-19-

1K 81 24
                                    

"Aklını kurcalayan nedir, hyung?"

Namjoon elindeki biradan büyük bir yudum alarak soğuk havada burnunu çeken ağabeyine baktı. Alkolün etkisiyle bedenleri alev alev yansa da soğuk ikisini de fena halde çarpmıştı.

Büyük olan derin bir iç çekti. Temiz havayı içine çekerken henüz uyuşmamış beyniyle söyleyeceklerini toparlamaya çalışıyordu. Burnu kızarmış, gözleri yaşarmıştı. Dalgınlıkla beraber devirdikleri iki bira şişesine bakıyordu.

"Seninle hiç özel hayatı konuşmadık, öyle değil mi?"

Namjoon afalladı. Ağabeyi genellikle günlük hayattaki ya da geçmişindeki hatalarını, haksızlıklıklarını anlatırdı. Sonrasında kendi ile alay edermişçesine güler, yine kendi kendine saydırırdı.

"Özel hayatı kapsayan çok şey var. Neyi kast ettin hyung?"

Kıstı küçük gözlerini. Başı dönemeye başlamadan büyük bir yudum daha aldı. Terasın serinliği olduğu gibi yüzüne vururken hala kelimeleri toparlamakta zorlanıyordu. Canından çok sevdiği biri vardı ve yıllar boyu onu kardeş olarak tanıtmışken şimdi nasıl böyle bir gerçeği açıklayacaktı? Umuyordu ki kardeşi anlayışla karşılardı onu. Gerçi karşılamasa dahi grup içinde epey dik başlı ve ısrarcı yapısı ikna etmeye yeterli gibi görünüyordu.

"Cinsel tercihlerden ideal tipine kadar, her şeyden bahsetmeni istiyorum Joon."

"Hyung sen..."

Namjoon elbette anlamıştı. Ancak yanlış anlama ihtimaliyle doğrulamak amaçlı Yoongiye dikmişti gözlerini. İşaret parmağı gevşekçe havada asılı kalırken bir cevap almak için kısmıştı gözlerini.

"Hadi ama! İlk sen konuş, hadi. İyi hissetmem gerekiyor."

Eğdi başını. Hyungu anladıysa bütün üyeler anlamış olmalıydı. Oysa kendini oldukça iyi bir şekilde frenleyebildiğini sanıyordu. Ah, aşkın gözü kördü,öyle değil mi? Kendini en romantik anların pençesine kaptırırken arkada onları merakla izleyen küçüklerini fark etmemiş olmalıydı.

"Ben..." diye başladığı sözün devamını getirmedi. Aldığı alkol sesini kırıklaştırmış, düşünmesini engellemeye başlamıştı. Düşünememesinin nedeni alkol değildi. Yoonginin böyle bir soruya ilgi göstermesi için soruyla örtüşen bir olay yaşaması gerekiyordu. En sevdiği karakterleri bile kendisine benzerlik yönünden seçiyordu bu adam.

"Sen, ne?"

Saniyeler boyu sessizlik kapladı çevrelerini. Havaların soğumasıyla sadece komşu evlerden gelen köpek sesleri doldurmuştu etraflarını. Bir de yudumlarken çıkardıkları yutkunma sesleri tabi. Yoongi bundan hoşlanmamıştı. Ölümüne sarhoştu ve neyi ortaya koyacaksa sızmadan bir an önce yapsa iyi olurdu.

"Pekala, lafı evirip çevirmenin bir manası yok. Ben aşığım Namjoon-ah."

Namjoon bu ani itiraf karşısında afallasa da ifadesiliğini korudu. Dolu gözlerle burnunu çeken ağabeyini izledi bir süre. Aşık olsa da gereğinden fazla acı çekiyor gibi bir hali vardı.

"Kim o şanslı kız?"

Belki Blackpinkten Jennieydi. Ya da Red Velvet üyelerinden biri? Yoksa Twice kızlarından biriyle mi görüşüyordu. Yoonginin soğuk aurası her türlü karakteri kendisi hakkında düşündürmeye yetecek çekicilikteydi. Gruptaki kızlarının herhangi birinin ona aşık olması gayet doğal geliyordu Namjoona.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Jealous-sweet/ NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin