26.Bölüm

13.6K 1.1K 30
                                    

Rıfat , kıpkırmızı bir suratla kendine bakan kızın neye bu kadar utandığını anlamadı.
Ayşe'ye yaklaştıkça kızın heyecanını hisseden adam tuhaflığı çözmeye çalıştı.
Yerde kalan mektuplardan birini eğilip aldı, kendisinin her hareketini hipnoz olmuş gibi izleyen Ayşe'ye uzattı.

Kemal kollarını adama doğru açıp kucağına atlarken ,Ayşe hala şok olmuş bir şekilde öylece duruyordu.

Rıfat kızın bu şaşkın fakat tatlı hali ile keyiflendi daha fazla dayanamayıp ,yanağından öpüp saçlarının kokusunu içine çekti.
"Biz Kemal ile salondayız sen tek başına okursun. "
"Ta-tamam "
"Bir de şey var , Mehmet abi imam nikahsız olmaz diyor . "
"Haklı ,günah aynı evde nikahsız yaşanmaz ki !" Deyince Rıfat kızın şaşkın tatlı halini daha çok sevdi.

Kendi kendine gülümseyip bu Ayşe ile oynamanın eğlenceli olacağını düşünüp yüzünü kapatan bir tutam saçı kulağının arkasına yerleştirirken dayanamayıp tekrar yanağından öptü.

Ayşe heyecanla titrerken Rıfat'ın kalbi de deli gibi atıyordu.
İkiside yaşadıkları bu yeni duygu ile nasıl baş edeceklerini bilmiyorlardı.
Kemal'de kocaman açtığı ağzı ile kızı öpünce , çocuğun bu haline kahkahalarla gülerek biraz olsun kendilerini rahatlattılar.

Adam ,çocukla salona geçerken Ayşe elindeki mektuba uzun uzun bakıp iç çekti.
Yatağın üzerindeki diğer mektuplara ve iki kişilik yatağa bakınca, Ahmet ile evlendiğinde böyle şeyleri hiç düşünmediğini ,hiç böyle hissetmediğini farketti.
Tamam sonuçta aşık olduğu Rıfat'tı fakat Ahmet'te kocası olmuştu.
Bu duruma anlam veremedi ama içinden iyi ki Rıfat ile her şeyi yaşıyorum  diye geçirdi.

Yatağa kendini bırakıp adamın giderken yazıp annesine verdiği ilk mektubu pulsuz olan zarfı eline alıp açtı.

Derin bir nefes çekip katlı kağıdı açınca kalbinin atış sesi ile gülümsedi.

Bunca yıl kırılmak dışında bir kalbi olduğunu , Rıfat'a hissettiği bu heyecanla farkeden kız kendi haline ,şaşkınlığına tebessüm etti.
Ayşem yazısını görünce mektubu pır pır atan kalbinin üstüne bastırdı, biraz kendine gelmeyi bekleyip  daha sonra okumaya başladı.

Ayşem ,

Bahar kokulum , kara sevdam , öyle seviyor ki bu Rıfat seni ,
her gün biraz daha ölüyor hasretinden de uzanıp elini tutamıyor.

Herkese bağıra çağıra anlattı da aşkını bir sana gelince dili lal oluyor.

Affet boncuk gözlüm , affet severken cesur olup ,kavuşmaya yüreği olmayan bu adamı affet ..

Sen hayatıma nasıl girdin, kalbimde bu yeri nasıl edindin bilmiyorum ki .

Abimin karısı olarak geldiğinde kıyamadım sana , yazık ettiler pek küçük , pek masum dedim.

Güzel olduğunu kendime bile dile getirmedim ,öyle yasaktın bana ...

Seni soldurmuşlardı ,senin kanadını kırıp ,esir etmişlerdi.
Bende seninle birlikte soldum Ayşem , bende yüreğimi seninle esir ettim o bana baktığın pencere demirine astım yüreğimi belki dokunursun diye umut ettim ...

Sana arkadaş olmak ,abi olmak ,koruyup kollamak isterken, sen ince ince sızmışsın kalbime onu bile farkedemedim .

Aşkı bilmezdi ki yüreğim , bir izlediğim filmlerden birde abimin Cristina için babamı karşısına alışından bilirdim.

Aşk kavrulmakmış , kor olup yanmak fakat hiç sönmek istememekmiş.

Mahir sana görücü geldiğinde anladım , ben seni çok sevmişim .

Yakınımdayken , elimi uzatsam o kara saçlarına dokunacakken ben seni uzaktan sevmişim.

Kaybetmekten ilk kez o gün korktum.
Ya sende onu seversen, ya sende gitmek istersen diye yandım , söndüm ama kimse halimi görmedi.

Hakkındı sevmek ,sevilmek diyemedim ki abimin nikahındaki kıza kör kütük aşık oldum beni sevsin ben de seviyorum diyemezdim.

Mahir cesurca dikildi ya karşına , abim demiş ya  senin için kardeşim .İşte o gün bir tohum düştü kalbime ...
Aşkının gelişini hissetmedim ama umudun işkencesini her gün yaşadım.

Sen beni o pencere önünde bıkmadan sabırla beklerken , gülerek karşılayıp sabah ,akşam yemeğimi düşünürken büyüttüm umudumu ..

Dedim yeter bu bana ..
Kapımı sen o güzel gülümsemenle açsan , önüme bir tabak yemek koyup ,çay içer misin diye sorsan ,yeminim olsun bir ömür yeterdi.

İzin vermedi kader yasaktın bana, uzaktan bile  sevmemi istemediler .

Şimdi bir ayrılık daha var önümüzde .
Ben gidiyorum Ayşem ama yeminim olsun bu son ayrılık , o yüzdendir sana veda etmeyişim ,kokunu içime çekmeyeşim .
Biz daha kavuşamadık ki ayrılalım , biz daha sevda ateşi ile yanmadık ki ayrılalım.

Bize düşen bir tutam hasret .
Bize düşem bir tutam umut ,
Bize düşen bir tutam sabır
Sonrası yemin ederim bir ömür mutluluk ...
Nolur yine bekle beni o pencere önünde .
Nolur sende benim kadar sev , vazgeçme biz olma umudundan .

Seni seviyorum kara gözlü, nur yüzlü Ayşe'm ..
Yakınımdayken bile uzağımda olan sevdiğim .
Geleceğim ve kavuşmak için günleri senin hasretinle sayacağım .
Rıfat

Ayşe ağlayarak okuduğu mektubu bitirdiğinde dudaklarından kopan hıçkırıklarla gözyaşlarını o zaman farketti.
Bu sözleri duymayı o kadar uzun zamandır bekliyordu ki , kalbindeki bu aşkın ne zaman başladığını o da bilmiyordu.
Mektubu kalbinin üstüne yeniden bastırdı . Başını kaldırıp kapı önünde gözleri dolu dolu ona bakan Rıfat'a boynunu bükerek hasretle , özlemle baktı.

Rıfat , bir kaç adımda kızın yanına gelip oturdu.
Bir süre birbirine hiç konuşmadan bakan çift nefeslerini dinlediler .
Bu yakınlığa alışkın olmayan kalplerinin atışının azıcık azalmasını beklediler ama olmadı tam tersi daha çok hızlanan kalplerinin verdiği cesaretle öyle bir sarıldıklar ki ...

Sanki yıllar olmuş görüşmeyeli, sanki yıllar olmuş bu huzuru hissetmeyeli..

İkiside sessiz sessiz gözyaşı döktü imkansız gördükleri sevdalarının mutlu sona ulaşması ile .

Rıfat , kızı kendinden azıcık uzaklaştırıp o çok sevdiği yüzün her bir zerresini özgürce izledi.
İki elinin arasına Ayşe'sinin gül yüzünü alıp gözyaşlarının değdiği her yere dudaklarını bastırdı.
"Çok özledim seni "
"Rıfat , Kemal ?"
"Anne babası kavuşsun diye anlayışlı oğlum hemen uyudu ."

Alnını alnına yaslayınca akan gözyaşları birbirine karıştı .
Bu yaşadıkları ana hala inanamıyorlar, güzel bir rüyadan uyanmak istemiyorlardı.

"Ayşem , bahar kokulum ."

"Beni bir daha bu kadar bekletme Rıfat ! Sensiz nefesim bile eksik ."
"Sen olmayınca ben yokum ki , yaşayamıyorum ki Ayşem "
"Bırakma beni ,hep böyle sev ."
Deyince adam ilk kez kızın dudaklarına dudaklarını bastırdı.

Gözyaşları akarken ilk kez öptü sevdiğini , sardı kolları ile helali olan yari .
"Güzel yarim benim " deyip yeniden eğildi dudaklarına fakat bu sefer Ayşe'de araladı dudaklarını öptü o da sevdiğini korkmadan , masum bir heyecanla sarıldı , sonunda kavuştu .

Neler yaşayacağını bilmeden geldiği gurbet ellerde deli gibi mutlu olmak ne demekmiş iliklerine kadar hissetti .

Rıfat , alından , yanaklarından sonra yeniden doyamadığı dudaklarından öpünce titreyerek karşılık verdi .
Boynuna doladı kollarını "Seni çok seviyorum." Diye adamın dudaklarına değen nefesine fısıldadı.
"Bende seni seviyorum Ayşem" diyen adamın nefesinde unuttu yaşadığı acı günleri ..

Bir Tutam Hasret Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin