0.1

14.9K 596 453
                                    

Kaldırımın kenarına çöküp sigarasını yaktı genç adam. Duman dudaklarının arasından ciğerlerine ilerlerken geçen arabaları izlemeye başladı. Kafası karışıktı.

Eve gitmesi, ve onu bekleyenlere katılması gerekiyordu ama kaybolmuştu. Hem düşüncelerinde, hem de her adımını ezberlediği şehirde.

Ne bir otobüs, ne bir taksi... Hiçbir taşıt geçmiyordu yoldan. Telefon açmak istemedi kimseye. Çok karışıktı. Kimseyle uğraşmak istemiyordu.

Yurt dışında yaşayan ailesiyle yaşadığı problemler gün geçtikçe büyürken derslerin ağırlığı üzerine yükleniyor, arkadaşlarının dertleri, onu yoruyordu.

Herkesle, tüm iletişimini koparmak ve basıp gitmek istiyordu bazen. Çevresine bu kadar bağlıyken asla yapamayacağını bile bile... Yalnızca istiyordu.

Parlak farlar çarptı sonra gözüne çökmeye başlayan karanlıkta. Sırt çantasının tek kolunu omzuna geçirip hafifçe aşağı çekerken sigarasını kaldırıma sertçe bastırarak söndürmüş, ayağa kalkarken söndüğüne emin olmuştu. Bunları yaparken kıstığı gözleri onu fazlasıyla rahatsız ederek yaklaşan farlardaydı.

Araç yanına iyice yaklaştığında bir motor olduğunu fark etti ve eliyle durmasını işaret etti.

"Nereye?" diye tok bir ses doldurmuştu kulaklarını, kaskın içinden havayla buluştuktan hemen sonra.

"Kayboldum ya ben..." derken karşısındaki adam başındaki siyah kaskı çıkarmıştı. Beklemediği kadar genç ve güzel bir suratla karşılaştığında yutkunarak kesti lafını.
"Öyle... yani. Kayboldum."

"Atla," dedi motordaki sarışın adam. "Çevre sana tanıdık gelene kadar beraber gideriz. Sonra atarım seni gideceğin yere."

Karşısındaki adamın sesinin titrediğini fark etti çantasını diğer kolundan da geçirip motorun arkasına atlarken. Bunun heyecandan olmasına o anda ihtimal bile vermemişti.

Şarışın, başına kaskını geçirip, bir diğerini de ona uzattığında hiçbir şey söylemeden aldı ve başına geçirdi.

"Nasıl kayboldun? Bu semt küçüktür aslında. Bir yerlerden çıkışı bulurdun mutlaka."

Kasklardan dolayı sesler kulağa tok tok gelirken bu sesi fazlasıyla seksi bulduğunu inkar edemedi genç adam. Neredeyse kendi yönelimini sorgulayacaktı.

"Kafam çok dağınıktı herhalde. Anlayamadım ben de." diye kestirip attı. İki adımlık yola gideceği adamla, gereksiz bir muhabbete girmeye hiç gerek yoktu.

"Buralarda yenisin o zaman?" diye bir soru yöneldi sonra kendisine. O kaçmaya çalışırken konuşmaya ısrar ediyordu sarışın çocuk ve bu onu rahatsız etmeye yetmişti.

"Yok hayır. Burada doğdum, büyüdüm ben. Sen olmasan da, dediğin gibi, yolumu mutlaka bulurdum."

Bundan sonra cevap gelmemişti beklediğinin aksine. Vücudundaki gerginlik hissi yerini rahatlamaya bırakırken bakışlarını adamın biçimli suratından çekip, yola çevirdi.
Eğer biraz daha konuşsalardı, aralarındaki garip gerginlik onu çok farklı yerlere sürükleyecekti.

Motorun aniden hızlanmasıyla oturduğu yerin yanlarına tutunduğu ellerini çekip adamın beline sarması bir oldu.

"Ne yaptığını zannediyorsun? İkimizi de öldüreceksin!" dedi sinirle. Çok geçmeden tek hecelik bir kahkaha kulaklarına ulaşmıştı. Bu melodik tını sinirini kırıp geçerek sertçe yutkunmasana sebep olduğunda mümkünmüş gibi daha da huzursuz hissetti kendini.

Garip şeyler hissediyordu ve bunlar kesinlikle olumlu hisler değildi. Bu çocukta bir şey vardı. Bir şey hissettiriyordu ona. Hem tanıdık, hem de üşütürcesine yabancı bir his.

stop making me think about you || bali [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin