İlkler her zaman özel olmadır. Hele Maya gibi bir kız söz konusu ise. Daha önce hiç bir deneyimi yada tecrübesi olmayan biri için ilkleri her zaman önemli ve özeldir.
Maya ona sorulmadan ve hazır olmadığı halde Rekan tarafından yapılan müdahaleye çok sinirlenmişti. Sorhoş olması ve önünü bile görememesi verdiği tepkiye engel olmamıştı.
Dudaklarının üzerinde hissetiği baskı ile şoka uğradı. Açıkçası biraz heyecanlanmıştı ama zevk ve tutku adına hiç bir şey hissetmemişti. Hissetiği tiksinti ile Rekan'ı üzerineden ittirdi. Alkol beynine etki etmesede vücudunu kontrol edemiyordu. Kendini o kadar halsiz ve uyuşuk hissediyordu ki Rekan'ı bir milim bile kıpırdatamamıştı. Birseyler yapmalıydı ve onu kendinden uzaklaştırmalıydı.
Rekan altında debelenip duran kıza aldırmadan öpmeye devam ediyordu. Sadece küçücük masum bir öpücük almak istemişti ama Maya'nın dudaklarından aldığı tat o onu bambaşka dünyalara sürüklemişti. Karşılık alıp almaması umurunda değildi. Tek istediği öldürücü derecede seksi ve mükemmel tadı olan bu dudakları doyasıya öpmekti. Kendinen öylesine geçmişti ki Maya'nın dudaklarını aralamasını karşılık olarak kabul etti ve dilini ağzının içine daldırdı. Birkaç saniye sonra hissetiği acıyla küfrederek Maya'yı bıraktı.
"Lanet olsun. Ne halt ettiğini sanıyorsun?" Rekan dilinin ısrılmasına çok sinirlenmişti. Çektiği acıyla birlikte ağzının kan dolmasına daha da sinirlenerek lavaboya koştu. Maya fırsattan istifade yerden kalarak odasına doğru ilerlemeye başladı. Rekan geri dönerse ona neler yapardı kim bilir.
Terastan içeriye binbir zorlukla girdi. Önünü bir milim bile göremiyorken merdivenleri nasıl çıkacaktı ki? "Bu kadar içecek ne vardı? Aferin kızım sana kendi kuyunu kendin kazdın." Kendi kendine söylenerek mutfaktaki tezgaha yöneldi. Musluğu açıp açıp yüzüne birkaç kere su çarptı. Biraz kendine gelir gibi olunca tekradan yoluna devam etti. Merdivelerin trabzanlarına gelince derin bir nefes aldı. Ama duyduğu sesle nefesi boğazında kaldı."Bir yere mi gidiyordun?" Maya olduğu yerde durarak Rekan'a baktı. Şu anda oldukça sinirli duruyordu. Cevap verip tartışmak istemiyordu. Onun için önüne dönerek merdivenleri tırmanmaya çalıştı. Rekan kızın bu tavrına sinirlenerek tek hamlede elinden çekerek çıktığı basamaktan inmesini sağladı. Maya düşmemek için yoğun bir çapa sarf ederek ayakta durmaya çalıştı. Kolunu Rekan'dan kurtararak "bırak beni!" dedi. Rekan kolunu daha da sıkarak;
"Ne o seni yeterince memun edemedim mi? Yoksa performansım iyi gelmedi mi?" Maya onun ne demeye çalıştığıni ilk başta anlamamıştı. Fakat birkaç saniye sonra utançtan yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Kolunu hızla Rekan'dan kurtararak ordan uzaklaşmaya çalıştı. Arkasını dönerek tekradan merdivenleri çıkmaya yeltenince bu sefere beline sarılan ellerle kaskatı kesildi. Rekan dudaklarını kulağının dibine yaklaştırarak
"Ama öyle olmadı ki! Herkese şapur şupur bize gelince yarabbi şükür." Maya ona yöneltilen aşağılama dolu sözlere daha fazla tahammül edemeyerek Rekan'da kurtulamya çalıştı. Ama adam ellerini o kadar çok sıkı sarmıştı ki, değil ondan kurtulmak kıpırdayamıyordu bile.
"Bırak beni Allah'ın cezası." Rekan kızı duymazdan gelerek konuşmasına devam etti.
"Oysa ki ben Cesur'dan daha genç ve daha yakışıklıyım. Seni ondan daha fazla mutlu edebilirim." Maya Rekan'ın ithalmarına ve aşağılayıcı sözlerine daha falza dayanamıyordu. Düşüncesi bile iğrenç olan bu şeyleri nasıl olurda hiç utanmadan dile getirebiliyordu.
" Sus artık sus. Hiç bir bok bildiğin yok. Senden nefret ediyorum. Bırak beni artık." Rekan kollarında debelenip duran kızı bırakarak bir adım geri çekildi. Maya dengesini sağlayamayıp yere düştü. Artık ne yerinden kalkacak hali vardı nede konuşacak. Olduğu yerde cenin pozisyonunu alarak yattı. Daha fazla tutamadığı göz yaşlarını serbest bırakarak sesizce ağlamaya başladı. Rekan kıza aldırmayarak tekrardan terasa çıktı. Sandalyesine oturarak içkisini yudumlamaya devam etti.
Kızla ilgili halen tek bir bilgiye bile ulaşamamıştı. Tek bildiği adıydı. Onunda doğru olup olmadığından şüpheliydi. Kızın da hiç birşey anlatmaması onu öfkelendiyordu. Başka bir kız bu kadar hakarete ve aşağılanmaya dayanamaz kendini en azından savunurdu. Ama Maya'nın cevap vermemesi teorilerinin gerçek olduğunu doğruluyordu. Birden içinin acıdığını hisseti. Kabullenmek istemese de kıza çekildiğinin farkındaydı. Belki sadece onu arzuladığı için böyle hissediyor olabilirdi ama, onun Cesur'un sevgilisi olduğu gerçeği kalbine ağrılar saplananmasına neden olurdu. Belki de Maya'ya aşık olmuştu kim bilir?
"Saçmalama oğlum. Ne aşkı ne arzusu?" Rekan düşüncelerini kendi sesiyle bölerek yerinden kalktı. Böyle şeyler düşündüğüne göre çok falza içmişti. Sendeleyerek yürümeye başladı. İçeriye geçince halen yerde yatan kızı gördü. Yanına giderek yere çömeldi. Sabaha kadar burada uyarsa her yeri tutulacaktı. Yerden kaldırmak için bir hamle yaptı ama o kadar çok sarhoştu ki kızın bacağını bile kaldıramadı. Bu sefer Maya'yı sarsarak
" kalk yerine yat" dedi. Kızın kıpırdamadığını görünce olduğu yerde bırakarak kanepeye ilerledi ve oraya uzanarak uyudu. Nasıl olsa uyanınca yatağına giderdi.
Saatler sonra üşüdüğünü hisseden Maya yavaşca gözlerini araladı. Yerinden kalkıp kalkmamak arasında gelgit yaşıyordu. O kadar çok uykusu vardı ki! Bir o kadarda üşüyordu. Yavaşca yerinden kalktı. Başı patlayacak kadar zonkluyordu. Merdivelere yönelirken duyduğu sesle arkasına döndü. Gördüğü şeyle sinir katsayısı birden yükseldi. Kendi yerde yatarken bey efendi koltukta mışıl mışıl uyordu. Birde üzerine horluyordu. İçinden onu boğmak geliyordu. Yavaşça yanına yaklaştı. Adamın uyurken görünen masum yüzüne bakarken derin bir nefes aldı.
Neden göründüğü gibi değildi. Bu masum ve tatlı yüz neden içinde kötülük barındırıyordu ki. Az önce onu boğma isteği ile doluyken şimdi sadece saçlarına dokunmak istiyordu. Göründüğü kadar yumuşak mıydı acaba. Elini uzatıp saçına dokunacakken Rekan birden öteki tarafa döndü. Maya korku ile elini geri çekti. O anda Rekan'ın cebinden sarkan anahtarlığı gördü. İçine dolan heyacan ile yavaşca anahtarlığı cebinden çıkardı. Sesiz olamaya çalışarak yeriden kalktı ve dış kapıya doğru yürümeye başladı.
****
Sabahın ilk ışıklarının yüzüne çarpması ile rahatsızca yerinde kıpırdandı. Gözlerinin içine girmeye çalışan güneş ışınlarına söylenerek yerinden doğruldu. Biraz kendine geldikten sonra yerinden kalkarak mutfağa yöniledi. Bir ağrı kesici alıp içtikten sonra tekrar salona yöneldi.
Gözü merdivenlere çarpınca dün olanlar tek tek beynine doluşmaya başladı. En son kızı yerde uyurken bıraktığını hatırlayınca kendine kızdı. En azından kız kendi uyanıp odasına çıkmıştı. Yoksa bu saate kadar yerde donabilirdi. Bir dahaki sefere bu kadar içmemesi gerektiğini tekrardan kendine hatırlattı.
Koltukta uzanıp bir süre tavanı izledikten sonra yerinden doğruldu. Kendi kokusuna daha fazla tahammül edemeyecekti. Leş gibi içki kokuyordu. Çıkıp duş alsa iyi olacaktı. Zaten Maya'da bu saate uyanmazdı. Salına salına merdiveleri çıktı. Ses çıkarmamaya çalışarak odanın kapısını açtı. Gördüğü boş yatakla panikledi. Hemen banyoya koşup baktı. Maya orada da yoktu. Keskin bir küfür savurduktan sonra aşağıya koştu. Kız nereye giderdi ki? Evin her tarafı kapalı idi. Anahtar olmadan dışarıya çıkması imkansızdı. Birden anahtarı cebinde unutuğunu fark etti. Elini pantolanun cebine sokup kontrol etti. Tam tahmin ettiği gibi anahtarlarlar yoktu.
Korku ile bahçeden dışarıya fırladı. Maya'yı bulması gerekiyordu. Bu orman çok büyüktü ve şehre varması günlerini alabilirdi. Arabasına binip çalıştırdı ve hızla yola koyuldu.
" Tanrım lütfen başına birşey gelmesin." Rekan içindeki korku ile farkında olmadan Tanrıya yalvarıyordu hem de defalarca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATA DAİR HERŞEYİM
Ficção GeralSırtı soğuk duvara çarpınca tüm vücudu titredi. Elini kaldırarak " Lütfen, lütfen yapma" dedi. Ama karanlık siluet sanki sadece görevine odaklanmış gibi yanına geldi ve bir eliyle boğazını sardı. Boynunu kıskaç gibi saran parkmaklardan kurtulmaya ç...