Ayşe , Mehmet'in sözleri ile mutlu olmak yerine daha çok üzüldü.
"Aptal Rıfat aptal ! Herkes aşkından ölüyor diyor, millete bülbül kesil bana gelince dilin kopsun. Kemal ben senin bu amcanı ne yapsam hırsım geçer !"Kız söylenerek binanın önüne geldi.
Mahalledeki dedikodu kazanının baş kepçesi Hayriye hanım, havayı azıcık güzel bulması ile kendini sokaklara atmıştı. Ee haber kovalamak , mahalleyi karıştırmak o kadar kolay iş değildi.
Baş selamı verip geçen Ayşe 'ye ve küçük Kemal'e öyle bir baktı ki kız çocukken annesinin kendisine yaptığını Kemal'e yaptı.
"Kaşıyalım bebeğim hem seninkini hem benim kıçımı kaşıyalım yoksa bu teyze bizi hastanelik edecek ."
Kız kendi kendine gülerek dairelerine gelince içerden gelen genç kadın sesi ile duraksadı.
Kendi ayakkabılarını bir hışımla çıkarıp , Kemal'i kucağına aldı .
Merakla salona girip kucağındaki çocuğun ayakkabılarını çıkarırken aynı zamanda gözleri hemşire kız ile konuşan ve şen şakrak gülüşen Rıfat'ı buldu.O kadar sinirlendi ki , öfkesine hakim olamamaktan korkup odaya zar zor girdi.
"Kemal ben amcanı öldürsem hapse girer miyim ? Sonuçta kaçağım değil mi ? Beni bunca yıl yok sayan devlet Rıfat'ı adamdan sayıp onun yüzünden hapse atar mı atar. Sen de o manyak Hatice'nin eline kalırsın falan Allah korusun . Öldürmeyeyim ,süründürelim " kendi kendine sinirden güldü.
Kemal'in üzerini değiştirip karnını doyurmak için mutfağa girdi.
Fadik hanımın yaptığı çorbayı görünce bir kase aldı.
Kemal yemek yiyeceği sevinciyle kıza doğru paytak paytak adımlar atarken Ayşe şirinlik yapan çocuğa gülüp şupur şupur öptü.Kemal' e son kaşığı verirken içeri giren Fadik hanım ile bakışlarını kaçırdı.
"Maşallah Ayşe , kız Rıfat ile bir ilgilendi bir ilgilendi. Hafta da üç gün hastaneye gidecek , geri kalan günler hemşire eve gelecek . Masaj felan yapacakmış !" Deyince Ayşe kaşlarını çatarak kadına baktı.
"Masaj yapınca iyi olacaksa sen hep yapıyordun zaten ."
"İşe yaramış zaten kızım , iyi ki yapmışsınız dedi . Rıfat'ı salonda gördüğüne de çok sevindi. "
"Maşallah maşallah seneye düğünü yaparsınız bu hızla inşallah . " deyip arkasını döndü.
Fadik hanım kızın bu tavrına başta bozulsa da içeriyi gözetleyen halini görünce meseleyi çözdü.
"Ben isterim seninle olsun ama inadı kurusun babası kılıklı! " deyince Ayşe gözlerini devirdi .
" Sanki anası melek !" Diye kendi kendine içinden söylenirken kadının sorusu ile düşüncelerinden çıktı.
"Sen ne yaptın konuştun mu
Mahir ile ? "Ayşe başını sağ sola salladı.
"Konuşamadım çünkü o da bir garip getirmiş Türkiye'den ,evlenmiş ."
"Kader işte " diyen kadına gözlerini yine devirdi.
'İnsanların yaptığı bencilliklerin adı ne zaman kader oldu ?' Diyemedi.
Sadece başını aşağı yukarı salladı."Onlar mutlu olur inşallah ."
Fadik hanım tam sözlerine devam edecekti Kemal'in salona gidişi ile Ayşe çocuğun peşinden koşturdu.
Rıfat'ın yanında oturan kızın kendisine ve Kemal'e bakışlarını görünce yalandan gülümsedi.
Kemal , Rıfat'a doğru yürüyüp gidince Ayşe çaresiz karşısındaki koltuğa oturmak durumunda kaldı.
Görevli kız, Rıfat'a uzattığı hastene kağıtları ile gülümseyerek elini uzattı.Ayşe adamın o eli tutuşuna öyle bir baktı ki Rıfat eli ateşe değmiş gibi hızla çekti.
Kızı Fadik hanımın geçirmesi ile baş başa kalan ikili birbirlerinin gözlerinden olanları anlamaya çalıştı.Ayşe'nin kendisine kinli bakışlarını görünce derin bir nefes aldı.
"Konuştun mu Mahir ile ? Ne dedi ? Olacak mı bu yaza düğün ? Yakışır sana şöyle anlı şanlı düğün gelin Ayşe !"diyince genç kız sinirle yerinden kalkıp adamın kollarındaki Kemal'i çekip aldı.
"Düğün olursa sana da kart veririz , hatta abim olarak şahitim sen ol!"
"Ayşe , yine saçmalamaya başladın ettiği lafa bak lafa !
Ne oldu sana eski Ayşe'nin hiç böyle huyları yoktu ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Hasret
Fiction généraleAyşe , hiç bilmediği bir ülkeye görücü usulu bir evlilikle gelin gider . Sürmeneli Ayşe artık Alamancı olmuştur .