Bölüm 4

160 43 21
                                    

Bevi hep gizliden gizliye en sevdiği torununun ben olduğumu söylerdi. Ama ben bunu ailedeki tek sıradan ben olduğum için söylediğini sanırdım. Ben bunları düşünürken Bevi kulağıma sen bir İxia'sın dedi. Bir anda ne olduysa sanki uykudan uyanmışım gibi gözlerimi açtım ve "Neyim, neyim?" dedim. Sonra daha yumuşak bir şekilde devam ettim, "Yani benim tuhaflığım asırlardır senden başka kimsede görülmeyen İxia mı?"

"Hey beni o kadar da yaşlı gösterme." dedi Bevi. Ve haklıydı da. Ondan belki de 100 yıl daha genç olan Büyükanne Pakize'den bile daha genç gösteriyordu. Hatta onu annemin ablası bile sanabilirdiniz. "Neden bu kadar genç gösteriyorum sanıyorsun?" Tabi ya Bevi tuhaflığı sayesinde bu kadar genç gösteriyordu. Sonra aklıma bana İxialar hakkında anlattığı hikaye geldi.

Eskiden çok daha fazla İxia varmış. Ancak böyle güçlü bir tuhaflığa sahip olmak her yiğidin harcı değilmiş. Bazılarına bu güç fazla gelmiş ve insanlar yeteneklerini kötüye kullanmaya başlamış. İxialar 5 e ayrılırmış. İçlerinden en güçlüleri Mor İxialarmış, bu yüzden Mor İxialar yönetime geçmiş ve bu tür olaylara son vermiş. O zamandan beri İxialar azaldıkça azalmış. Özellikle Mor İxialar yüzyıllardır görülmemiş.

Mor İxialar bütün tuhaflıkları kullanabilen tek tuhaflık türü. Olduğundan haberinizin dahi olmadığı tuhaflıkları kullanabileceğiniz bir tür. Son Mor İxia yüzyıllar önce ölmüş. Mor İxialar'dan sonra gelenler ise Kırmızı İxialar. Kırmızı İxialar, yalnızca daha önce gördükleri ve tanık oldukları tuhaflıkları kullanabilirler. Kırmızı İxialar'dan sonra Yeşil İxialar gelirmiş. Bevi'de diyardaki tek İxia olmasının yanısıra bir Yeşil İxia'dır. Yeşil İxialar yalnızca daha önceden dokunup kopyaladıkları tuhaflıkları kullanabilirler. Yeşil İxialar'dan sonra Sarı İxialar gelir. Aynı zamanda Bevi'nin büyükannesi de bir Sarı İxia'ymış ve Bevi bildiği her şeyi ondan öğrenmiş. Sarı İxialar sadece etraflarında hali hazırda bulunmakta olan İxialar'ın güçlerini kullanabilirler. Son olarak Mavi İxialar. Mavi İxialar uzun yıllar boyu kargaşa çıkarmışlar. Yeteneklerini kötüye kullanmışlar. Tarih kitaplarında yazdığına göre Arkan adında bir Mavi İxia varmış. Yetenekleri ona yeterli gelmemiş ve isyan başlatmış. Onca masum tuhafın kanına girmiş. Mavi İxialar, herhangi bir tuhaflığı kullanamazlar. Ancak başka bir tuhafın güçlerinin elinden alabilirler ki bu Tuhaflar Diyarı'nda kesinlikle yasaktır. Yüzyıllar öncesinde Mavi İxialar Mor İxialar'ın önderliğinde, Tuhaflar Diyarı'ndan sürgün edilecek olanların tuhaflıklarını alırlardı. Bu görevi yapanlara halkın değişiyle Çalıntı denirdi.

İşte Arkan da eskiden bir Çalıntı'ydı. Ama aldığı güçler ona yetmedi. Bir Mor İxia'dan tek farkının, ona bu güçlerin hali hazırda verilmemiş olması olduğunu ileri sürerek Diyar'ın dört bir yanından tuhafları bulup güçlerini çaldı. Tabi bu yolculukta yalnız değildi. Çoğu Mavi İxia da ona katılmıştı. Tuhaflıklarını çaldıkları kişileri  arkalarında iz bırakmamak için öldürürlerdi. Bu olaya son veren ise bir Mor İxia ordusu oldu. O savaşta çok can verildi. Ama eninde sonunda kazanan yine barış oldu. O günden beri ne bir Mor İxia görüldü ne de Mavi. Kalan diğer İxialar da zaman içinde azaldıkça azaldı. Bütün bunlar dışında bütün İxialar'ın ortak kullanabildiği bir yetenek daha var. Tespit etme. Etraflarındaki bütün tuhafları tespit edebilirlermiş. Bu yüzden Bevi benim de bir tuhaf olduğumu biliyordu.

Bir İxia hangi renk olduğunu öğrenmek için göz rengine bakmalıymış. Benim gözlerim ela, yani gözlerimin rengi değişene kadar beklemek zorundayım. Tam ben bunları düşünürken Bevi, "Hadi hangi İxia olduğunu öğrenelim." dedi. " Öğrenebilir miyiz ki?" "Tabi, artık ilk belirtiler gözüktüğüne göre göz bebeğinin etrafında İxia rengin gözükmeye başlamış olmalı."  İşte o sözler kalbimi neredeyse yerinden çıkartıyordu. Bevi yavaşça öne eğildi ve rengi görebilmek için gözlerini kıstı. Ve bir anda yüz ifadesi değişti. "Ah ama bu olamaz!" Yüzündeki ifadeyi tanımlayamıyordum. Sanki sevdiği bir şeye bakarken iğrenmiş gibiydi. Nasıl bir yüz ifadesi bu böyle! Heyecandan delirmek üzereyim. Daha fazla dayanamadım ve sordum, "Bevi, ne oldu?" "Nesillerinin asırlar önce tükendiğini sanıyordum." "Ah hayır. Yoksa bir Mavi İxia mıyım?" Bevi beni resmen takmıyordu. Sözlerine devam etti, "Yüzyıllardır görülmemişlerdi." "Bevi artık söyleyecek misin yoksa gerçekten meraktan çatlamamı mı bekliyorsun!" Sanırım cümlelerim bir az ağır oldu ama daha önce hiç bir şeyi bu kadar merak etmemiştim. Bevi yüzünü ciddileştirdi ve, "Buna sen baksan daha iyi olur." dedi.

Bana kapaklı, küçük bir cep aynası uzattı. Bu bana hep anlattığı İxia aynasıydı. Hangi İxia olduğumu öğrenmem için aynayı açmam değil, üst kapağındaki renge bakmam gerekiyordu. Bu ayna sahibinin rengini alırdı. Şu an yeşildi çünkü bu Bevi'nin aynasıydı. Çok değerli gözüküyordu. Ben aynayı incelerken Bevi, "Bu artık senin." dedi. İşte tam o anda aynanın rengi değişmeye başladı. Ayna bir anda çok şık bir Mavi renk aldı. O an içime bir şeyler oturmuş gibi hissettim. Bevi'nin yüzündeki ifade ise yine çözülemezdi. Sonra bir anda ayna ışıldadı ve sarıya döndü. Gördüğüm en güzel renk diyebilirdim. Sonuçtan memnundum. Hevesle Bevi'ye baktım ama ifadesinde herhangi bir değişiklik olmadığını gördüm. Tam o sırada ayna bir daha ışıldadı ve yeşile döndü. Yoksa ayna hangi İxia olduğuma karar veremiyor muydu? Ayna resmen düşüncelerimi doğrularmışçasına yine parıldadı ve kırmızıya döndü. "Neler oluyor?" Bevi'ye sorumu cevaplaması için hevesle baktım ama verdiği cevap hiç tatmin edici değildi, " Bilmiyorum." Ayna kırmızıda kalmışa benziyordu. "Nasıl yani? Bilmiyor musun? Peki sen aldığında ayna aynılarını yapmadı mı?" Cevabımı alamadan ayna bir daha parladı ve mora dönüştü. Önceden çıkmış bütün renkleri soluk bırakıyordu. Sonra Bevi yüzünde daha önce hiç görmediğim derecede büyük bir gülümsemeyle, "Sanırım ayna bütün bunları sadece bir Mor İxia'ya yapıyor." Uzun süre sessiz kaldım. Kafamın içinde yaşananları sindirmeye çalışıyordum. Ben bu düşünceler içerisindeyken Bevi'nin yüzündeki gülümsemenin 1 gıdım dahi eksilmemiş olması çok ürkütücü gelmeye başlamıştı. Ve bir anda neler olduğunu anladım. BEN BİR MOR İXİA'YIM! Bir anda gözlerim büyüdü ve ne tuhaf ki Bevi'nin gülümsemesi de arttı. Artık yanaklarının yırtılacağından korkuyordum. Daha dakikalar önce kendimi bir Sıradan sanırken, Tuhaflar Diyarı'nın en güçlü tuhafı olduğumu öğrenmiştim. Mor İxialar bütün tuhaflıkları en üst seviyede kullanabilirdi. Uzunca bir süre sevinç kahkahaları attıktan sonra Bevi bana aynanın kapağındaki işlemeli çiçeği çevirmemi söyledi.

Bütün İxia aynalarının üstünde bir çiçek vardır, çünkü tuhaflığımız adını bir çok rengi olan bir çiçekten alır. O dokunmaya kıyamayacağım çiçeği çevirdim ve bir kapakçık gibi açıldı. İçinde parıl parıl parıldayan mor bir taş duruyordu. Bir başparmak boyutundaki bir şeyin beni bu kadar etkileyebileceğini düşünmezdim. Bevi bunun bir mor elmas olduğunu ve dünyadaki en nadir taş olduğunu söyledi. Elması elime aldım ve incelemeye başladım.

Ardından Bevi'nin de böyle bir taşı olup olmadığını merak ettim ve "Senin de böyle bir taşın var mı?" diye sordum. Bunun üzerine Bevi elini kaldırdı ve bileziğini gösterdi. Bileziğinde çok parlak yeşil bir zümrüt vardı. Bana kedisi Zümrüt'ü hatırlayıp hatırlamadığımı sordu ve taşa fısıldadı, "Zümrüt, hadi kızım göster kendini." Taş bir anda titremeye başladı ve akılalmaz bir şekilde yeşil bir kediye dönüştü. Bevi, "Zümrüt insanlar aleminde dikkat çekersin. Hadi rengini değiştir." dedi ve kedi bir silkinişte siyaha döndü ancak gözleri hala yeşildi. "Taşın sana bağlanır ve sen kendini göster dediğinde senin onu almasını istediğin şekli alır. "Vaay be!" "Ama bunu yalnız kaldığın bir zaman yapsan iyi olur çünkü ailen fazlasıyla meraklandı."

Gidip dolabımdan gümüş bir zincir aldım ve zinciri taşın etrafına dolamaya çalıştım. Bunu yaptığım anda zincir bir anda ince bir demire dönüştü ve taşı sardı. Sanki taş ne yapmak istediğimi anlamıştı. Zincirin kalın kalan bölümünü boynuma geçirdim ve bunun gördüğüm en güzel kolye olduğunu düşündüm. Dışarı çıkmadan önce İxia aynamı açtım ve kendime baktım. Göz bebeklerimin etrafında mor kıvılcımlar çakıyordu. Bevi, "Gözlerin tamamen mor olduğunda eski rengine istediğin zaman döndürebilirsin." " Bevi, peki okulda neden bayıldım ve neden kriz geçirdim?" "Bence bunu ailenle beraber öğrenmelisin." Elimi tuttu ve kapıyı açtı.

YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM...🌝

🔱CESUR DİŞ🔱
🐺🌘🌗🌖🌕🐺

İXİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin