i k i

5.7K 771 1.1K
                                    

2 Aralık 2006

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2 Aralık 2006

Ellerimde eldiven olmadığı için parmak uçlarım buz kesmişti. Karlara bata çıka okul yolunda yürüyordum. Okul evimize yakındı, on beş dakika yürüme mesafesi vardı sadece.

Bu sabah her zamanki yerimizde Jimin'i beklemiştim ama gelen giden olmamıştı. Hasta olmuş olmalıydı. Bugün okula tek başıma yürümek zorundayım.

Tek başımda karlı yolda yürürken onu ne kadar özlediğimi hissettim. Şimdi yanımda olsa bana komik bir hikaye anlatır ve hyung diye cıvıldayarak peşimde dolanırdı. Ama bugün yanımda değildi. Eksikliğini derinden hissetmiştim.

Okul çıkışı evlerine gidip ona bakmayı aklıma not ettim ve adımlarımı hızlandırdım. Biraz daha onu düşünürsem okula geç kalacaktım.

"Jimin odasında canım." Annesi burukça gülümsedi. "Bugün okula gitmek istemedi. Gidip bir konuş istersen. Neler olduğunu ben de bilmiyorum."

Derin bir nefes aldım. Bu çocuğun derdi neydi? Nede hasta olmamasına rağmen okula gelmemişti ki?

Kafamı sallayıp içeri girdim ve aceleyle Jimin'in üst kattaki odasına çıktım. Biz en yakın arkadaşlardık. Benden hiçbir şey saklamaması gerekiyordu, değil mi? Birbirimize söz vermiştik. Bana anlatmasını umuyordum.

Kapıyı iki kez tıklattım. İçeriden ses gelmeyince hafifçe ona seslendim.

"Jimin-ah?"

Yine ses gelmeyince sinirlenmiştim. Ben olduğunu anlayınca açması gerekirdi. Aptal çocuk...

"Hey Park Jimin! O kapıyı şimdi açmazsan yemin ederim burayı kırarak içeri girerim."

Sinirle konuştuğumda içeriden birkaç takırtı sesi geldi. Ardından kapı gıcırtı sesiyle hafifçe aralandı. Jimin'in gözleri kıpkırmızıydı. On bir yaşındaki bir çocuğu hangi olay bu denli üzmüş olabilirdi ki?

"Jiminie?" Aceleyle odaya girip kapıyı arkamdan kapattım. Tam o sırada hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Telaşla ona doğru yürüdüm.

"Jimin neler oluyor?"

Yıllar geçmesine rağmen hâlâ minik olan ellerini yumruk yapıp göz kenarlarına götürdü. "H-hyung..."

Bileğinden tutup onu yatağa oturttum ve kollarımı ona sardım sıkı sıkı. "Anlat bana Jiminie."

Gözlerinden yaşlar boşanıyordu. En yakın arkadaşımı böyle görmek kalbimi acıtmıştı. Ağlamasını istemiyordum.

sana söyleyemediklerim, yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin