz var, babamla zamanımızı hep orada geçiririz. Ağaçları sularız, sulama sistemlerini kontrol ederiz ve biraz da sebze ekeriz. Babamla ablamın geleceklerini öğrendiğimde hazır olsunlar diye masamın üzerine koymuştum ama bahçe işlerinden farklı işlerle uğraştık..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hero [boyxboy]
Teen Fiction"Samimiyetsiz arkadaşlarımın arasında can çekişirken millete disiplin cezası yedirmek çok eğlenceli, denemek ister misin?" // bxb