ANLAŞMA

390 25 0
                                    

Bugün alarımın iğrenç sesiyle uyandım. Kendi kendime homurdandıktan sonra yataktan kalktım.

Banyoda günlük rutin işlerimi hallettikten sonra odama geri döndüm. Dolaptan bir tane kot pantolon bir tane siyah t-short aldım. Dolabımın diğer askılı bölümünden de annemin ütüleyip astığı kareli gömleklerden, kırmızı ve siyah renklerden oluşan gömleğimi aldım.Hepsini üzerime geçirdikten sonra aşağıya indim. Annem acele acele kahvaltı yapıyordu. Her zaman beni beklerdi. Umursamadan karşısına oturdum. Annemle her sabah yaptığımız konuşmalardan sonra evden çıktım. Annem işe geç kaldığı için o kadar hızlı yiyormuş. Otobüs durağına giderken müzik dinliyordum. Ed Sheeran-Give Me Love. Otobüse bindiğimde şarkı değişmişti.

Okula vardığımda müzik dinlemye devam ettim. Banka oturup etrafı izliyordum. İstemsizce gözlerim o kızı arıyordu. Ve sonunda bahçeye giriş yaptı. Dün yürüyerek gelirken bugün motosikletle gelmişti. Motosikleti kaydırarak park etti. Havalı bir şekilde motosikletten indi ve güneş gözlüğünü çıkarttı. Herkes onun bu havalı girişini izlerken o gözlerini etrafta gezdiriyordu. Sanki bir şey arıyormuş gibi. Telefonuma gelen mesajla gözlerimi ondan ayırıp mesaja baktım. Nazlı'dandı. 'Gözlerine hakim ol kanka. Ona aşık olduğun taa burdan belli' Mesaji okurken ister istemez kaşlarım çatılmıştı. Yanıma biri oturdu ama umursamadım. Nazlı nerede ki benim onu izlediğimi görüyor? Nazlı'yı görmek için kafamı kaldırdım ve bahçeyi taramaya başladım. Çapraz bankta Semih'le oturuyorlardı ve bana gülümsüyorlardı. Neden gülüyorlar? Kaşlarımı daha çok çatarak onlara bakmaya başladım. Nazlı'nın gözlerini devirdiğini burdan bile görmüştüm. Telefonuma gelen mesajla irkildim. Kendimi toparladığımda mesaja baktım. Yine Nazlı'dandı.Salak mı bunlar? Yanıma gelip konuşmuyorlar. 'Yanına bak aptal' Hakaret etmese olmaz. Kafamı yana çevirdiğimde şok oldum resmen. Yanıma oturan o muydu? Yutkundum. Kalbim deli gibi çarpmaya başladı. Ne oluyor bana? Omuz silkip ayağa kalktım. Arkama bakmadan Semih'lerin yanına gittim. Gitmez olaydım."Lan oğlum sen salak mısın ha? Kızın yanından neden kalktın? " Gözlerimi devirdim."Yanımda onu görünce tuhaf hissettim tamam mı?" Nazlı atıldı. "Tuhaf derken? Kalbinin hızlı atması gibi mi?" Tek kaş havada tabi. İyide o nerden biliyor benim kalbimi? Onlara belli etmemem lazımdı. Şimdi saçma sapan şeyler uydurup beni deli ederlerdi. Omuz silkip konusmaya başladım. " Hayır. O güzel bir kız ve o benim yanımda durmamalı. Bizim yanımıza ait değil." Dedim. İstediğimden daha sakin konuşmuştum. Onlarda sakinliğimi farketmiş olmalı ki omuzlarını düşürdüler."Biz yanlış anlamışız. Kusra Bakma" "Sorun değil Nazlı.Hadi sınıfa gidelim." Kafalarıyla onayladıktan sınıfa gittik.

Kafeterya da olduğu gibi burada da öyleydi. Yani burası ZEKİLER sınıfı fakat POPÜLERLER sınıfı bize İNEKLER sınıfı diyorlardı. Özellikle ben. Herkes ismiyle bilinirken ben İNEK diye biliniyordum. Yani inek kim derse biri, direk beni gösterirler. Başlarda bundan nefret etsemde artık alışmıştım.

Sıramda otururken birden şoka girdim. Bu ikinci şokumdu bugün ve ikiside onun yüzündendi. İnekler sınıfında ne işi var? Ve üçüncü şok. Neden benim yanımdaki sıra? Allah'ım sen beni onla mı sınıyorsun? Yavaş hareketlerle kafamı çevirip tahtaya bakmaya başladım. "Ruh görmüş gibisin." Onun konuşmasıyla başımı ona çevirdim. "B-ben mi?" Hah bir de bu eksikti. BEN KE-KE-LE-MİŞ-TİM. Çok ciddi bir şekilde cevap verdi."Evet sen" Ne dicem ki? Sen kendini hayalet yerine koyuyorsan evet gördüm mü? Ne saçmalıyorum ben? Cevap ver. Her zaman düşünmekten cevap vermeyi unutuyorsun Göktuğ. Lanet iç sesim haklıydı. Bakışlarımı yeniden ona çevirdim ve hafif tebessüm ettim. "Aslında senin burda olmana şaşırdım" "Neden?" "Burası İNEKLER sınıfı" "ZEKİLER sınıfı olduğunu sanıyordum?" İkimizde sınıf isimlerine vurgu yaparak konuşuyorduk. "Evet Zekiler Sınıfı fakat POPÜLERLER sınıfı buraya İnekler sınıfı diyor" "Eğer zekilik ineklikse bende ineğim. Yani daha Göktuğ'uyu tanımıyorum. Okulun en zekisi ve çalışkanıymış ama ben ondan zeki olduğumu düşünüyorum" İçimden gülüyordum ama dışarden gayet ciddiydim. "Evet en zekisidir ama seni bilmiyorum. Belki ondan daha zekisindir. Bakıcaz artık." "Tanışmak isterim onunla" dedi ve konuşma bitti. Çünkü sınıfa matematik hocası girdi. Tanışma faslı başladı. Dün ilk gün olduğu için ders işlenmedi ve çoğu öğrenci derse girmedi. Girmeyenler arasında o da varmış  demek ki. Çünkü dün sınıfta değildi. Sıra bana geldi. Benim Göktuğ olduğumu öğrenince yüz ifadesini çok merak ediyorum. "Kendimi tanıtmama gerek var mı?" "Evet lütfen. Yeni gelenler var." "Pekala. Ben Göktuğ YILMAZ. Namıdeğer İNEK. Bu kadar yeterli sanırım" diyip yerime oturdum. Ona baktığımda gülümsüyordu. Ne kadar güzeldi gülümsemesi. Onu gülümseten bendim. BEN! Sıra ondaydı. İsmini çok merak ediyordum.Ayağa kalmadan konuşmaya başladı. " Bana TEHLİKELİ derler. Çünkü tehlikeliyimdir. Yakında anlarsınız."Dedi ve sustu. Bu mudur yani? Sadece Tehlikeli mi? İsmi? "İsmini söylemeyecek misin?" Dedi meraklı hoca. "Hayır" Resmen kestirip atmıştı. Hoca da ısrarcı çıktı. "Neden?" "Sadece değer verdiğim kişilere söylerim" Hoca daha fazla diretmedi." Tamam sıradaki" Cidden merak ettim ismini.

Zil çaldığında sıradan kalkmadı. "İzin verirsen geçebilir miyim?" Benim gözlerimin içine baktı baktı baktı. Utanmıştım. O yüzden gözlerimi kaçırdım. Sonra yeniden ona baktığımda yine gülümsüyordu. Allah'ım sana geliyorum. Ve yine onu ben gülümsetmiştim.Yavaşça bacaklarını yana kaydırdı ama sıradan kalkmadı. Geçerken bacaklarım onunkilere değmişti ve birden sıcak bastı. Hızla sınıftan çıktım. Hava almam lazımdı. Hızlı adımlarla bahçeye çıktım. Kafamı dağıtacak düşünceler gerekti. Film. Filmde konum ne olacaktı? Ne çekicem ben? "Çok düşünceli görünüyorsun" Onun sesini her yerde tanırdım. Tehlikeli. İsmini bilmiyorum napıyım? Yanıma oturdu.Cevap vermedim. "Anlatmak ister misin?" Ona inanamamış bir şekilde baktım. "Dünkü kötü kız gitti iyilik meleği mi geldi?" "Sinirlenmediğim sürece sıkıntı yok" "Film çekmem lazım ve değişik bir şey olması gerek. Benim aklımada sen geldin" Ne dedim ben daha yeni? O da nerden çıktı? "B-ben mi?" Kekelemişti. Söylediğimin arkasında durmak öğretildi bana. Kafamı salladım. "Tehlikeye bulaşmak istemezsin" "Sen olan tehlike mi? Yoksa bildiğimiz tehlike mi?" Kahkaha attı."Aman Tanrım. Beni güldürebiliyorsun. Gülmeyi özlemişim"Dedi. Ne yani sadece ben mi güldürüyorum? "Ciddi anlamda tehlike." "Eğer tehlikeyi göz ardı edip ben varım dersem sende mi kabul edeceksin? Yani seni mi çekicem?" Kafasıyla onayladı. Oha! Kabul etti. Tehlike? Ne kadar büyük olabilir ki? Anlaştık deyip elimi uzattım."Emin misin?" Elimi indirmedim ve ona bakmaya devam ettim. Elimi tuttu. Yine sıcak bastı.

"Anlaştık"

TEHLİKELİ VE İNEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin