"Sen ne yaptığını sanıyorsun ha ! Evden kaçmak ne demek ? " diye sinirle kükredi.
Ayşe kolunu sıkan adama gözleri yaşlarla dolu bir şekilde bakınca Mahir ,Ahmet'i kızdan uzaklaştırmaya çalıştı.
"Zaten yeteri kadar korkmuş birde sen üstüne gitme !"
"Karışma sen ! Nasıl arkadaşsın namusumuza göz diktin ! Sana kaçacak kadar ne yaşadınız siz Mahir !" Diye sokak ortasında bağırınca adam sinirle Ahmet'in yakasına yapıştı.
"Doğru konuş lan ! Sen değil miydin kardeşim diyen ,sahip çıkmayıp başkasından çocuk yapan ! Ben sadece istedim kardeşin sandım bekar sandım !"
Ahmet sinirle Mahir'i iterek bağırdı.
"Sana ne lan sana ne benim hayatımdam ! İstersem bunu da karım yapardım. Yürü Ayşe yürü yoksa elimden bir kaza çıkacak !" Diye söylendi.
Mahir ,Ayşe'nin yanına yaklaşıp kolundan tutunca kız korku ile bir adım uzaklaştı.
"Bak istersen sana yardım ederim , onunla gitmek o aileye boyun eğmek zorunda falan değilsin . Ayşe hayatını çalmalarına,seni esir etmelerine izin verme artık !"Ahmet sinirle Mahir'i kenara itip Ayşe'nin valizini eline aldı ,kızı kolundan çekerek adeta sürükledi.
Çok fazla kimsenin geçmediği ormanlık park alana gelince durdu.
"O adama mı kaçtın cidden yaptın bunu ?"
"Ben kimseye kaçmadım !""Niye gittin o zaman ona ? Neden o adamın abisi gelin kızı alın istemiyoruz diyor ?"
"Bilmiyorum ben sadece evden kaçıp gitmek istedim. Kayboldum tamam mı ! Korktum nereye gideceğimi bilemedim orasının adı "İstanbul " yazısını görünce sabaha kadar bekledim.Sonra o adam geldi yabancı bir şeyler söyledi içeri gitti. Kardeşini çağırdı .Ahmet kızın anlattıkları ile biraz daha sakinleşip yumuşadı.
"Emin misin hepsi bu kadar mı ?"
Kız başını aşağı yukarı sallayınca Ahmet arkasında banka geçip oturdu.
"Bak Ayşe bunları seninle konuşmak hiç kolay değil ! Hayat benim içinde çok zor anlıyor musun ?""Ben artık kimseyi anlamıyorum anlamakta istemiyorum !
Ne suçum vardı benim niye getirdiniz ki beni buraya ?
Yazık değil mi Ahmet bana gençliğime ? Yirmi yaşına girdim iki senedir bir evin içinde dört duvar arasında yaşıyorum .
Kaç sene daha bu hayatı ,esareti yaşayacağım. Bırakın gideyim artık bırakın babama ve kardeşlerime yardım edeyim vatanımda öleyim yeter bana !"
Ahmet hak verdiği kıza iç çekerek baktı.
"Özür dilerim ,hayatının içine ettiğim için .Sana sahip çıkamadığım ,babama bu kızı kurban etme diyemediğim için affet .
Ayşe ,Rıfat ile sen ?"
Genç kız Mahir'in de söylediği dedikodudan bahsettiğini sandığı Ahmet'e karşı geldi.
"Rıfat abi ,bana kimsenin yapmadığını yaptı . Burada ki tek ailem o benim . O dedikodular saçmalık ! Olacak şey deği! "Deyince Ahmet derin bir nefes aldı.Kızın ne Mahir ile ne de Rıfat ile bir gönül meselesinin olmayışı adamı şaşırttı.
Bu mümkün olabilir miydi ?
Kardeşi kızın sevdasından yanıp kül olurken Ayşe bu kadar kör müydü ?"Neden olmasın ,benim hiç bir zaman karım olmadın. Rıfat'da sende gençsiniz ."
Ayşe başını sağ sola salladı.
"Bana sahip çıkmayışını böyle şeyler söyleyerek haklı çıkarmaya çalışma ! İzin ver ülkeme döneyim sende kurtul benden ,çıkmam bir daha karşına hemen boşanırız "Ahmet kıza ne diyeceğini düşünürken ,bir anda dilinden gerçekler bir bir döküldü.
"Ayşe ,Rıfat sana deli gibi aşık !Bunu nasıl görmezsin ?"
Genç kız adamın sözleri ile titrediğini hissetti.
Gözlerinin önüne gelen Rıfat'ın ona kıyamayan bakışları ile kız gözünden akan yaşlara engel olamadı.
"Bu imkansız ,olamaz yalan söylüyorsun ?"
Ahmet ayağa kalktı kızın koluna girmek için elini uzatınca Ayşe kendisine dokunmak isteyen adamı itti.
"Dokunma bana ! Harama değen ellerin bana değmesin !" Diye adeta haykırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Hasret
General FictionAyşe , hiç bilmediği bir ülkeye görücü usulu bir evlilikle gelin gider . Sürmeneli Ayşe artık Alamancı olmuştur .