BİTTİ

234 15 7
                                    

"Sana 'ölmene izin vermem' demiştim"

Evet benim ölmeme izin vermedin ama daha yeni üç kişiyi öldürdün Kamelya. Cevap vermediği sorunun cebabını almıştım. Öldürmeye devam ediyor ya da devam edecek. Belki de Kamelya haklı. Arkama bakmadan kaçmalıyım. Onu severken mi? Dedi gereksiz iç sesim. Kendime sordum. Onu severken mi? Sanırım cevap koca bir HAYIR.

Kamelya arabadan inmesiyle arkasından ben de indim. O kalabalıkla selamlaşırken ben uzaktan onu izliyordum. Sen kimsin Kamelya? Sakladığın sır ya da sırlar ne? Bunları elbet bir gün öğreneceğim ama şimdi çekim yapmalıyım. Kameramın play tuşuna basıp onun bu mutlu halini çekemye başladım. "Yanında ki kimdi?" Diye bir soru geldi. Beni soruyordu genç kız. Kamelya arkasına dönüp bana bir bakış atıp kıza geri döndü. "Önemli biri değil" Beynimde yankılandı resmen gerçek olduğunu bildiğim halde onun ağzından duyduğum, kalbimi sızlatan o cümle.

"Önemli biri değil!" 

Değilim.

"ÖNEMLİ BİRİ DEĞİL!"

Değilim. Onun için önemli biri değilim. Gerçekler neden bu kadar acı verici. Kamelya kalabalığın arkasından çıkıp arabaya bindi. Bana bakmaya başladı arabanın ön camından. Arabaya binmemi istiyordu. Omuz silkip arabaya bindim. Ehliyet kemerimi takmamlar Kamelya'nın gaza köklenmesi bir oldu. Boş yolda o kadar hızlı ilerliyorduk ki korkudan ne yapacağımı şaşırdım. Hızı düşünmemeye çalışarak dikkatimi kamerama verdim. Çektiğim fotoğraflara videolara bakmaya başladım. Kameranın her karesinde bu kadar mükemmel çıkması normal mi? Onu mükemmel kılan kendisi mi yoksa onu mükemmel gösteren benim gözlerim mi? Ah! Lanet olasıca sevgi! Lanet girsin kalbime!

Arabanın durmasıyla kafamı kaldırıp dışarı bakmam bir olmuştu. Evime gelmememiştik. Kamelya arabadan inince bende arkasından indim. Nereye gelmiştik? Her yer ağaç. Kamelys kendinden emin adımlarla ağaçların arasına girmişti. Daha fazla vakit kaybetmeden ben de Kamelya'nın arkasına takıldım. Baya bir yürüdükten sonra bir evin önünde durduk. İki katlı bir evdi. Kamelya kapıyı açmaya çalıştı ama başaramadı. Kilitliydi. Kamelya bir kaç adım geri geldi ve kapıya öyle bir tekme attı ki kapının kırılma sesinden yerimde sıçradım. Nasıl bu kadar güçlü olabiliyor? Kamelya'nın peşinden içeri girdim.

Kamelya evi ezbere biliyormuş gibi üst kata çıktı. Evi inceleme bile fırsatım olmadan Kamelya'nın yanına gittim. Bir çalışma odasında bir şey arıyordu. Ne aradığını bilmediğim için yardım edemiyordum. Kendimi daha fazla tutamadan ilk aklıma gelen soruyu sordum. "Bu kimin evi?" Net bir sesle cevap verdi. "Doğukan" "Neden burdayız?" "Onda bana ait bir sey var ve bende onu almaya geldim" bir yandan bana cevap veriyor bir yandan da çekmeceleri karıştırıyordu. Yan duvarda bulunan dolap dikkatimi çekti. Normal bir dolaptı ama dikkatimi çekmişti işte. Altıncı his mi deniliyor bilmiyorum ama öyle bir şey iste. Dolabın kapaklarını açıcaktım ki aklıma gelenle yerimde durdum. Doğukan öldü. Polisler gelip araştırma yapacakalardır. Parmak izleri. Kamelya'ya baktığımda ellerinde deri bir eldiven vardı. Parmak izi bırakmıyordu. Ama benim elimde yoktu. "Kamelya" diye ona seslendim. "Hı?" Dedi. İşine o kadar odaklanmıştı ki bana bakmaya tenezzül bile etmedi. "Şu dolaba baksan bir de" Dikkatini cekmiş olmalıyım ki bakışları çekemceden alıp bana baktı. Elimle dolabı gösterdim. "Sen neden bakmadın?" Ellerimi havaya kaldırdım. "Parmak izleri" Önce bana bakakaldı sonra kendini toparlayıp dolaba yöneldi. "Bu kadar zeki olamak zorunda mısın?" Cevabım belli. "Bana boşuna İnek demiyorlar Tehlikeli" Omuz silkip dolabın kapaklarını açtı. İçerisine baktığımda bir kasa gördüm. Sifreli. Kamelya bir kaç denemeden sonra kasayı açmayı başardı. İçinden bir şeyler alırken mırıldandı. "Bu kadar aptal olduklarına inanamıyorum" Kafam karıştı. Kim aptal? Şifre neydi? Elinde bir kaç dosyayla bana doğru geldi. "İşimiz bitti" deyip odadan çıktı. Bende peşine takıldım.

Evimin önünde durduk. Bana baktı. Arbadan inmedim. "Şifre neydi?" "Kamelya" ne yani şifre Kamelya mıydı? Gercekten aptallarmış. Elimle torpidodaki dosyaları göstererek soru sordum."Onlar ne?" "Dosya" "Ha-ha Kamelya çok komiksin. Diyorum ki içinde ne var?" "Seni ilgilendirmeyen şeylere karışma İnek" "Senin yanındayım ve elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum. Bilmeye hakkım var." "Yanımda olmak zorunda değilsin" deyip bakışlarını benden kaçırdı. Aptal kız. "Yanındayım" deyip dosyaları elime aldım. Kapağını açmamla Kamelya'nın robot resmiyle karşı karşıya kaldım. Elimden çekilmesiyle bakışlarımı Kamelya'ya çevirdim. "Eve git. Artık bitti." Kaşlarımı çattım. "Bak yeterince film için görüntüler çektin. -elime bir flaş bellek koydu- Bunda da bir kaç görüntü var. Yeterli olduğunu düşünüyorum. Anlaşma bitti. Herkes kendi yoluna" Söylediği sözler kalbimi acıtırken bende altta kalmamak için karşılıl verdim. "Doğru anlaşma için birbirimizin yanındaydık. Haklısın. Önemli biri değilim" deyip arabadan indim.

Kameyla'nın Anlatımından...

Aptal çocuk. Aptal! Nasıl önemsiz görebilir kendini. Yarışta öyle dediğim için mi böyle dedi? Salak. Onun güvenliği için böyle söyledim ben. Önemli biri. Benim için önemli biri. Salak. Aptal. Beyinsiz. Bir de zeki derler. Hiç mi düşünemiyor? Eğer benim için önemli olduğunu öğrenirse baba bozuntusu ona zarar verebilir. Salak çocuk. Neyse.. Benden nefret etsin. Böylesi daha iyi. Uzak durur benden. Bende ondan. Böylece tehlikeye bulaşmış olmaz.

Gaza köklendim.

Hızı seviyorum.

Motordan çıkan sesi seviyorum.

Bir kac gün önce satın aldığım eve yaklaşırken önüma çıkan birisiyle frene basmam bir olmuştu. Ah bu da kim? Bu ıssız yer de ne arıyor. Kız başına. Yüzünüde göremiyorum ki. Arabadan indim. Kızın yüzü görüş alanıma girince şokun etkisiyle olduğum yerde dona kaldım.

"Almila?"

-------

Multi: Almila

TEHLİKELİ VE İNEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin