Ceyda'ya... ✨
Okuldan içeri girdiklerinde, çocuklara daha tek kelime bile etmemişti Ali. Başının etini yiyip duruyorlardı ve Bade'den öğrenmelerinin hoş olmayacağını bilse de, anlatabilecek gibi hissetmiyordu kendini. Bir yerlerden bir an önce duysunlar da bitsin bu işkence diye bekliyordu. Çünkü Bade'ye engel olmak için çok geç kaldığını biliyordu.
Pazar gününden salmıştı haberi. Garip bir şekilde henüz çeteye ulaşmamıştı ama şimdi kaçınılmazdı. Ona olan bakışlardan belliydi.
"Lan," dedi Gökhan Ali'yi dürterek. "Bunlar ne bakıyor sana tren görmüş öküz gibi?"
Çenesini kaldırdı Ali. Özgüveninin kırılmadığını belli etmek ister gibi yapmıştı bunu. Kimse, hiçbir şey umurunda değildi.
"Kanka valla ben de hiç haz etmedim bakışlarından. Şuradaki kız da gülüyor hafiften. Kıllandım ben..."
Endişeyle ne olduğunu soran soran Sinan'ın hafifçe omzuna dokunup hemen karşısındaki koltuklardan gülerek onu izleyen Bade'ye doğru yöneldiğinde, hepsinin laflarını istemeden de olsa ağzına tıkmıştı.Yüzüne bile bakmadan yanına oturdu. Gözlerini karşıya dikmişti. Çocuklara başıyla gitmeleri için işaret etti. Gökhan anlayıp hepsini uzaklaştırdı. Yaprak'ın gözlerindeki kırgınlık onu endişelendirse de, gönlünü bir şekilde alacağına dair söz verdi kendine.
"Seviyeni belli edeceğini biliyordum ama bu kadar erken değil be güzelim." dedi Ali. Göz teması kurmuyordu.
"Seninkine ineyim de yüz yüze konuşalım isterdim ama ben insanları aldatmayı doğru bulmuyorum."
Güldü Ali. Yüzüne baktığında ifadesizleşmişti suratı. Bade'nin de aynı durumda olduğunu gördü.
"Bana bak," derken sinirini sesine yansıtmamak için verdiği çaba tamamen başarısızlığa uğramıştı. "Senin bu yaptığın, beni zerre etkilemez. Bir insanı yönelimlerinden vuracaksan, o kişi ben değilim. Senin sandığın kadar kolay değil beni mahvetmek, anladın mı?"
Bade ayağa kalktığında başını bile kaldırmadı Ali. Ellerini birleştirip dirseklerini dizlerine yaslamış, öylece duruyordu. Bade omzundan itti onu, sarsılmamıştı bile.
"Sen ne adi, ne pislik... Sen nasıl bir insansın ya?" dedi Bade bağırarak. Tüm gözlerin onlara döndüğünü biliyor ve hissediyordu Ali. Eski sevgilisinin kendini kaybetmesini sakince bekledi.
"Ben seni sevdim! İyi bir insan olduğunu, beni kırmayacağını bildiğim için sevdim ama sen bana en korktuğum şeyi yaşattın Ali! Aldattın beni!" Hıçkırıklarının arasına dizdiği kelimeleri zorlukla seçiyordu Ali. Başını ellerinin arasına alıp yere çöktüğünde yüz yüze gelmişlerdi.
"İki gündür kabus görüyorum ben Ali... Senin, yüzünden, iki, gündür, kabus görüyorum!" Son cümlesinin her kelimesini ayrı bastırarak haykırmıştı adeta. Kulaklarında bir süre çınladı bu ses.
İlk defa, "Yapma," dedi Ali. Hem de onun için. "Yapma Bade, kendini rezil ediyorsun."
Ayağa kalktı. Şimdi yukarıdan bakıyordu ona. Gözünü korkutmak istemiyordu ama bunu yaptığının da farkındaydı. Acı çekiyor gibi bakıyordu Bade ona. Bunca şeye rağmen kıyamadı, kaçırdı bakışlarını.
"Yapma, çizgiyi aşma."Arkasını dönüp gitmeye hazırlanırken iki metre ileride ağlayarak onları izleyen Barış'ı fark etti. Bir anda her şey durmuş gibi hissetmişti. Her şey durmuş, sesler kesilmiş... Korkuyla, kaç adımda ulaştığını bilmiyordu ona. Kolunu kavradı. O kusursuz yüz, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerle süslenmişti.
"Şşşş," dedi boştaki eliyle gözyaşını silerken. "Neden ağlıyorsun? Onun yüzünden mi?"
"Herkes öğrendi Ali," dedi Barış. Resmen ellerinin altında titriyordu. Canı yandı Ali'nin. Onun yüzünden olmuştu. Onun yüzünden yanmıştı Barış da. "Herkes öğrendi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stop making me think about you || bali [boyxboy]
Fanfiction"Kes şunu." dedi Ali. Nefesi hala düzene girmemişti. "Ne?" dedi Barış. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eğer olsa, kalp krizi geçirebilirdi. "Neden bahsediyorsun?" Ozansoy'un onu öpmesini isterken sesinde oluşan tını, şimdi onun sesine yansımıştı. Ali bö...