27|| I hate U||

352 37 65
                                    

Biliyordum, Arin'in bu kadar ısrarcı davranmasının altında beni düşünüyor oluşundan başka nedenlerde vardı. Jeno ile beni bir araya yeniden getirmek için saçma sapan tatil olayı çıkarmaları tabii ki sinirlerimi alt üst etmişti.

"Jaemin eğer atlamamı göze alacaksan bir saniye durmam, o yüzden hemen şu lanet arabayı durdur."

Jeno sessizce beni izlerken o güzel suratına yumruk atmak istiyordum.

"Neden geldin?" Ona döndüğümde afallayıp duruşunu düzeltti. Gözlerim sargılı eline kayıyordu sürekli.

Canı acıyor muydu?

Cevap vermedi ve dışarıyı izlemeye başladı. Derin bir iç çektim ve ağlamamak için çenemi sıktım. Kafayı yemek üzereydim. Bu durumdan nefret ederdim ben. Problemi olan iki insanın arasını düzeltmek için kurulan oyunlar oldukça gereksizdi. Ben halledemiyorsam kimse halledemezdi.

Jeno bana gelmiyorsa, kimse onu zorla getiremezdi.

"Jaemin arabayı durdur." dedi Arin ciddiyetle, Jaemin derin bir of çekip yolda müsait bir yerde direksiyonu hafif kırdı ve durdu. Ardından kilitler açıldı ve hızla indim.

"Hyeri nereye gidiyorsun!?"

Cehennemin dibine.

Yol kenarından hızlıca geldiğimiz yönün tersine gidiyordum ki güçlü bir kol yolda yürürken sallanan kolumdan tutup beni durdurdu. Bedenimi kendine çevirdiğinde Jeno ile göz göze gelmiştik. 

"Bırak." Kolumu çekmeye çalıştım ama bırakmadı. Bana her dokunduğunda ölecek gibi hissediyordum.

"Beni dinle."

"Bir daha sakın," dedim kolumu az öncekinden daha kuvvetli çekerken, elinden kurtulduktan sonra biraz daha yüzüne yaklaştım ve "sakın bana dokunma." Bir adım geriledi. Jaemin ve Arin gelirken gözlerimi ondan çekmedim.

"Onunda haberi yoktu," Jaemin kolumdan tuttuğunda ona döndüm. Resmen benimle dalga geçiyordu. "yemin ederim, sabah arabaya binerken seni farketti ama sesini çıkarmadı." Jaemin ciddi bakışlarını bana ilettiğinde Jeno'ya döndüm. Hiç bir şey demeden öylece suratıma bakıyordu.

"Sen," dedim Arin'e dönüp, histerik bir şekilde gülümsedim ve ona biraz yaklaşıp "en yakınımdın, bana böyle bir şeyi nasıl yaparsın?" Yüzümde ona karşı duyduğum hayal kırıklığı uzaktan anlaşılacak kadar netti, o da bunun farkındaydı.

"Hyeri, abartıyorsun bak bu sadece-"

"Tanrı aşkına Arin! Neyi abartıyorum? İki ay önce bana romantik bir gecede geleceğine dahi umutlar vaatler sözler  veren, ardından geldiğinden haberim olmayan, yanına gidip onunla konuşmaya çalıştığım," Jeno'ya döndüm ve "bu adam için döktüğüm onca göz yaşına rağmen şuan verdiğim tepki abartılı öyle mi?" diye ekledim gözümden yaş çeneme inerken. Ağlamaktan nefret ediyordum.

"Hyeri."

Bana seslenme, bana seslenme, o kadife sesinden kendi ismimi duymak inan beni intihara sürüklüyor.

"Sesin midemi bulandırıyor. " gözlerinde ki anlamsız duygular vücuduma ok gibi işlerken, mantığım ve kalbim dilimi esir almıştı. İçimden, kalbimde ona aslında söylemek istediğim gerçek cümleler varken, mantığım baskısıyla bunun üstünü örtüyordu.

••••••

Sözde etraflıca konuşmak için yolda ki tesislerden birinde oturmuştuk. Eve gitmek istiyordum ama otobandan taksi geçmiyordu, sadece otobüsler vardı ve biletim yokken Jaemin'e muhtaçtım bu yüzden burada dört insan bir birinden bağımsız oturuyorduk.

Her şey eve gitmek içindi.

"Beni buraya getirdiniz ve tek kelime konuşmuyoruz." Kollarımı göğsüme yasladım ve karşımda oturan Jeno'ya bakmamak için direndim.

"Özür dilerim, bizim hatamız. Düşüncesizlik ettim, gelmek istemiyorsan seni zorlamamalıydım ama ben sanmıştım ki," Arin elini kolumun üstüne koydu ve dolu gözlerle bana baktı. Biliyordum niyetinde kötülük yoktu ama benim huyumdu bu. Kendi meseleme birini karıştırmak hoşuma gitmiyordu işte.

"Kötü niyetli değildi Hyeri, Arin sadece bir şeyler düzelir diye benim ısrarım ile bu plana uydu."

"Pekala, pekala ozaman beni eve bırak Jaemin." dedim. Derin bir iç çekti ve Jeno'ya döndü. Bende.

"Hyeri, gitme." Jeno, bana durgun gözlerle bakarken ondan gözlerimi çektim. Ardından Jaemin Arin'e bir şey söyledi ve ikiside aynı anda masadan kalktı.

"İçecek bir şeyler alıp geleceğiz. Bir birinizi öldürmeyin." dedi Jaemin, Jeno ve bana bakıp.

Masadan uzaklaştıklarında, Jeno'ya diktim gözlerimi. Bana bir şey söylemek istediğini biliyordum ama sormayacaktım. Artık adım atmayacaktım.

"Hyeri, sadece bir hafta. İzin ver sana kendimi açıklayayım?" Kalbim artık yorulmuştu, ben istesemde onun bir darbeye bir yenilenmeye daha takaati kalmamıştı. İçimde dolanan özlem duygusu ise tut sarıl diye haykırırken gözlerimi kapattım. Düşünmek beni bitiriyordu çünkü söz konusu oydu.

Bir iki saniye sonra gözlerimi  açtığımda tam dibimde oturmuş burnunu saçlarıma dayamıştı. "Bana yaklaşmandan hoşlanmıyorum." dedim ama çekilemedim. Biraz daha saçlarımda gezindikten sonra kıkırdadı ve "Hayır bunun için yanıp tutuşuyorsun." Sesi, kıkırdaması saçlarıma karışırken bir şimşek patladı içimde, karnıma öküzler oturdu. Midemde oluşan bulantı, ayaklarımda, ellerimde ki karıncalanma.

Onun sesi bende böyleydi işte, garip bir histi.

"O lanet yazlığa geleceğim ama," ona dönüp yüzüne baktım. Yüzlerimiz arasında milimler vardı, kalbim deli gibi atarken onun da yutkunduğunu gördüm. Ama pes etmeyecektim.

Ona doğru biraz daha yaklaştım ve "ama bunu senin için değil, kendim için yapacağım." diye fısıldadım dudaklarının üstüne. Gülümsedi.

İntikam soğuk yenen bir yemekti ama daha şimdiden içim alev alıyordu.

Arin ve Jaemin masaya geldiğinde ayağı kalktım. Jeno gülümseyip bana bakarken az önce ki pozisyonumuzdan dolayı Arin ve Jaemin bize tuhaf bakıyordu ama umursamadım. Arinin elinde ki Starbucks kahve kutularına baktım"Gidelim artık." dedim ve elinde ki kahvelerden birini alıp arabaya doğru yürüdüm. Arin'in ve diğerlerinin beni şaşkınca izlediğini biliyordum.

"Nereye!?" diye bağırdı arkamdan Jaemin, onlara döndüm ve gülümsedim.

"Umarım yazlığında fazladan oda vardır." ve beklemeden arabaya bindim. Arkamdan kalkıp geldiklerini ve Jeno'nun gülümsediğini gördüm. Kahvemden bir yudum alıp başımı yasladım.

Son gülen ben olacaktım.

260419

☆_blueseesaw☆ sunar......

Geçiş bölümüdür bir sonra ki bölüm için kıdericuseyoooo

walls woven into people••JenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin