-13-

960 75 79
                                    

Videoyu önce izleyebilir ardından bölümü okuyabilirsiniz. Ancak tavsiyem bölümü okurken şarkının açık kalması. Keyifli okumalar~~~

Hoseok ablasıyla yaptığı telefon görüşmesinin ardından boş odadan çıkıp kendi odasına doğru ilerlemeye başladı. Omuzları düşmüş, gözleri ağlamak için izin istercesine sızlıyorlardı. İçindeki his kalbinden başlayarak tüm göğsünü uyuşturduğunda nefesinin sıklaştığını hissetti.

Sonunda yurttan çıkıp şirketin içinde gezmeye başladığında ayaklarının onu nereye götüreceğinden habersizdi. Kalbindeki ağrı ve acı tüm enerjisini çekiyordu. Ona iyi gelecek bir şeye ihtiyacı vardı, aslında birine...

Ayaklarının bitkin olduğunu anlayıp yürümeyi kestiğinde eğdiği başını kaldırıp geldiği yere baktı. Üyelerin pratik performansı öncesi buluştukları alanda siyah koltuk takımına yayılmış halde oturan Yoongiye kaydı gözleri.

Yoongi telefona odaklı halde ifadesini korurken yorgunlukla ve  üstüne düşen gölgeyle kafasını kaldırdı. Başı ağrıyordu, ciddi bir dinlenmeye ihtiyacı vardı. Hoseokun dolu gözlerle bıkkın bir ifadeyle ona baktığını görünce silkelendi.

İçini saran endişeyle ayağı kalktı." Hoseok, bir sorun mu var?"

"Y-yoongi."

Yalnız kalabilecekleri bir yere ihtiyacı olduğunu haykıran gözleri ile Yoongi bileğini kavradı. Dikkat çekmemeye çalışarak çalışanların arasından yurda doğru ilerlerken gözü tepkisizce kavradığı bileğini inceleyen Hoseoktaydı. Bir şey olmuştu ve sevgilisinin ruhu çekilmişti.

Sonunda Yoonginin stüdyosuna girdiklerinde Hoseok en çok ihtiyaç duyduğu şeyi yaparak kollarını boynuna doladı. "Anlat artık, güzelim."

"Ablam aradı, sesi telaşlıydı. Ne olduğunu sorduğumda ağlamaya başladı." Tane tane anlatmaya çalışırken burnunu çekiyordu. Yoongi akan her göz yaşını yanaklarından kavradığı baş parmağıyla siliyordu. Huzur bedenini mayıştırmaya başlamıştı.

"Mickeyi komşu kızına vermiş ama elinden kaçıp caddeye fırlamış. S-sonra-sında... A-araba çarpmış, çok fazla kırığı varmış. Y-yoon-gi b-ben-"

"Şşşşş, tamam güzelim. Sakinleşmeye çalış, tamam mı?"

Hoseok kafasını boynuna gömerken tuttuğu tüm hıçkırıkları serbest bıraktı. Basit bir köpek veya 'dostluk' kelimesine sığdırabileceği bir şey değildi Mickey. Çoğu zaman birçok insandan daha iyi olmuş, daha iyi kararlar almasına dahi sebep olmuştu minik dostu. Onunla oynamak, içindeki çocuğu -üzgün olsa dahi- kolayca ortaya çıkarıyordu.

"Daha iyi misin?"

Sessiz iç çekişlerle başını sallayıp kafasını güzel kokulu beyaz boyundan kaldırdı. Açık kahve saçlarını geriye atan Yoongi kızarmış yanakları ve burnu ve buğulu gözleriyle kendisine bakan sevgilisine en güzel gülüşünden sunup iç çekti.

"Mickey minik ama güçlü bir dost, Hobi. Kolay kolay pes etmeyeceğine eminim. Ayaklanıp tekrar senin gibi umut kaynağı olacak. Ancak karşılamaya geldiğinde bu halini görürse hoşnut olmayacağından eminim. Ruh ikizin seni mutlu görmek ister. Umut kaynağım benim, pes etmek yok, tamam mı?"

Hoseokun buğulu gözleri aşkla dolarken kendini ağlamamak için tutmayacaktı bu sefer. Akılına bırakarak kollarını sevdiği adama doladı. Kokusunu içine çekerken kırık sesiyle mırıldandı. Hayatındaki en güzel duyguların sebebi olan bu adamın öyle güzel bir kalbi vardı ki, çoğu zaman sadece kendisi görüyor diye sevinse mi üzülse mi bilemiyordu.

Jealous-sweet/ NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin