4.Bölüm

68 36 118
                                    

Yıllarca sadece tek bir şey için yaşamıştı Rekan. İntikam onu hayatta tutan tek şeydi.  Ailesinin ölümünden sonra çektiği acılar ve dışlanmışlık onu defalarca intihara sürüklemiş ve her seferinde son onda vazgeçmişti. Onu ailesinden başka hiç kimse sevmememişti. Lanet hastalığı insanların ondan korkmasına ve bir ucube gibi görmesine neden olmuştu. Şimdi ise daha güçlü bir adamdı. Mutlu ve huzurlu olması için o kızı sonra da Cesur'u öldürmeliydi.

     Sonunda kızı yakalamıştı. Saatlerdir arkasında koşmaktan ter içinde kalmıştı. Saatlerdir kızın peşinde koşmak sinirlerini alt üst etmiş öfkesini maksimuma çıkarmıştı. Kız çıkmaz bir sokağa girmiş ve Rakan'ı görünce çığlık atmıştı. Mahallenin terk edilmiş olması Rekan'ın  işine  gelmişti. Burada sadece dilenciler ,sarhoşlar ve evsizler  kalıyordu. 

    Rekan hiç acele etmeden yavaşça kıza doğru yaklaşmaya başladı. Başını kaldırıp kıza bakınca korkudan titrediğini gördü. Sırıtarak ilerlemeye devam etti.Cesur'un gözü gibi koruduğu sevgilisi artık elindeydi. Kız elini kadırarak "yapma, lütfen yapma" dedi. Rekan ona aldırmayarak yaklaşmaya devam etti. Kızın yanına gelice elini uzatıp boyundan yakaladı. Kız direnme çalışsa da pek başarılı olamadı. Rekan kızı yeren yarım metre yükseğe kalorarak Boynunu sıkma devam etti. Çok fazla sıkmıyor yavaş yavaş ölmesini istiyordu.

    Kız kollarına asıldı ve neredeyse hiç çıkmayan sesiyle "lütfen" dedi. Gözünden damlayan ılık  göz yaşı Rekan'ın eline düştü. Başını kaldırıp kızın gözlerinin içine baktı. Geceden de daha siyah gözleri ben masumum diye bağırıyordu. Sonra o gözlerde korkuyu gördü. Aniden  elini çekince kız yere düştü. Rekan iki adım geri giderek durdu. "Allah'ım ben ne yaptım!"diye inledi. Ölmesi gereken tek kişi Cesur'du. Kızın ne günahı vardı? Şimdi Cesur'dan ne farkı kalmıştı. O da katil olmuştu işte.  Başını ellerinin arasına kalarak olduğu yere çöktü. Kızın olduğu yere baktı. Onun hiç suçu yoktu tıpkı ailesi gibi. Ama onu öldürmüştü işte.

    Yerinden kalkarak kıza doğru yürüdü. Yanına çöküntü göğsünün inip kalktığını gördü. Hemen nabzını kontrol edince ölmediğini anladı. Derin bir oh çekerken yere oturdu. Şimdi ne yapmalıydı? Kızı da alıp gitmeye kadar verdi. Cesur'u alt etmek için onu kullanabilirdi. Hemen telefonunu çıkardı ve kuzenini aradı. Telefon bir kaç çalıştan sonra açıldı.

   "Efendim Rekan."

"Okan bana acil bir araba ve iki adam getir. Adresi sana atıyorum."Diyerek telefonu kapattı ve Okan'ın gelmesini bekledi. Okan onun hem kuzeni hem de ortağıydı. Bu hayatta  güvendiği tek insandı.

     Bir saat sonra güneş yavaş yavaş doğmaya  başlamıştı. Rekan duyduğu tekerlek sesleriyle yerinden kalktı. Üç araba sokağın başında park etti.  Rekan kızı kucaklayarak arabalara doğru gitti. Okan kuzenin kucağındaki kıza şaşkınlıkla bakarak

"Abi kız kaçıracağını bilseydim daha hızlı gelirdim."Diyerek güldü. Fakat Rekan'ın ona dik dik baktığını görünce durumun ciddiyetini anlayarak "ne oluyor? Bu kim?" Rekan gözleriyle kucağındaki kızı işaret ederek  "istersen önce bir yardım et, kollarım koptu." Deyince Okan hemen arabanın kapını açtı ve kızı arka koltuğa yatırdılar.

"Bu Cesur'un sevgilisi." Okan pörtlemiş gözlerle Rekan'a bakıp

"Şaka yapıyorsun! Sen nerden biliyorsun? Ve onu nasıl buldun?" Rekan fazla açıklama yapmaktan hoşlanmazdı.

"Uzun hikaye sonra anlatırım. Şimdi Cesur bizi bulmadan buradan gitmeliyiz." Okan başını olumlu anlamda salladı.

"Bu arada uzun zaman ortalıklarda olmayacağım. İşler sana emanet. Biliyorsun senden başka kimseye güveniyorum." Okan  ona sarılarak

HAYATA DAİR HERŞEYİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin