-6-

1.3K 126 67
                                    

Tan Taşçı- Kusura Bakma dinleyerek yazdım. Bu kısmı okurken dinleyebilirsiniz.Beklentinizi karşılar bilmiyorum ama umarım beğenirsiniz.

Yarım saat boyunca sessiz olmasına dikkat ederek ağladığından yorulmuştu ama göz yaşlarını durduramıyordu. En iyi seçenek olarak kendini buz gibi suyun altına soktuğunda yorgunluktan bitkin düşmüştü.

Aşık olduğunu kabullendiğinden beri kendini beğenme isteğinin de kaybolduğunu hissediyordu. Aksine yanlış bir şey yapar da soğutur korkusuyla kendini süzüyordu.

Aşk Kim Seokjine kesinlikle iyi gelmiyordu. Hayır, Kim Namjoon ona iyi gelmiyordu. Ona bu kıskançlığı hissettirdiği için, hissiz bir adama dönüştüğü için, canını yakıp durduğu için ondan nefret ediyordu. Fakat aynı günün sonunda öyle davranıyordu ki tüm hisleri bulut misali uçuyordu.

Suyun altında ne kadar kaldığını bilmiyordu, üşüdüğünü hissetti. Bornozla acelece kurulandıktan sonra üstüne uzun kollu sweat giyip yorganın altına girdi. Üşümekten ve ağlamaktan akan burnunu çekip dururken kapının açılma sesi geldi.

Esintiyle gelen kokusu... Yorganın altında küçülürken o çoktan yatağın diğer tarafına çökmüş ona bakmaya başlamıştı. Seokjinin sadece yüzü ve bol sweatten çıkan minik yumruğu görünüyordu .

"Yalnız kalmak istiyorum."

Duymamazlıktan gelmişti, ayaklanıp üstünü çıkardı,elindeki siyah tişörtü giydi. Birkaç dakika spordan belirginleşen karın kaslarıyla göz göze gelen Seokjin olduğu yerde daha çok titremişti." Yalnız kalmak istiyorum dedim, git."

Ağlamaktan kırık çıkan sesi kalbini yakmıştı. Yine de dinlemeden onun kızaran burnunu, altı çökmüş gözlerini incelemeye devam etti Joon. Burnunu çekişini ve yorgana daha sıkı sarılışı tıpkı korkudan yorganına sığınan minik çocukalar gibiydi. Şirin...

Seojin gamzelerini görünce dolan gözlerini serbest bıraktı. "Yalvarırım yalnız bırak beni. Gelme yanıma.Gülme böyle.Herşeyimi aldın benden, lütfen."

Burnunu çekti yine. Namjoon ayaklanıp yorganı kaldırdı, yanına uzandı ancak hiçbir temas olmaksızın yüzünü izliyordu hala.

"Canımı nasıl bu kadar yakıyorsun dedim kendime, insan en çok değer verdiğine kızar kırılırmış. Neden bana bunu yapıyorsun bilmiyorum, ama yemin ederim masumum ben."

Sağ yanağı ve burnu parlıyordu. Sweatinin kolunu ağzına bastırarak hıçkırıklarını engellemeye çalışıyordu.
Bir bilse karşısındaki adamın kalbini, ne hissettiğini...

"Masumum ben. Sana bakınca kalbim hızlanıyor olabilir, kardeşim dediğin insanlardan kıskanıyor olabilirim. Kokuna hasret olduğumdan tişörtlerini çalıyor, sarılmak için bahane arıyor olabilirim. Ama yemin ederim masumum ben. Bunlar kötü değil."

Sakinleştirdiği gözlerini kapattı." Kendimi engellemeye çalıştım ama..." Hıçkırkdı sessizce.

"Seni seviyorum"

Namjoon gülümserken gözünden damlayan yaş yastığa damladı. O halde gidişini gördükten sonra pişman olmuştu hemen. Üzülmesin diye kıvranırken şimdi öyle bir hale gelmişti ki meleğinin kırmıştı kanatlarını. Kendinden nefret ediyordu.

Jealous-sweet/ NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin