13.Bölüm

16.6K 1.2K 44
                                    

Mahir , kavga çıkan binaya doğru hızla yürüdü . Ahmet'in adının yazıldığı dairenin ziline uzun uzun bastı .
Kapı açılmayınca merdivenlerden koşarak inen adamın açtığı kapıdan binaya girdi.
Ahmet'in dairesinin önüne gelince uzunca yeniden  zile bastı yukarı daireden gelen bir kadın sesi ile koşarak merdivenlerden çıktı.
Ayşe'yi aylar sonra karşısında sağ salim görünce derin bir nefes alan adam kızın kucağındaki yaralı kadına yardım etmek için elini uzattı.
"Sen , sen iyi misim Ayşe !"
"İ-iyiyim ."
"Ne oldu bu bina da ? "
"Bilmiyorum , hırsızlar sanırım benim de zilime bastılar . Ben korktum  açmadım . "
"Korkma artık geçti , ben yanındayım ."
"Sen nasıl buldun beni ?"
"Türkiye'ye gitmediğini öğrenince bulmak çok zor olmadı. "

Ayşe yaşadığı korku ve karşısında Mahir'i görmenin şaşkınlığı ile bir süre sustu.
Sen niye geldin , ne istiyorsun benden diye soramadı.

Polis sirenlerinin mahalleyi sarması ile genç kız neden yaptığını bilmediği bir şekilde kadını orada öylece bırakıp kendi dairesine girip kapıyı arkasından  kilitledi.
İçinden bir ses henüz burada işinin bitmediğini gitmemesi gerektiğini söylüyordu.
Yaşadığı korku ve şaşkınlıkla öylece kapı arkasında bir süre bekledi.

Kadınları sürükleyen adamların kendi zilinide çaldığında ki korkuyu hatırlayıp mutfağa girdi bir bardak su içmeye ihtiyacı vardı.
Ellerinde ve üstündeki kanı farkedince antreye bıraktığı valizini açıp içinden temiz kıyafetler çıkardı, banyoya ılık suyun altına girdi.
Su vücuduna değerken kız yaşadığı hayatta kimsesizliğin , yalnızlığın zorluğunu bir kez daha farketti.

Kalbine saplanan ağrının sebebini bilmeyen kız yaşadığı korku yüzünden Ahmet ve Cristina'yı son kez görmeden gitmemeye karar verdi.

Saatler sonra  Mahir
polise  ifade verip binanın önüne  yeniden gelince Cristina'nın adının yazıldığı dairenin ziline bastı.

Kızın kapıyı açmayacağını bilen adam ne yapacağını düşünüp orada otururken binadan çıkan başka yaşlı kadının açtığı kapıdan girdi.

Ayşe'nin korkacağını düşünüp kapının önüne oturup sabaha kadar kızın uyanmasını merdivenlerde oturarak bekledi.
Ayşe ise kalbine  saplanan acı ve korku ile sabaha kadar pencere önünde öylece oturdu.
Nasıl uykuya daldığını bilmeden rahatsız bir uyku çekti.

Mahir 'de uyuya kaldığı merdivenlerden yaşlı fransız bir çiftin çıktığını görünce yerinden kalktı.
"Bonjour "
"Bonjour " diyerek yanından geçip  giden çiftin Ayşe'nin ziline bastığını görünce bir kaç merdiven aşağıdan olacakları izledi.

Ayşe , kapıyı açınca yaşlı kadının ağlayıp kıza sarıldığını görüp iyice şaşırdı .
Olanlara anlam veremeyen adam bir kaç adım atıp merdivenden yukarı çıktı.

Ayşe yaşlı çift ile alt kata inerken Mahir kızın akan gözyaşını silmek deli gibi sarılmak istedi.
"Niye hep ağlıyorsun sen ? Ben senin hiç güldüğünü göremeyecek miyim ?"

Ayşe adamın sözleri ile daha çok ağlamaya başladı.
"Ahmet ve Cristina kaza geçirmiş ikisi de oracıkta ölmüş ."
Hıçkırıklarla ağlamaya başlayınca Mahir sarılmak için kıza bir kaç adım attığında çalan telefon ile Ayşe adamın yüzüne bakmadan eve koşturdu.
Mahir merakla ağlayan Ayşe'nin peşinden eve girdi .
Ağlayan yaşlı çifte tekrar selam verip  baş sağlığı diledi.
Cristina'nın ailesi sevmedikleri Ahmet yüzünden ölen kızlarının acısını yaşıyorlardı.
Akıllarında ise Kemal'in kimde kalacağı sorusu vardı.
İkiside kendine zor bakan çift küçük bir çocuğa nasıl bakacaklarını düşünüp daha çok ağlıyorlardı.

Ayşe'nin  telefonda  yarım yamalakta olsa Fransızca konuştuğunu duyan Mahir kızın konuşmasını dinlemeye başladı.

"Kaza mı ? Peki  bebek o nasıl ?"
"Bebek ve yanındaki adam neydi adı Rıfat Delen . "
"Onun durumu nasıl ?"
"Rıfat bey şu an ameliyatta ,bebeği susturamıyoruz aileden bir yakın gelirse ." Diyen hemşire kıza " tamam ben geleceğim ."  Deyip kapattı.

Arkasını dönünce Mahir'i gören kız adama kızmak yerine hızla evden koşarak  yukarı kata çıktı.
Yanına çantasını alıp Mahir'in tam önünde durdu.
"Beni şu adrese götürür müsün ?"

"Tabi ." Diyen adamla birlikte yola çıktıklarında ikiside olanlara hala inanamıyordu.
"Anlamıyorum ,nişan vardı , neden dönüyorlardı, Neden Rıfat'ta o arabadaydı .Kemal o çok küçük annesiz babasız mı kalacak ?" Diye kendi kendine konuşunca Mahir kızın sorularına tek tek cevap verdi.
"Nişan iptal edildi . Rıfat seninle benim kaçtığımızı düşündüğü için  nişanlanıyormuş . Abim ona gerçeği anlatınca büyük ihtimal ile senin için geliyordu. "
Ayşe adamın anlattıkları ile başını önüne eğdi.
Herkesin Rıfat'ın onu sevdiğini bilmesi adama abi derken tuhafına giden kız bundan rahatsız olduğunu hissedip arabanın camından dışarı baktı.

Hastaneye girince  Rıfat'ın hala ameliyatta olduğunu öğrenerek Kemal'in yanına gitmek istedi. Asansörden inince  karşısında gördüğü Fadik ve Hatice'yi umursamadan hemşirenin yanına gidip Kemal'i görmek istediğini söyledi.
Çocukların kaldığı kata geldiğinde ona kollarını uzatarak ağlayan Kemal'i gördüğü an o da yeniden ağlamaya başladı.
Hemşirenin kucağında ağlamaktan rengi değişen çocuk Ayşe'nin kucağına atlayarak geldiği an kızın yüzüne kondurduğu öpücüklerle sakinleşti.
Ayşe ve Mahir kucaklarında Kemal ile Rıfat'ın ameliyat olduğu kata gelince
Mahir , Dursun beye baş sağlığı dilemek için yaşlı adamın oturduğu koltuğa yanına gitti.
Hatice , Mahir ile Ayşe'yi yan yana görünce sinirle abisinin oğlunu kucağına alan kızın elinden Kemal'i çekip almaya çalıştı.  
"Alma sakın o sabiyi kucağına , senin yüzünden öldürler. Rıfat abimin sana olan hastalıklı aşkı yüzünden yola çıktılar. Anasını , babasını öldürdüğün çocuğu kucağına alamazsın !" Diye hastanede olduğunu unutarak bağırınca Ayşe'nin kucağında biraz olsun sakinleşen Kemal korku ile yeniden ağlamaya başladı.  

"Hatice izin ver ben tutayım alışkın bana .
Bak çocuk zaten  ağlamaktan perişan olmuş . Uyusun garip azıcık ben artık buradayım istediğin zaman yine hırsını alırsın. "  dedi.
Hatice annesinin gözlerine bakınca kadının talimatı ile ağlayan bebeği yeniden Ayşe'ye uzattı.

Ahmet ve Cristina'nın ölümünü kabul edemeyen Ayşe , Rıfat'ın durumunun ağırlığı ile ne yapacağını düşünüyordu.
Kucağında uyuyan Kemal'e biraz daha sarıldı.
Onu bu duygusuz insanlara bırakıp gidemezdi ama ya Rıfat'a bir şey olursa o zaman nasıl kalırdı.
Onları  kim korur kollardı ?
Mahir'in kendisine uzattığı su ile başını kaldırdı.
"Teşekkür ederim ."
"Önemli değil . Ayşe ben cenazeler ile ilgilenmek için Dursun amca ile gidiyorum . Dikkat et kendine , sakın seni suçlamalarına kulak asma olur mu ?"
Genç kız kendisini düşünen Mahir'e başını aşağı yukarı salladı.
"Sağol Mahir , yardımları unutmayacağım." Diyen kızın dilinden kendi adını duyan adam kalbinde sevinçle yürüdü.

Dursun bey ve Mahir giderken , Hatice kızın yanına gelip oturdu.
"Nasıl bir uğursuzsun farkında mısın ? Eğer sen olmasaydın ,Ahmet abim Cristina ile mutlu mesut yaşardı. Rıfat abim Elif ile çoktan nişanlanmış olurdu. Hatta Mahir ile ben bile olurduk. "
Ayşe kucağında sıçrayarak uyuyup arada uyanan Kemal'in başını öptü.
"Keşke baban ,abinin Cristina ile evlenmesine zamanın da izin verseydi ! Keşke Ahmet babanı susturmak için beni buralara getirmeseydi benimle evlenmeseydi ! Ve keşke Rıfat bana aşık olmasaydı ! Mahir beni gördüğünde abin kardeşim yerine karım deseydi ! Belki şu an kucağımda tuttuğum gibi benim de kendi çocuğum ailem olurdu.
Beni suçlayınca gidenler geri gelecek ise ikimiz birlikte yapalım ama giden geri gelmiyor . Ve ben masumum bunu hepiniz aslında çok ama çok iyi biliyorsunuz sadece beni suçlamak en kolayı değil mi ? Böylelikle sizin bütün günahlarınız temizleniyor . "

Hatice sinirle kızın yanından kalktı.
"Senin bir senede dilin bayağı uzamış , dikkat et keserler onu !"

Ayşe hiç bir şey söylemeden hemşirenin kendisine uzattığı biberonu alıp minnet ile baktı.
Kemal yavaş yavaş uyanmaya başlayınca kız küçük çocuğu rahatlatmak için gülümsedi , yanaklarından saçlarından koklayarak öptü.
Kim ne derse desin , Ayşe ona ihtiyacı olan küçük Kemal'i birilerine alışmadan, sevmeden  bırakıp gidemeyeceğini o an kabullendi .

Bir Tutam Hasret Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin