Genç kız tüm gününü geçirdiği odadan sonunda çıkmıştı. Can sıkıntısından patlayacak noktaya gelmişti. Babası ile olan tartışmayı rafa kaldırmaya ve onunla sohbet etmeye karar verdi. Belki birlikte oyun oynar yada yemek pişirebilirlerdi. Babası ile yaptığı her şey hoşuna gidiyor yalnızlığını az da olsa unutturuyordu.
Alt kata indiğinde babasının salonda olduğunu öğrenip o tarafa doğru yürüdü. Babası kanepeye oturmuş ve dalgın bir şekilde karşıdaki kapalı televizyona bakıyordu. Maya geldiğini belli etmek için ayaklarını yere vura vura salona girdi. Babası sesin geldiği yöne bakıp Maya'yı görünce gülümsedi "bende şimdi seni çağırmalarını söyleyecektim" dedi.Maya usulca babasının yanına oturup "neden? Daha az önce benim kalbimi kıran babam niye beni görmek istesin ki? yoksa pişman mı oldu?" Cesur nefesini sesli bir şekilde vererek "haklısın hatalıyım. Özür dilerim. Ben sadece beni anlamını istemiştim. Sen benim bu dünyadaki tek varlığım, yaşama sebebim ve ilham kaynağımsın. Sana bir şey olursa ben yaşayamam. Hele ki benim yüzümdense..." Maya babasını daha önce hiç bu kadar üzgün görmemişti. Hele söyledikleri kalbini o kadar çok acıtmıştı ki vicdanı sızlamaya başlamıştı.
Cesur kızın ellerini tutarak "sende haklısın kızım. Senin hayatını mahfetmeye hakkım yok biliyorum ama seni korumak için başka bir çözüm yolu da bulamıyorum." Maya babasının ellerini sıkarak " Özür dilerim baba. Seni üzmek istememiştim."dedi. Aslında babasına söyleyecek o kadar çok şeyi vardı ki! Bir kerecik denizi görse ne olurdu ki! Kar yağdığında kayak yapsa, kendi yaşında bir arkadaşla sohbet etse yada alışverişe gitse ne olurdu ki! İçi çok acıyordu. Ama sustu. Babasını üzmek için yine sustu.
Cesur bey anlayışla gülümseyerek "Özür dileme. Sen haklısın ve ben bu yaptığımı telafi edemem seni dışarıya gönderememde. Ama biraz taviz verebilirim." Maya heyecanla babasını dinliyordu. İçinde biraz olsun umut yeşermişti. Cesur derin bir nefes alarak "evden çok uzaklaşmamak ve korumaların yanında olması şartı ile hergün bir saat ormana gidebilirisin."Maya babasını sözlerini bitirmesiyle çığlık attı. Yerinden kalktı ve ne yapacağını bilmeden yine oturdu. Sonra babasına sarıldı, dans etti ve hoplaya zıplaya odasına çıktı. Cesur kızının mutluluğunu görünce kalbi daha da sıkıştı. Keşke bu hayatı yaşamak zorunda olmasaydı diye düşündü. Kendine defalarca lanet etti. Böyle olacağını bilseydi asla bu işi yapmazdı. Böyle kaçak ve korku içinde yaşamaktansa beş parasız ve fakir olmayı yeğlerdi. Belki o zaman hayatının aşkı da yanında olurdu. Sude onun ilk ve tek aşkıydı.
Onunla herkes gibi tanışıp aşık olmamamıştı. Sude onun kurbanıydı o da Sude'nin katili. Ama onu görür görmez ona vurulmuş ve öldürmeye kıyamamıştı. Onu öldü gösterip evlenmiş ve herkesten saklamıştı. Ama Sude'nin hamile kalması onları zor durumda bırakmıştı. Çünkü doktora gitmeye ihtiyacı vardı. Önceleri eve doktor geliyordu. Cesur da sürekli eve gidip gelmek zorunda olduğu için fark edilmişti. Ve Sude doğum yaptığı gün eve hemşire olarak gelen kadın tarafından öldürülmüştü.
Cesur'un hayatı başına yıkılmıştı. Başına bir şey gelmesin diye bu evi satın alıp kızını bu eve yerleştirmiş ve varlığından kimsenin haberi olmamıştı. Kızı büyüdükçe annesine benziyordu. Bu Cesur'un ona daha fazla bağlanmasına neden oluyordu. Cesur daldığı düşünceler arasında salondan çıkıp odasına yürüdü ve üstünü değiştirmeden kendini yatağa atıp düşüncelerine devam etti.
***
Maya sevinçle yatağında zıpladı. Sonunda evin dışına çıkabilecekti. Tam anlamıyla özgür olmasa da bunca yılın ardından bu da birşeydi. Ama yeterli değildi. Kafasına koymuştu kaçacaktı. Ama öncelikle birkaç gün normal davranacak sonra planını uygulayacaktı böylece kimse ondan şüphelenmeyecekti. Hemen kalkıp pijamalarını giyinip yatağa yattı. Yarın için oldukça heyecenlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATA DAİR HERŞEYİM
Fiction généraleSırtı soğuk duvara çarpınca tüm vücudu titredi. Elini kaldırarak " Lütfen, lütfen yapma" dedi. Ama karanlık siluet sanki sadece görevine odaklanmış gibi yanına geldi ve bir eliyle boğazını sardı. Boynunu kıskaç gibi saran parkmaklardan kurtulmaya ç...