-12-

929 89 19
                                    

Jimin sabah banyodan gelen su sesiyle gözlerini açtı. Sabahın sıcaklığından dolayı üstündeki örtü saçlarını yapış yapış yapmıştı. Geriye atarak sinirle örtüyü çekiştirirken su sesinin kesildiğini fark etmemişti.

Ayaklarını yataktan sarkıtıp kalkmak için yelteniyorduki odaya giren Jungkook ile tüm uyku mahmurluğundan sıyrılmıştı. Üstündeki siyah bornozla birlikte sol eline aldığı siyah baş havlusuyla saçlarını kurularken savsak adımlarla odaya girmişti.

Yutkunurken çenesinden boynuna doğru süzülen su damlasını izledi. Kavisli çekici çenesinden göğüs dekoltesi kaslarına kadar tüm çıkıntıları aşarken bu küçük su damlası yüzünden kalbi at koşturuyordu.Bu haliyle fazlasıyla tahrik ediciydi. Kendini kaptırmamak adına başını eğerek odadan çıkmaya yeltendi.

"Nereye gidiyorsun?"

"Üstünü giyinmeyecek misin Jungkook?"

Jungkook Jimini yanakları kızarmış halde kapı eşeğinde halıyı izlerken bulduğunda utandığını anlamıştı. Muzip bir gülümsemeyle elindeki havluyu yatak başlığına astı.

"Tahrik olduğundan değil yani?"

Jimin içinden küfürler savursa da ısınan yanaklarını gizlemek için bir süre başını eğip soluklandı. Kookun bu 'tutku oyununu' kazanmasına kesinlikle izin veremezdi. Kendinden beklenmeyecek bir şey yaparak inadına omuzlarını dikleştirip alayla gülümsedi.

"Kimin tahrik olduğu tartışılır bence Kookie~ Banyodan yeni çıkıp üstsüz halde yanımda dikilen sensin~"

Jungkook gülümsedi. Jimin kesinlikle sınırlarını zorlayacak hareketler sergiliyordu. Çok cesurdu ve bu onun karşı konulamaz bir çekim etkisi oluşturmasına yol açıyordu. Kook ise her zamanki gibi kendini ona kapılırken buluyordu.

"Ah,Jiminie~ Tahrik olunacak bir yanın olduğunu düşünmüyorum~"

Tamam, çok fazla zorlamıştı. İlk defa bu kadar sert konuşuyordu fakat Jiminin şu an yaptığı her hareket onun aleyhineydi. İfadesini korurken yüzü şekilden şekile giren sevgilisini izliyordu.

"Öyle mi, Bay Jeon?"

"Öyle, Bay Park."

Jimin sinirin ve kırgınlığın verdiği hırsla ağır adımlarla sevgilisine yaklaştı. Gülümsüyordu ama alay mı ettiği yoksa gerçek bir niyeti mi olduğunu anlayamıyordu.Şaşkın hali hoşuna gitmişti. Gözleri ile birlikte aralık olan ağzıyla ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. Daha çok şaşıracaktı. Jimin kesinlikle onun hayallerini süslediği üç yaşında şirinliğinden ödün vermeyen şımarık bir kız çocuğu değildi!

Küçük ellerini ipi gevşemiş bornozun üstünden karın kaslarına koydu. Hissetmeye çalışır gibi ellerini gezdirirken refleks olarak dudaklarını yalamıştı. Elinin altına gelen çıkıntıyla sesli bir şekilde yutkundu. Bu hissi sevmişti.Olabildiğince ağır hareketlerle iki elini de bornozun içine soktu. Karın kasları avuç içlerini doldururken Jungkookun yutkunduğunu duydu. Hafif iterek yatağa oturmasını sağladıktan sonra bacaklarını aralayarak dizlerine oturdu.-Bu kadar ileri gitmişken o şeyin üzerine oturmaya utanıyordu-

"Jimin."

Sesi boğuk çıkmıştı. Güneyindeki hareketlenme canını acıtacak seviyeye gelmişken burunlarını birbirine sürten Jimin ile gözlerini kapattı. Tepki vermemek için soğuk terler dökse de ihtiyaçla dudaklarına uzanmadan duramamıştı. Acıyı bir şekilde dindirmesi gerekiyordu.

Jealous-sweet/ NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin