0||Giriş||

1.3K 86 45
                                    

"Hyeri, bekle!"

Hızlıca bahçede ilerlerken kabanıma daha çok sarıldım. Kalbimde oluşan darlık bütün bedenimi sararken, az önce gördüğüm manzarayı kafamdan silmek için çabalıyordum.

Kolumu güçlü elleriyle sardığında ona dönüp güçlü bedenini öfkeyle ittim. Bir zamanlar kollarımı sardığımda huzura ulaştığımı düşündüğüm göğsünden ittim onu. Daha fazla görmeyi, sesini duymayı, bana dokunmasını istemiyordum. Kirliydi, elleri, duyguları, kalbi. Mark gözümde sadece kirli bir insandı.

"Hyeri, özür-"

Sözünü bitirmesine izin vermeyip suratına içimde ki öfkeyle sert bir tokat indirdim. Eliyle çenesini tuttup bana döndüğünde, o aptal ifadesi suratındaydı. Az önce onun başka bir kadınla yattığını düşünmek yeniden ve yeniden hatta hiç bitmeyecek öfkemi su üstüne çıkarıyordu.

"Ben gerçekten-"

"Siktir git, Mark."

Arkamı dönüp yürüdüğümde tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım ve adımlarımı hızlandırdım. Evet, insanlar size sadık değildir, size olan ihtiyaçlarına sağdıktır. İhtiyaçları değişince sadakatleri de değişir.

Ama Mark farklıydı, yani ben öyle hissetmiştim. Hayatımda belki de ilk kez gerçekten ailem hariç bir insana güvenip kalbimi ona açmıştım.

Lisenin benim için en bok zamanlarında tutmuştu elimi, kalbimi. Nerden bilebilirdim ki hayat bana sunduğu her güzel şeyi bir gün bu kadar acımasızca benden geri alabileceğini?

Bilemezdim.

Peşimden gelmesini, beni durdurmasını istiyordum. Bunların hepsinin kötü bir kabus olduğunu, saçlarımdan öpüp her şeyin geçeceğini söylemesini. Ama öyle olmadı, peşimden gelmedi elimden tutup bana sarılmadı. Ben öylece giderken sadece arkamdan bana baktı.

Hatalıydım, belki de kimseye bu kadar anlam yüklememeliydim. Hatta insanlara kolay aşınmayacak duvarlar örmeliydim. Pişmalığım, kırgınlığım kendimeydi. Beni bu kadar basit görmesinin sebebi bendim, benim sevgimdi.

Ayaklarımın bağının kesildiğini hissettiğimde kendimi yakınımda ki banka attıp yüzümü ellerime gömdüm.

Her zaman olduğu gibi; bazı insanlar gelince bazı insanlar da gidince güzeldi. Çünkü nasıl gitmek isteyen bir bahane buluyorsa, geride kalan insanda buna alışmanın bir yolunu buluyordu.

Banka birinin oturduğunu hissettiğimde göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Yağmur damlalarının beni ıslatmadığını farkedince başımı kaldırdım ve tepemde duran şemsiyeye ardından yanımda oturmuş çocuğa döndüm. Benimkinin aksine kuru olan siyah kabanının cebine bir elini yerleştirmiş, diğeriyle şemsiyeyi tutmaya devam ediyordu. Yağmur onu ıslatırken bir süre daha karşımızdaki denizin dalgalarını izledi.

O da bana döndüğünde gözlerimiz kısa bir bakışlarımız buluştu, tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki elime tutuğu şemsiyeyi bırakıp yanımdan ayrıldı. Bir süre arkasından baktıktan sonra ben de banktan kalkıp onun tersine, evime doğru şemsiyeyle yürümeye başladım.

050918
☆_blueseesaw☆

Nasıl olduğu konusunda pek fikrim yok ama bu sıralar genel durumum depresif olduğu için sanırım girişim bu şekilde. Umarım beğenirsiniz sizi seviyorum. Yorum ve oylarınız beni heveslendiriyor. Öpüldünüz🖤

walls woven into people••JenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin