"Mark bir karar verdim."
"Ne kararı PD-nim?"
"Bekle bir dakika."
Kapıyı açtığında Twice'dan Dahyun içeri girdi. Yüzünde hiçbir mutluluk belirtisi yoktu. Normalde.. Fazla neşeliydi.
"Dahyun geç otur."
"Ben hala anlamadım. Neler oluyor?"
"Dahyun ve senin için bir açıklama yapacağım Mark. Sevgili olduğunuz hakkında."
"Ne! Biz sevgili falan değiliz yalnız?"
"Biliyorum Mark ama düşünsene? Uzun süredir dikkat çekmeyen bir grupsunuz. Eğer böyle bir açıklama yaparsak daha fazla ünleneceksiniz."
Anlaşıldı para yetmedi bu herife yine.
"Böyle bir şey istemiyorum!"
Dahyun derin bir nefes verdi. O da istemiyordu. Belliydi yani.
"Peki sen bilirsin. Ama sonuçlarına razıysan."
Bana bakıp başını iki yana salladı Dahyun. Çok güzel. Ki bilir neyle tehdit edecekti.
"Yani gruptan atılmak falan istiyorsan açıklama yapmam."
"Tamam peki. Gruptan atılmak istemiyorum. Ne b*k yersen ye."
Ayağa kalkıp odadan ayrıldım ve şirketin önüne çıktım. Derin bir nefes verip kafamı yukarı kaldırdım. Bu adamı bir gün döve döve öldürecektim ama hadi hayırlısı.
Arabamızın geldiğini görünce arabaya binip üyeleri beklemeye başladım. Üyeleri beklerken arabaya Dahyun girdi ve kapıyı kapattı.
"Bu durumdan ben de memnun değilim. Ama yapmamız gerekiyor. Birkaç ay sonra zaten ayrılmış gibi davranabiliriz. JYP bana sizin gruptan birini seçmemi söylemişti. Ben seni seçtim çünkü grubun en büyüğü olarak bu yükü ancak sen taşıyabilirsin. Maknaeleriniz ruhsal olarak bunu kaldıramaz. Jackson ile çoğu kişi bizi shipliyor ama Jackson ünlü. Yani bu durum hoşuna gitmeyebilir. Jinyoung içine kapanık biri. Yani dışarıdan öyle gözüküyor. Onu üzebilir. Jaebum lideriniz, bu konu yüzünden grubunuz etkilenebilir. Ama sen buna katlanabilirsin."
"Dahyun-ah sen maknaelerimizle aynı yaştasın. Sen nasıl dayanacaksın o halde?"
"Bilmiyorum işte. Yardımcı olursan birlikte dayanırız. Yanlış anlama.. Arkadaş olarak."
Gülümsediğimde bana hafifçe tebessüm edip arabadan indi ve üyelerin beklediği araca bindi. Dahyun dışında başka bir üye olsa belki de böyle olmazdı. Yani.. Bu kadar hoşgörülü.
Diğer üyeler de arabaya binince hepsinin neşesi düşüktü. Özellikle de grubun neşesinin. Jackson durgundu. Yanımda oturduğu için ona döndüm ve dizine dokundum.
"İyi misin Jack?"
"Hı? Evet hyung sen?"
"Galiba.. Evet."
"Böyle bir şey varsa bize, en azından bana söylemeliydin."
"Jackson böyle bir şey olduğunu nasıl düşünebilirsin? Dahyun benim arkadaşım. Hem olsa bile siden neden saklayayım? JYP'den de, sizden de, fanlardan da saklamam."
"Peki hyung özür dilerim."
"Sizin kadar ben de memnun değilim bundan. Somurtmayı bırakın nefret alacak kişi biziz."
Hafifçe gülünsediğimde diğer üyeler de gülümsemişti.. Jackson hariç. O da mutsuzdu. En az benim kadar mutsuzdu. Bir şey söylemek istiyordu ama söylerse kıyamet kopacak gibiydi.
"Hadi ama Jack.. Neşelen biraz. Birkaç ay sonra tekrar açıklama falan yaptırırız bir şey olmaz. Hem neden bu kadar üzgünsün ki?"
"Çünkü.. Çünkü benim biricik hyunguma istemediğişeyler yaptırılıyor! Sen benim minnoş ve sıska hyungumsun."
Hafifçe gülümsedim ve dönüp cama başımı yasladım. Anında yüzüm düşerken yine gözlerim dolmuştu. Fazla duygusalım nedensizce(!)
Jackson'u her gün, her dakika, her saniye beynimin içindeydi. Gülüşü kulağımda, güzel yüzü gözlerim önündeydi. O benim tanıdığım en mükemmel insandı. O mükemmeldi. Ve ona bir farklı şeyler hissediyordum. O benim için bir Jaebum, Youngjae veya Jinyoung'dan farklıydı. Bambam veya Yugyeom gibi de değildi. O beni neşelendiren, mutlu eden bir şeydi. O ölmeden önce bakmak isteyeceğim son manzaraydı.
"Hyung! Uyudun mu yine ya. Kalk hadi geldik."
Beni çağıran Jackson'a kafa salladım ve arabadan indim. Yan yana yürüyerek yurda girdiğimizde direkt odamıza girdim. Sinirle elime geçen ilk şeyi karşımdaki aynaya fırlattım. Ayna karşımda parçalanınca sakinleştiğimi hissetmiştim. Veya.. Onun sesi beni sakinleştirmişti.
"Hyung ne oldu?"
"Jack.. Ben bu açıklamayı istemiyorum."
Kollarını bana sardı ve ensemdeki saçları okşadı. Bana hem iyi gelip bir o kadar da kötü geliyordu.
"Biliyorum hyung ama sakin ol biraz. Şey yapalım.. Sen Yugyeomların odasında yat. Ben de Jinyoung'un odasına giderim. Her yer kırık parçalarla dolmuş. Yaralanabiliriz."
"Peki Jack."
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Bu açıklamayı da 10 Eylül 2018 tarihinde yazıyorum. Okul nedeniyle hazır bölümleri atacağım ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Lie* (MarkSon)
Fanfiction"O benim arkadaşım Jackson! Şirket bu açıklamayı yaptı diye beni yargılayamazsın." "Mark daha fazla dayanamıyorum. Şirket istedi diye sevgili gibi davranıyorsunuz, şirket istedi diye aynı arabaya biniyor, aynı programlarda konuşuyorsunuz. Birbiriniz...