-16-

849 79 22
                                    

Sabahın erken saatlerinde pembe mutfak önlüğü içinde üyelere kahvaltı hazırlayan Seokjin herkesin uyanmasını bekliyordu.

İlk uyanan yatağındaki boşluktan rahatsız olan, ısınmak için sadece sevdiğine sarılmaya ihtiyacı olan Namjoondu. Mavi Koya pijamalarının içinde yarım yamalak açtığı gözleriyle saçlarını karıştırarak girdi mutfağa. Güzel kokular tüm yurdu dolaşıyordu.

"Günaydın ~"

"Günaydın, güzelim."

Seokjin uykulu olduğundan kalın ve fısıltılı sesle duyduğu 'güzelim' lafıyla iyice kızarmıştı. Henüz alışmamış değildi, sadece diğer üyeler anlamasın diye çekimser kaldığından utangaçlık oluşmuştu.

Gereğinden büyük bir sessizlik hakimdi. Normalde Namjoonun bu sessiz yurttan faydalanarak Seokjini utandırması, öldürücü sevgi gösterilerine kalkışarak onu eritmesi gerekiyordu.

Başını çevirip henüz birkaç parça kahvaltılık koyduğu masaya kafasını koymuş, uyuklayan Namjoona baktı. Yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamamış bir süreliğine minik burnuyla büzüşen dudaklarını izlemişti.

Namjoon onunla yatmaya o kadar çok alışmıştı ki kokusu ve sıcaklığı olmadan uyuması oldukça zor oluyordu. Bu da gün boyu diğer üyelerden bir tık daha fazla yorgun ve uykusuz olmasını sağlıyordu.Gün geçtikçe daha sıkı bağlanıyorlardı ve bunun 'tamamen' ciddiye binmemesinden önce üyelere açıklamayı düşünüyorlardı.

Seokjin ise hayatının en güzel hatalarını yaptığını düşünüyordu. Kıskançlıkları, kavgaları veya uygunsuz davranışları olmasa bu kadar büyük bir tutkunun oluşacağındam şüpheliydi. Hala her sabah diğer kardeşlerine kahvaltı hazırlıyor, ev işlerinde hizmetlilere yardım ediyor ya da provalarında iyi bir dansçı olmak için çabalıyordu. Değişen tek şey yaşamak için ARMY den, BTS ten ve ailesinden başka büyük bir sebebinin daha doğmasıydı.

"Bebeğim, kahvemi alabilir miyim?"

"Uyumalısın, daha erken."

Usulca oturduğu sandalyeden kalkan Namjoon kediyi andıran mırıldamasıyla kafasını boynuna gömerek iyice yanaştı Seokjine. Kollarıyla sıkı sıkıya kavradığı karnı,tişörtünün üzerinden kışkırtıcı bir şekilde gezdirdiği parmakları yüzünden kasılmıştı. Seokjin zorlukla tuttuğu tabağı düşürmemek için hayli çaba içindeydi.Güçlükle tabağı tezgaha bırakırken gözlerinin kapanmasına engel olamamıştı.

"YAAAA!!"

Jimin bu romantik anı bozarak bodoslama daldığı mutfağın en köşesine doğru yol almıştı. Namjoon şaşkınlıkla geri çekilirken Jiminin ardından elinde tuttuğu küçük bir şeyi ona doğru sallayan Taehyung içeri girdi.

Jimine yaklaştıkça çığlık atmasını sağlıyor, çığlığı hoşuna gittiğinden kıkırdıyordu. Namjoon elinde tuttuğu şeye dikkatli bir şekilde baktığında ölü bir kelebek olduğunu anlamıştı. Baygın gözlerle çığlık kaynağını ve o boyuna rağmen oldukça güçlü ses tellerine sahip arkadaşlarını izlemeye başladı.

"TAEHYUNG!! SİKTİR GİT ÇEK ŞUNU?! Bokunu yiyeyim ÇEK ŞUNU AMK!!"

Seokjin çığlıklara daha fazla dayanamadığından hala durgun ifadeyle kardeşlerini izleyen sevgilisine yanaştı iyice. Gerilen kaslarından sertleşmiş omzunu çekinerek dürttü. Namjoon oldukça sinirli görünse de ifadesizliğinden ödün vermiyor gibiydi.

Jealous-sweet/ NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin