Jealous-sweet/ NamJin

-14-

Taehyung koşar adımlarla tanıdık apartmana girip asansöre bindiğinde kendini en büyük sinir patlaması için hazırlıyordu. O çirkin kız yaşına göre sınırını çok fazla aşmıştı ve sürekli ayağına çelme takmaya çalışıyordu. Kendini çok zeki sansa da uyguladığı bu oyunu bozmaya kararlıydı Taehyung.

Yüzündeki maske ve başındaki kapüşonla terden sırılsıklam olmuştu. Dairenin önüne gelip kapıyı var gücüyle çalmaya başlatken maskesini çenesine doğru çekti.

Sinirden parmakları titriyor, at koşturan kalbi yorulmak bilmiyordu. Ayça öyle şeytan bir kızdı ki kendisinin  onu beklediğine emindi. Kapıyı açtığında her görüntüye karşı kendini hazırlamıştı. Yüzünde kötü bir gülümseme, alaycı ve sinir bozucu bir yüz... Her şey olabilirdi aslında.

Kapı açıldığı an iterek geriye sendelemesini sağladı. Gürültüyle kapanan kapı ile birlikte yüzüne bakmadan kavradığı ince bileğini içeri doğru sürükledi. Taehyung birçok şeye göz yumabilirdi ama asla boyunu aşacak şeylere kalkışan şımarık bir kızla uğraşamazdı.

"Ne kadar yüzsüz bir piçsin! Seni öldüreceğim! Yaptıklarının bedelini ödeyeceksin! Her şeyini elinden alacağım aşağılık fare!"

"D-dur!"

"Duracağımı sanıyorsan büyük bok yemişsin."

Taehyung şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Geldiğinden beri ağzına geleni söylediğinden yüzüne dahi bakamamış dudağındaki patlağı ve içe göçmüş gözlerini fark etmemişti. Zayıflıktan elmacık kemikleri itici bir şekilde belirginleşmiş, güçlükle ayakta duruyor gibiydi.

"T-Taehyung, ben gerçekten üzgünüm ancak... Şimdi hiç sırası değil, tamam mı?"

"Ne saçmalıyorsun sen?! Yaptığın pislikler yüzünden bir haftadır ortalarda yoksun, değil mi?"

Taehyung ince bileğini savururken sinirle elini geçirdiği saçlarını dağıttı. Kendinden hayli kısa kalan kıza bakarken gözlerindeki hissizlik ürpermesine neden olmuştu.

"Y-yarın konu-şalım Taehyung oppa. Yaptığım her ş-şeyin telafisi o-olacağından emin ol."

"Neyin telafisi? Namjoon hyung kötü bir hayat yaşadığını söylüyor ancak kardeşinin tüm lise parasını karşılıyormuşsun? İdol olduğumuz için yapıştın bize, değil mi? Para avcısı kadınlardan mısın yoksa? Bu servetin kaynağının başka açıklaması olamaz çünkü."

Genç kız yorgun bedenine rağmen ağırlığını tek ayağına vererek silkelendi. Gururu incinirken dolan gözleriyle birlikte yumruklarını sıktı. Son kuvvetiydi,hissediyordu.

"YETER!"

"Her şey söylediğin kadar basit mi sanıyorsun Taehyung-shi? Üyelerden birinde gözüm olsa neden sevdikleriyle birleştirmeye çalışayım? Parada gözüm olsa neden karşı komşunuz olarak kapı şifresini ve güvenlik kameralarını devre dışı edip çalmayayım? Bu benim için fazla pis ve kolay bir durum olurdu. Bilmeden yargılamayı kes!"

Lanet olsun! Yine haklıydı. İfadesizliğini korurken diğer yandan düşünüyordu. Ayçanın bedeni ayakta durmak için çabalarken zangır zangır titriyordu. Hayatlarına bir anda adım atan bu kızla ilgili her şeyi merak ediyor, öğrenmek istiyordu.

Evin içine girdikten sonra odalara bakmaya başladı. Genç odası olduğu tahmin ettiği odaya girip çalışma masası üzerindeki kalemlerden birini kaptığı gibi peşinden gelen Ayçaya döndü. Elini kavrayarak avuç içine numarasını yazdı.

"Yarın herşeyi anlatacaksın. Yoksa özel hayata saygısızlıktan ve hakaretten seni dava ederim."

Ayça korkuyla başını sallarken Taehyung'un gök gürültüsünden farksız sesiyle iyice küçüldüğünü hissediyordu. Taehyungu kapıya kadar geçirdikten sonra telefonunu kaptı. Ambulansın numarasını tuşlamıştı-kendini hiç iyi hissetmiyordu- ki hattın diğer ucundaki kişi açar açmaz zihni bu yorgunluğu taşıyamadı. Başı dönmeye başlarken buğulu gördüğü eline baktı, kırmızı bir kan damlası eline damladı.