15. Bölüm 'Hayır'

680 17 3
                                    

Onu üzeceğime dair, onu kıracağıma yıpratacağıma dair, bir de...
Geçmişime dair...
Tahır garip garip yüzüme bakıyordu. Kabul etmek istiyordum tabi ki...
N:Hayır kabul edemem...
T:N-ne
N:Demek çok isterdim ama EVETT
T:Kalbime iniyordu kızım ya tamam al tak yüzüğü
N:Niye sen tak hödüksün işte hödük müstehak sana bunlar
T:Of tamam da riv riv yok.
Yüzüğü parmağıma geçirirdi. O anki mutluluğumdan unutmuştum içimdeki hisleri, o kadar güzel bir andı ki ölsem unutamazdım, Tahir'in şoku sonraki gözlerinin parlaması tebessümü her şeyi mest etmişti. Tam bunları düşünürken  dönme dolap hareket etmeye başladı. Ne yani bunlar oyun muydu?
N:Tahir
T:Nefesim...
N:Ya siz baya baya düzenek kurmuşsunuz.
T:Evet Nefes ne yapsaydık.
N: İşin içinde fatih, asiye abla ve Mustafa abi de var dimi
T:Iıı şey evet varlar.
N:Şimdi anlaşıldı. Evden bahane uydurup beraber peş peşe çıkmalar falan ama olsun çok güzel oldu.
T:Evet çok güzel oldu.
Tahir gözlerini dudaklarıma dikmişti yavaş yavaş da yaklaşıyordu. Aramızda bir nefesli yer kalmıştı. Tam öpecekti ki pat en aşağıya gelmişiz. Asiye abla bize uuuu diyen bakışlar atıyor. Tahir'i ittiğim gibi geri tökezledi. Tabi benim utancımdan yanaklarım kızarmıştı.
A:E gı bu halde bulduğumuza göre sizi kabul ettin.
N:Etmeyip de ne edecedum da
T:O senin şive yapan ağzını...
Sonra Tahir Mustafa abiyi farketip sustu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Telefonum çalıyordu. Arayan Berraktı. Benim çocukluğumdu aynı Asiye abla gibi ama o benimden 2 yaş küçüktü. Telefonu açtım.
N:Berrak nasılsın canım.
B:Nefes çok özledim. Nasılsın?
Asiye abla araya atladı. Durur mu Asiye reis o.
A:E gı Berrak ben da çok özledum.
B:Asiye Ablam
N:Neredesin Berrak
B:Trabzona geldim seni arayayım dedim. Sen nerdesin?
N:Biz de Trabzonda lunaparkdayız gelsene.
B: Tamam canım yarım saate ordayım.
Telefonu kapattım. Kaleli erkekleri bana bakıyordu.
T:Kim o Nefes?
N:Tahir bu Berrak Asiye abla gibi çocukluğum benim o
T:Ha tamam o zaman
N:Sen ne sandın ki
T: Bişe sanmadım ne sancam.
..
.
Aradan yarım saat geçmişti. Berrak gelmişti. Herkesle tokalaştı. Ben de tanıştırdım.
N:Berrak bu benim sevgilim Tahir.
Berrak Tahirle el sıkışırken " Memnun oldum. Ben de berrak" dedi Herkesle tokalaştı. Sıra Fatihe gelmişti. Fatihle Berrak birbirlerine çok derin bakıyorlardı. Anlamıştım.
Y.M:Kız Nifesss şimdi sen evlenecek misun?
N:Evet yavrum seni arkamda bırakmak istemem ama maalesef
Dedim komik hareketler yaparken hepimiz gülüyorduk.
T:E burda mı duracaz eve gidelim hayde
B:Ha siz gidin ben rahatsızlık vermeyeyim.
N:Olur mu hiç Berrak lütfen hadi gidelim
Eve geldik. Ben Deniz Anneyi unutmuştum. Şimdi ona da açıklayacaktık.
N:Tahir Deniz Anneye nasıl açıklicaz biz evleniyoz mu dicez.
T:Hayır Nefes o biliyor zaten
Bunu derken sırıtıyordu biliyomuydu yani.
B:Nefes evleniyormuşsun hayırlı olsun kardeşim. Dedi sarılırken
N:Sağ ol kardeşim.
A:Aaa bensiz olmaz ama
O da sarıldı bize özlemiştik böyle beraber vakit geçirmeyi. İçeri girdik Deniz Anne bizi bekliyordu sanki hemen ayağa kalkıp bana sarıldı "Hayırlı olsun Nefes Gelinim" gelin mi vay be daha üstünden bir gün geçmeden gelin olmuştum. "Sağ ol Annem" bu sırada Fatihle berrak birbirlerini mi kesiyorlardı diyeyim yoksa birbirlerine mi bakıyorlar diyeyim bilemedim. Oturmuş sohbet ederken benim telefonum mesaj geldi.

Kimden: Vedat Sayar
Nefes sen beni hatırlamıyor olabilirsin ama ben sana geçmişini hatırlatıp hayatını karartıcam. Beni hatırlamamanın cezasını ödeyeceksin...

Ne diyordu bu neyi ödeyecektim. Benim bir geçmişim illaki vardı ama benim geçmişimle bana acı çektirmesi garip geliyordu çünkü ben bu Vedat Sayar'ı geçmişimde tanımıyordum.

Hah sövün bana şimdi hakkunuz mutluluğu bozacağımı bilisınız sövün izin verdum. Haydi bir dahaki bölümde görüşürüz. Bir de bundan önceki kısımda soruları cevaplamadan geçenin gece vedat parmaklarını kırsın sjsjsjsjsj

Karadeniz'in FırtınasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin