14.Bölüm

16.8K 1.2K 58
                                    

6 ay sonra
Ahmet'in cenazesi Türkiye'ye memlekete götürülürken Cristina'nın cenazesi kendi dinine göre Fransaya gömülmüştü.
Kızın ailesi Kemal için üzülselerde ,kızlarının genç yaşta ölmesine sebep olan adamın bir türkün çocuğunu torunları olarak göremediler.
Ayşe'ye güvendikleri için kızın eline bir banka cüzdanı verip hayatlarından çıkıp gittiler.
Ayşe aylar önce kaçıp gittiği eve kucağında Kemal ile girince bu evi hiç özlemediğini farketmişti fakat çocuğu bırakıp gidemiyordu.
Babası belki evlenip kendine yeni bir aile kurmasa kız giderdi fakat adam kızına resmen kaynınla evlen orada kal iması bile yapmıştı.

Genç kız ne yapacağını düşünürken Dursun beyin odaya gelişi ile toparlandı.
"Otur kızım otur . Seninle konuşacaklarım önemli . Hatice gel şu oğlanı kızın kucağından al! " diye seslendi.
Kemal ,gitmemek için direnip ağlayınca Hatice oflayıp odasına gitti.
"Seni çok seviyor belli . Altı ay geçti bize hala yabancı gibi bakıyor ."

'İçten sevmediğiniz içindir ' demedi.

"Çocuk zamanla alışır . Siz ne konuşacaktınız benimle ?"

Dursun bey oturduğu yerde kıvrandı lafa nereden gireceğini bilmiyordu.

"Rıfat ile sen ,evlenmelisiniz yoksa olmaz kızım aynı çatı altında . Millet ne der zaten adınız çıktı zamanında Rıfat'la ." Deyince Ayşe yerinden kalkıp Kemal ile kaldığı odaya girdi.
"Ben Rıfat abi ile evlenmem ,hem o beni görmek bile istemiyor .
Artık bizim hayatımızla ilgili kararları bize bıraksanız olmaz mı ?"

Dursun bey kendisine cevap verip giden kızın arkasından bakarken Hatice babasının yanına oturdu.
"Onun gözü Mahir'de baba ,abimle evlenmeme sebebi bu ! Farketmedin mi altı aydır dilide uzadı. O adama güvendiği için böyle ."
Fadik hanım elinde tesbihle girdiği salonun bir köşesine oturup gözyaşlarını sildi.
"Hatice kızı artık rahat bırak ! Gözü Mahir'de olsaydı bunca zaman seni beni çekmez çoktan giderdi."
"Hah onun derdi Kemal'in parası yoksa bir dakika bakmaz o çocuğa !"
Fadik hanım başını sağ sola sallayıp sesli bir şekilde sabır çekti.
Ayaklanan kocasının arkasından seslendi.
"Bir oğlunu inadın yüzünden toprağa verdin, diğeri ha bu oda da yatıyor . Dursun artık karışma bırak nasıl istiyorlarsa öyle olsun ." Dedi.
Yaşlı adam evden söylene söylene çıkarken Fadik hanım Ayşe'nin odasının önüne geldi.
Kapıyı hafifçe çalıp içeri girince Kemal'in uyuduğunu görüp gülümsedi.
"Seni anası bilecek ,çok düşkün olacak sana ."
Ayşe kadının oğlunu kaybettiği günden beri sakinleştiğinin farkında olup ona adım atışına anlayışla karşılık verdi.
"Bende ona düşkünüm o olmasa ne yapardım bilmiyorum. Babam evlenmiş ,çocuk bile yapmış . Kocam öldü dediğimde çık gel burası senin evin diyemedi ."

"Eski kafalar işte . Bir o değil ki biri de bizim de .Ayşe kızım Rıfat senden kaçsa da sen ona bir adım at . O seni severdi hemde çok . Bu kaza olmasa sana gelecekti. Şimdi kendini suçlar sana gelmek istemeseydi abim ,Cristina yaşardı deyip durur. Kınuşmasa da bilirim ben oğlumun yüreğini , seni sevdiğini de bildiydim de oluru yoktu be kızım .
Konuş onunla ,gerekirse zorla evlen , şimdi kimse size laf edemez ." Deyince Ayşe kadına şaşkınlıkla baktı.
Bu kadar kolay mıydı ?
Ahmet öldü , Ayşe Rıfat  ile evlensin..

"Olacak iş mi anne ? Ben onu abim bildim . Hem sizde beni istemiyordunuz ne değişti?"

Fadik hanım yerinden kalkıp yatağa kızın yanına oturdu.
"Sen ve Rıfat'ın kaderini gördüm ben Ayşe ! Bu yaşananların sebebi sizsiniz ama suçlusu değilsiniz . Seni suçlamam kızım. Bir suçlu varsa benim , Dursun bey , rahmetli Ahmet ama ne sen ne de Rıfat suçlu değilsiniz.
Rıfat küçüktü seni abisine aldık .İkinizde birlikte büyüdünüz sayılır.
Sonra sevdi seni Rıfat biz karşı geldik rezil oluruz dedik.
Keşke rezil rüsva olaydık da Ahmet'im yaşıyaydı . Bu sabii anasız babasız kalmasaydı.Rıfat'ım kendini bir odaya gömmeyeydi."

Ayşe başını eğince kadın elini uzanıp tuttu.
"Eğer Mahir'i seviyorum dersen kimse sana kızmaz gönül koymaz kızım. Mahir iyi namuslu adamdır Kemal'i bile bağrına basar ama sen ve Rıfat ."dediği an odadan gelen baston sesi ile Fadik hanım oğlunun odasına gitti.

Ayşe altı aydır yaşadığı şeyleri düşündü.
Rıfat'ın uyanmasını iyileşip onunla konuşmasını dört gözle beklemişti.
Adam hayata tutunup yaşayınca Ayşe deli gibi sevinmişti çünkü Rıfat onun koruyucusuydu ,tek ailesiydi.

Kız adamın uyandığını duyunca koşarak yattığı odanın kapısına gelmiş derin bir nefes alıp heyecanlı bir şekilde içeriye yanına girmişti.
Aylar sonra karşılaştıklarında hep ne konuşuruz diye düşünmüştü fakat hiç bir hayalindeki karşılaşma gibi olmadı.
Rıfat kızın yüzüne bile bakmadan başını diğer tarafa çevirmişti.

Ayşe tam altı ay çabaladı onunla konuşsun diye fakat Rıfat abisinin ölümü ile kendini suçlayıp kimseyle aylardır tek kelime dahi konuşmuyordu.
Üstüne üstlük Kemal'i kazadan korumak için sarılınca beline aldığı yara ile omur iliği zedelenmiş adam kötürüm kalmış yürüyemiyordu. Doktorlar iyileşebilir desede adam çoktan kendinden geçmiş pes etmişti .
Rıfat yaşadığı bu trajedi ile uğruna ölmeyi göze alacağı kızdan dahi vazgeçti.
Canı yana yana Ayşe'sinin yüzü gülsün artık mutlu olsun kendine güzel bir yuva kursun istiyordu.
Kendisi gibi yarım bir adamla , bencil babası, huysuz kardeşi ile uğraşsın bu eve yeniden hizmetçi olsun da istemiyordu.

Ayşe Kemal'in yanında uykuya dalarken Rıfat odaya giren annesinin olanları anlatması için gözlerinin içine bakıyordu.
Aklı kızın gitmesini istesede kalbi her gün Mahir'e gideceği ihtimali ile cayır cayır yanıyordu.
"Bakma öyle acılı acılı , gitmedi odasında Kemal'i uyutuyor. Oğlum o kızın seni ve Kemal'i bırakıp gitmek gibi bir düşüncesi yok . Üzme canını artık , sen onunla konuşmayınca belli kendini yalnız hissediyor.
Hiç öyle Mahir var falan deme ! Bir kere adamla oturup konuşmadı. Sana aşık mı bilemem ama gidemediği belli.
Rıfat kızın bugünde gitmeyişi ile huzurlu bir uykuya dalarken Ayşe Kemal'in yanından kalkıp Rıfat'ın odasına girdi.
Sessizce uyuyan adamın yatağının yanındaki sandalyeye oturup onun uyuyan halini izledi.

Herkes bunca zaman Rıfat sana aşık deyip durmuştu fakat kız hala inanmazdı.
Onun gibi biri benim neyimi sevecek ki ! Hem de anasını babasına karşı gelecek kadar sevebilir mi ?
Adamın  burnunu kaşımasına gülen kız Rıfat'ın bir an da gözlerini açıp kendine bakması ile dondu kaldı.

Altı aydır Rıfat bu kadar yakınında dururken Ayşe adam ile ilk kez gö göze geliyordu.
Yaşadığı şokla derin bir nefes alıp yutkundu.
"Ben seni merak ettim bir bakayım dedim . İyi gördüm ama seni , iyisin değil mi ?"

Rıfat onunla konuşmayıp sadece gözlerine bakınca kız nabzının neden hızlandığını anlamadan adamdan gözlerini kaçırdı.
Karşısında ki adama bakınca Rıfat abisini aradı gözleri fakat göremedi.
Ayşe on sekizinde gelin geldiğinde ondan sadece  iki yaş Rıfat'a abi demişti.
Onun yüzüne bakınca birlikte büyüdüklerini şimdi daha iyi anlıyordu.

"Hiç konuşmayacan mı benimle ? Bu evde bir arkadaşım , koruyucum sendin . Şimdi de Kemal var ama o daha küçük . Kocan öldü gitsene ne duruyorsun diyorsundur.
Babamla konuştum evlenmiş , Kemal ile yaşıt bebeleri bile olmuş. Bana gel kızım başım üstünde yerin var diyemedi. "
Gözündeki yaşlar siyah elbisesine damlarken kız uzun zaman sonra biriyle dertleşir gibi anlatmaya devam etti.

"Ben nereye gideceğimi bilmiyorum  sende benle konuşmayınca  , daha bir yalnızım ."

Rıfat hala karşısında anlayan kıza bakıyordu.
O kadar şey söylemişti abi dememişti .
Adam önceden olsa sevineceği şey ile şimdi neden kızdığını bilemedi. 
Altı ay sonra inadını kırıp ilk kez konuştu.
"Bana Rıfat abi de ! "
Ayşe dolu dolu gözlerle adama inanmaz şekilde baktı.
Hani Rıfat onu deli gibi severdi , adam herkese anlattığı sözde aşkını niye Ayşe'ye de anlatmıyordu.

Genç kız kafasından geçen bu düşünce ile  sinirlendi.
Sonra onu abi gibi görmekten vazgeçmesine sebep olan Ahmet'in anlattıkları ile hayal kurduğu  ,inandığı için kendine yine kızdı.

Rıfat yeniden onunla konuşunca kız öfke dolu bakışlarla bakmaya başladı.
"Mahir'e söyle gelsin istesin seni , artık ağzını burnunu kıracak bir Rıfat'ta yok , nikahında olduğun bir kocanda . Git bu evden kendine yeni bir hayat kur ." Diye sinirle kıza bağırdı.

Bir Tutam Hasret Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin