-3-

1.5K 124 77
                                    

"Maalesef Namjoon. Aradığın kitabı az önce çıkan hanımefendiye sattık."

Şansına içinden milyonlarca kez küfrederken hala beklentiyle bakan yaşlı amcaya döndü. Zoraki bir gülümsemeyle teşekkür mırıldandıktan sonra elleri ceplerinde yurdun yolunu tuttu.

Birkaç adım atmıştı ki az önce kapıdan çıkarken yol verdiği kadını gördü. Sırtındaki siyah Puma çantasından tanımıştı onu.

Açık olan saçlarını bir kalemle topuz yapmış dalgın bir biçimde müzik dinleyerek yürüyordu. Elindeki kitaba bakıp dururken onun da kaldıkları apartmana doğru yürüdüğünü fark etmişti.

Rahatsız etmemeye çalışarak önce binadan onun girişini izledi. Hemen ardından girdikten sonra diğerinden daha büyük asansörü kullanarak 12. Kata çıktı.

Bang PD'nin dediğine göre yurtta Big Hit çalışanları dışında kalan herkes başka yerlere alınmıştı. Peki yaşı diğer çalışanlardan epey küçük bu yabancı kızın ne işi vardı?

Merakı aklını kurcalarken kapı açıldı, hızlı adımlarla evin kapısına ilerlerken kızın hemen karşısındaki dairenin kapısına çökmüş olduğunu gördü.

Gözleri dolmuştu ve onu izleyen adamın farkında olduğundan o hariç her yere bakıyordu.

Namjoon içindeki centilmen erkeğin dürtüsüyle yaklaştı kıza." Afedersiniz hanımefendi, bir sorun mu var?"

Genç kız gülümsemeye çalışarak kalktı ayağı. Tanımadığı kişilere karşı mesafeliydi ancak ondan zarar gelmeyeceğini bilmiyordu.

"Ah, hayır. Kötü bir gün geçiriyorum. Sorduğunuz için teşekkürler, beyfendi."

"Üzgünüm, hatırlatmak istemezdim."

Genç kız gülümsedi. İyi insanlardan birine rastlamak onu mutlu etmişti.

"Sizi Si Won amcanın kitapçısında gördüm. Aslında o yeri bilen pek fazla insan yoktur."

Namjoon tebessüm etti. Karşısındaki kız her anlamda kendi kafasından biri olduğunu haykırsa da mesafesini koruyordu. Aslında öyle bir görüntüsü vardı ki bu tarz kitaplarla ilgileneceği düşünülemezdi.

"Aslında oraya özel kitaplar için gidiyordum. Sonuncusunu da satın aldıkları bir kitap benim en sevdiklerimdendi."

Genç kız imayı anlayacak kadar zeki olduğundan çantasından çıkardığı kitabı birkaç dakikalığına iyi hissettiren adama uzattı.

"Al hadi. Hediyem olsun."

"Ama bu-"

"Bugünüm kötü geçti,evet. Ama birkaç dakika da olsa iyi hissettirdiğin için teşekkür ederim. Hem senin daha çok ihtiyacın vardır belki. Ben şu sıralar mutlu olmayı öğreniyorum zaten."

Namjoon kocaman açtığı gözleri ile kitabı aldı. Tanrı en büyük iyiliğini onun kollarına mı bırakıyordu?

"Teşekkür ederim, şey..."

"Adım Ayça. Bana Ça diyebilirsin. Tanıştığıma memnun oldum Namjoon-shi. Bir dahaki sohbetimize kadar görüşürüz"

Ne zaman açtığını bilmediği kapıdan girerken şaşkınlıkla kendi dairesine döndü Namjoon. Gürültülü mutfağa girdiğinde hepsi kahvaltı yapıyordu.

Jealous-sweet/ NamJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin