1.2

5.3K 337 156
                                    

"Kötüye alıştırmak istemem ama küfür ettiğinde seni öperek susturmak istiyorum."

Barış bu sözle kendini korkunç bir şey duymuş gibi geriye atarken istemsizce kahkaha atmıştı. "Siktir..."

"Sarışın, beni sınama," dedi ona doğru koltukta kayarken Ali. "Lütfen."

İkisinin de gözleri birbirinin dudaklarına kilitlenirken gülümsemesi genişledi Barış'ın. Eş zamanlı olarak da tek bir hamleyle iyice yaklaşmıştı ona. Artık dudakları birbirine değiyordu.
"İnan bana bunu yapmaya o kadar istiyorum ki," derken Ali'nin kendini ileri atmasıyla hafifçe geri çekmişti kendini. Beklentiyle gözlerini gözlerine kilitlemişti Ali bunun üzerine. İstediğini ikisi de çok iyi biliyordu. "Bana geldiğin zaman, seni öyle bir sınayacağım ki, nereye kadar gidebiliriz göreceğiz. Ama şimdi değil. Kalbim almıyor."

"Bunu bana neden yapıyorsun," dedi Ali. Daha sadece dudakları birbirine değerken bile nefes nefese kalmıştı. Kalbi kaburgalarını kıracak gibi atıyordu ve tüm suçlusu tek bir insandı. Bir dudak. "Ben, çok garip hissediyorum."

"Yalnız değilim demek ki," derdi Barış nefesini dudaklarına üflerken. Onun elini alıp kendi kalbine götürdü, kendi elini de onun soluna yaslamıştı. Hissettiği şeyle solundaki dayanılmaz sancı artmış, mümkünmüş gibi daha hızlı atmaya başlamıştı kalbi.

"Çok hızlı atıyor," dedi Ali kendisininkinin de aynı olduğundan tamamen habersiz. "Çok hızlı..."

"Senin için," derken dudaklarının biraz daha temas etmesini sağlamıştı sarışın. "Ve seninki de aynı atıyor, bu ne demek biliyor musun?"

Başını iki yana sallarken bilmek istemiyordu bile Ali. Bu his her neyse kurtulmak istiyordu. Adını koymak istemiyordu. "Bilmiyorum ve öğrenmek istemiyorum."

Güldü Barış. "Sana söz veriyorum," dedi Ali'nin ensesindeki saçları okşarken. "Öğreteceğim. Sana sevmeyi öğreteceğim."

"İstemiyorum," dedi Ali kendini güçlükle geri çekip sırtını koltuğa yaslarken. "Yeterince dolu olan hayatımı, birini severek tüketmek istemiyorum. İstemiyorum."

"Kontrolün sende olmasına alıştığını biliyorum ama bu sana hayatta her şeyin istediğin gibi olacağını düşündürtmesin. Bazen biri gelir ve bütün düzenini tek bir hamleyle altüst eder. Senin bana yaptığın gibi. Aşkta plan yoktur ve ben tüm planların tükendiğinde seni bekliyor olacağım."

Güldü Ali. "Bana duygusal konuşmalar yapma, çok yanlış adama konuşuyorsun." başını geriye attı, bakışlarını tavana kaldırdı. "Sana istediğin sevgiyi veremem, duygusal şeyler söyleyemem, söylediklerine de anlam yükleyemem. Bunları yapmak için fazla yorgunum. Çok yanlış adamı seviyorsun."

"Ama kalp istediğini ister Ali," dedi işaret parmağını okşamak için yüzüne götürürken. Ali kendisini geri çekmiş ve parmağı çenesiyle temas etmişti. Bu bile ürpermesine yeterken kendine ona karşı çıkacak cümleler arıyordu. Ama ne düşünse, bedeninde dolanıp kalbinde patlıyordu sanki. Her argümanı çürütebilecek bakışlar ve sözlerin etkisi altındaydı ve gücü çekiliyordu. İlk defa, ilk defa bir şeyin kontrolünü kaybetmek üzereydi Ali ve hiç bu kadar korkmamıştı. "Kalp istediğini ister, ve ben gerçekten seni istiyorum."

Ali o an içine saplanan sözlerin verdiği sancıyla kolundan destek alarak yerinde kıpırdandı. Bu yarasını gerip canını yakmış ve istemeden de olsa acı dolu bir ses dökülmüştü dudaklarından. "Hop, hop... dikkatli ol." dedi Barış az önce söylediği her şeyi unutup Ali'nin koluna eğilirken. "Dur, dur bakayım koluna."

stop making me think about you || bali [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin