"O zaman," derken kalbi deli gibi çarpıyordu. Lafını bitirmeden önce derin bir nefes aldı.
"O zaman öp beni."Ali bu direktifi bekliyormuş gibi kendini ileri attığında Barış kendini reddedilmeye o kadar hazırlamıştı ki, dudakları tadını deli gibi merak ettiği dudaklarına kavuştuğunda damarlarında heyecan ve şaşkınlık kol gezmeye başlamıştı. Ali bunu ellerini nereye koyacağını bilememesinden anlamıştı.
Aynı zamanda kalbinin bu kadar hızlı attığını hiç hatırlamıyordu Ali. Eğer heyecandan ölünüyorsa, belki de ölmeye çok yakındı.
Öyle bir açlıkla kavramıştı ki Barış dudaklarını, yılların özlemini çıkarıyormuş gibiydi. Eğer daha önceden tanışsalardı, buna emin bile olabilirdi.Ellerini, sarışının saçları arasından ensesine kaydırdığında biraz daha çekmişti kendine. Biri görecek diye endişelenmeden tadını çıkarıyorlardı anın. Biri neden diye sorsa, şüphesiz cevaplayamazdı. Çünkü daha önce kimseyi böyle öpmemişti.
Kimseyi, hiçbir şeyi düşünmüyordu o anda. Ne Yaprak'ı, ne çocukları, ne Bade'yi, ne ailesini, ne de Barış'ın onu öpmesini istemesinin sebebini...
Dudakları uyumla hareket ederken sonucu ne olursa olsun baştan ihtiyacı olanın bu olduğunu düşündü. Garip bir şekilde onu mutlu eden bu şeyi neden daha önce yapmadığını. Dudaklarının dertlerini silip süpüreceğini daha önceden bilseydi, bir saniye bile beklemezdi.
Nazikçe öpüyordu Barış onu, bir anda daha önceki öpüşmelerini silip attı aklından. Sadece alt dudağını hapsetmiş dudaklara odaklandı. Sanki öpüşüyle beraber ruhu da çekiliyordu içinden. Rüyada gibiydi. Ali bunun onu böyle alıp götüreceğini hiç tahmin edemezdi.
Dudakları sadece birkaç saniyeliğine ayrıldığında, "Ali..." dedi Barış kolunu hafifçe sıkarak. Bu hareketiyle eş zamanlı olarak ufak bir mırıltı dökülmüştü Ali'nin dudaklarından. Sabırsızca tekrar ileri atıldı aynı şeyi tekrar yaşamak ister gibi. Ama Barış nefes nefese geri çekmişti kendini. "Ali..."
"Ali..." dedi Barış tekrardan. Sesinden kafasının karıştığı belli oluyordu. "Sorun ne?"
İkinci kez duyduğu soru kulaklarından nihayet beynine ulaşıp kapattığı gözlerini açmasına ve başını ellerinin arasından kurtarmasına sebep olurken nefes nefese kalmıştı.
"Neyin var, iyi misin? İyi görünmüyorsun. Dakikalardır böylesin ve ben... ben sanırım korktum. Hastaneye götürmemi ister misin?"
Ali işaret ve baş parmaklarıyla şakaklarını ovuştururken gözlerini sıkıca kapatıp açmıştı. Sesli bir şekilde yutkundu. Yapmamalıydı. Bu saçma hayaller aklına nereden giriyordu bilmiyordu ama yanlıştı. Yine de, bir anlığına gerçeğini tatma isteğinin önüne geçememişti.
"Kes şunu." dedi Ali. Nefesi hala düzene girmemişti. Sanki onu gerçekten öpmüş gibi.
"Ne?" dedi Barış. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eğer olsa, kalp krizi geçirebilirdi. "Neden bahsediyorsun?"
Hayalindeki Ozansoy'un onu öpmesini isterken sesinde oluşan tını, şimdi onun sesine yansımıştı. Ali böyle konuşurken, Barış'ın bundan etkileneceğini hesaba bile katmıyor, hatta Barış böyle şeyler düşündüğünü anlarsa utancından gebereceğini düşünüyordu.
"Kes," dedi. "Beni senin hakkında düşündürmeyi kes."
"Ben senin neden bahsettiğini anlayamıyorum Ali," dedi Barış. Ali'nin ses tonu onu öyle etkilenmişti ki bu heyecanın sesine yansımasını engelleyemedi. "Ben anlamıyorum, yanlış bir şey mi yaptım?"
Ali'nin hayır demesini umarken, "Yaptın," cevabını aldığında korkudan nefesi kesildi. Bu korku, Ali'nin onu düşündüğüne sevinmesini bile engellemişti. Bir anda ellerinden kaymış gibi hissederken, Ali'nin aralarına buzdan tuğlalar dizmeye başladığını bakışlarından bile görüyordu. "Kafamı karıştırıyorsun. Beni karıştırıyorsun."
![](https://img.wattpad.com/cover/159227680-288-k50496.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stop making me think about you || bali [boyxboy]
Fanfiction"Kes şunu." dedi Ali. Nefesi hala düzene girmemişti. "Ne?" dedi Barış. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eğer olsa, kalp krizi geçirebilirdi. "Neden bahsediyorsun?" Ozansoy'un onu öpmesini isterken sesinde oluşan tını, şimdi onun sesine yansımıştı. Ali bö...